Anthonia Daisy Stark

Bölüm 9

*Medya çok iyi ya ldmfid*
*Bölüme başlamadan söyliyeyim Odinson bebeklerim geldi*
*Umarım beğenirsiniz💞*

~Daisy~

120 saat tamı tamına 120 saat. Götümüz çıkmıştı laboratuvarda dura dura. Ama deymişti. Tanrı aşkına! Mark 83'ü yaptık! Mükemmel oldu. Gerçi kötü olma gibi bir ihtimali yok. Olamazda. Derin bir nefes alıp Tony'e döndüm. O da yere bakıyordu. Çok yorulmuştuk ama deydi.
Onunda konuşmayacağını anladığımda ben konuşmaya başladım.

Daisy: Ben yukarı çıkıp kahve alıp birşeyler atıştıracağım. Sanada birşey getireyim mi?
Tony: Bende geliyorum.

Uzun asansör yolculuğundan sonra salona gelmiştik. Ağrıyan götümü kaşıya kaşıya mutfağa
ilerledim. Kahve makinesine gerekli şeyleri koyup beklemeye başladım. Olduğunu belirten ses gelince kahveyi alıp salona geçtim.
Nat'ın yanına oturdum. Steve sinirle konuşmaya başladı.

Steve: Tanrı aşkına, kaç saattir o lanet yerdesiniz. Hadi Tony'i anladım sende mi Daisy?
Daisy: Üzgünüm ama bir işim varken beni laboratuvardan çıkarmak imkansızdır.
Nat: Stark inadı.
Daisy: Huyum kurusun.

Kalan kahveyi yudumlarken aniden önümde büyük bir ışık hüzmesi belirince ağzımdan istemsizce çığlık kaçmıştı. Işık gidince sinirle önümdeki üç kişiye baktım. Biri Siyah saçlı yeşil gözlü erkek, biri yine siyah saçlı yeşil gözlü bir kadın tam bir tanrıça gibi duruyordu, biri mavi gözlü sarı saçlı elinde balta tarzı birşeyle duruyordu güçlü duruşuyla tam bir tanrı gibiydi.
İçeri giren babam sinirden kıpkırmızı olmuştu.

Tony: LAUFEYSON VE ODİNSON'LAR BU SEFER Kİ BAHANENİZ NEDİR?! HAYIR BİRDE KIZMIN TAM ÖNÜNE IŞINLANIYORLAR ÇILDIRICAM!
Loki: Heimdall yaşlandı herhalde farklı yerlere ışınlamaya başladı.
Hela: 1000 yaşına girdi yanlışlıkla başka gezene ışınlamadığına sevinin.
Thor: Farkında mısınız bilmiyorum ama ben 1500
Loki 1200 ve Hela  2000 yaşındayız biz daha yaşlıyız yanii laf etmeyin.
Tony: Hala! Neden! Kulemin! Ortasına! Işınlandığınızı! Açıklamadınız! Açıklama! İstiyorum!
Daisy: Ya Tony boşver zenginsin zaten.
Tony: Her ay klasik bir şekilde bu olayı yaşıyoruz ve ben artık cidden bıktım!
Thor: Üzgünüm. Bu minik midgartlı da kimdir?

Bana minik diye seslenmesine göz devirirken uzun zamandır - 120 saat - göz devirmediğimi fark ettim. Sarışın olan iyice yaklaşıp elimi öptü.

Thor: Üzgünüm leydim sizi korkutmak istememiştim. Ben Thor, Gök Gürültüsü Tanrısı.
Daisy: Bende Daisy Johan-
Tony: Stark. Daisy Stark benim kızım.
Loki: Cidden mi Stark? Aynı senin gibi kısa.

Gözümü kısarak siyah saçlı adamın yanına ilerledim ben kısa değildim. 1.75 boyum vardı neresi kısa?! İyice dibine girdim. O da benim gibi gözlerini kısmıştı.

Daisy: Sana göre kısa olabilirim ki kısa değilim.
Emin ol tahmin ettiğinden daha yetenekliyimdir.

Tek kaşımı kaldırınca tam ağzını açıcakdı ki siyah saçlı tanrıça gibi olan kadın araya girip konuşmaya başladı.

Hela: Sen takma bu salakları. Normalde ilk çocuk acemi zamana denk gelirken bizimkiler geri kalan iki çocukda bozmuşlar. Tabii yaşlanınca böyle oluyor ne yaparsın. Ha bu arada ben Hela Odinson Ölüm Tanrıçası.
Daisy: Memnun oldum. Bende Daisy Johan- Stark.

O sırada Tony'nin gülümsemesini görmemek için ciddi anlamda ya mal olmak lazım yada kör. Ben ikiside olmadığım için görmüştüm. Ve bu beni mutlu etmişti. Siyah saçlı adam yanıma geldi ve elini uzattı.

Loki: Bende Loki Laufeyson-Odinson Fesatlık Tanrısı. Bu iki aptalın en küçük kardeşiyim.

Hela ve Loki tartışmaya başlayınca topuklarımın üstünde dönerek kendimi Tony'e çevirdim.
Yüzümü buruşturarak 'Ne diyor bu' bskışlarımı gönderdim. Odada birden fazla kahkaha sesi duyunca mümkün olduğunca yüzümü dahada buruşturdum. Böyle olmayınca konuşmaya başladım.

Daisy: Eh, ben en iyi eve gideyim daha iyi olur.
Tony: Burada da kalabilirsin.
Daisy: - Loki ve Hela'yı işret ederek- Ben en iyisi gideyim. Sizde arkadaşlarınızla hasret giderin. Tabii kavga etmeden dururlarsa.

Belli başlı kişilerle vedalaşıp kuleden çıktım.
Hayatım boyunca gördüğüm en değişik kardeş ilişkilerine sahiplerdi.
Eve varınca duşa girip rahatlama seansı yaptım.
İşim bitince mutfağa inip sandiviç ve kahve yaptım. Tam aşırı rahat koltuğa oturup mutluluğa ulaştım derken kapı çalmıştı. İçimden gelenlere ve şansıma küfür ederken dışardan kapıyı açtım.
Eh tabii klasik bir ben olarak kapıda The New Avengers'ı beklemiyordum.