Bölüm 8

2.2K 113 47
                                    

~Daisy~
Karşımdaki iki aptala ben göz devirirken Tony çoktan onlarla konuşmaya başlamıştı. Onada göz devirmeyi ihmal etmedim tabii. Göz devirme işlemini devam edecekken güçlü bir kol tarafından sürüklenmeye başladım. Bu kol kesinlikle Rahibe Steve Rogers değildi (!)

Daisy: Beni çekiştirme seansımız bittiyse ne yapıcaksanız yapın biran önce!

Steve gözlerini devirip beni sedyeye oturtturdu.
Gerekli malzemeleri çıkarıp işine koyuldu.
Aniden bezi bastırınca kafamı geriye attım.

Steve: Bu biraz acıtabilir.
Daisy: Ne yapıcaksan çabuk yap!

Yaraya dikiş atmaya başlamıştı.
Bitince kafasını kaldırıp bana baktı.

Steve: Bitti işte. Ama biraz dikkatli olman gerekiyor. Çok fazla hareket edersen dikişlerin patlayabilir.
Daisy: Tamadır Cap!

Güldüm. Hızlıca kalktığımda elini alnına vurdu.

Steve: Siz Stark'lar asla söz dinlemiyeceksiniz değil mi?
Daisy: Öncekileri bilmem ama ben dinlemiyorum.

Sırıtarak ona baktığımda gözlerini devirmişti.
Koridoru takip ederek salona gelmiştim.
Herkes oturmuş Tony'i izliyordu. Tony ne mi yapıyordu? Üç lise son öğrencisine bana yavşarsa neler yapabileceğini söylüyordu.
Ah, tanrı aşkına! Ne saçmalıyordu bu adam!
Sakinleşerek(!) içeriye girdim. Tabii üzerimde sadece sporcu atletimin olması onların işini zorlaştırıyordu. Onlarıda anlamak lazım şimdi. Ben erkek olsam, benim gibi güzel ve mükemmel fizikli bir kız çıksa bende asılırdım. Şimdi size salona girdiğimdeki tepkileri anlatayım.
Bucky'nin ayağı kayıp yüz üstü yere düştü, Clint içtiği kahveyi Bucky'nin üstüne püskürttü, Peter yanlışlıkla(!) yere ağ attı, Pietro bana doğru koşucakken ağa bastı ve yere düştü, Adrien ise hepsine umutsuz vakaymış gibi bakmaya başladı.
Tabii görüntü karşısında kahkahamı tutamamıştım. Wanda, Natasha ve Carol da bana katılınca daha fazla gülmeye başladım.

Daisy: Ah, tanrım halinizi görmeliydiniz.

Daha çok gülmeye başladığımda içeri Steve girmişti. Onların bu halini görünce o da kahkaha atmaya başladı.

Steve: Clint, Bucky sizde mi?

En sonunda gülememi bitirdiğimde göz yaşlarımı sildim. Tony'e baktığımda sinirden kıpkırmızı olmuştu. Birazdan patlama yaşanacak bekleyin.
1, 2, 3, 4, 5 ve Boom!

Tony: Bana bakın küçük bok parçaları! Kızıma yavşayanı görürsem ebesini s*kerim anlaşıldı mı?!

O kadar sinirlenmişti ki herkes tamam anlamında kafasını salladı. Ben ise onları gülerek izliyordum.

Tony: Sen küçük Stark. Benimle gel sana üst vereyim.

Yanıma gelince ilerlemeye başladık.

Daisy: Onlara çok yüklenmiyor musun? Yani tamam senide anlıyorum ama onlar içinde zor sonuçta ben mükemmel biriyim ve böyle olmaları normal bence.

O ise sadece kıkırdamakla yetinmişti. Gıcık cevao versen ne olur? Sinirle gözlerimi devirdim. Bugün çok fazla göz devirmiştim biraz daha deviririmsem mükemmel gözlerim arkada kalıcaktı. Odaya girip bana uzattığı t-short ü alıp giydim. Biraz etrafa bakınca zırh tasarımı gördüm. Bir dakika bu tahmin ettiğim şey miydi?
Masaya yaklaşınca Tony'nin sırıtmasını görmemek için kör olmak lazımdı.
Aman Tanrım! Bu zırh! Mark 83! Hemde nanotekdi! Tanrım bu mükemmel! Hızlıca Tony'e döndüm bana baktığını görünce konuşmaya başladım.

Daisy: Mark 83'ü nanotek mi yapıcaksın?! Bu mükemmel olur!
Tony: Evet. Ve açıkcası seninle birlikte yaparız diye düşünmüştüm.
Daisy: Tanrım! Bu mükemmel tabii ki birlikte yapabiliriz! Aklıma şimdiden mükemmel fikirler geldi. Kötü fikir gelmesi imkansız zaten ben mükemmelim.

Anın heycanı ile ona sarıldım. Önce şaşırsada karşılık verdi.

Tony: Evet biz mükemmel olduğumuz için kötü olması imkansız.
Daisy: Sanırım Steve'in sözünü dinlemeyip dikişlerimi patlattım.


















Ehem yine ben.
Kurtuluş yok benden.
Alel acele yazdığım bir bölüm oldu o yüzden kötü olmuş olabilir.
Kaos yapamadım önümüzdeki bölümde yada ondan sonraki bölümde Odinson bebeklerim geliyor haberiniz ola💃🏻
Umarım beğenirsiniz 💞


Anthonia Daisy Stark Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin