maisieemai Her kelimesi senin içindir Eşsiz Yıldız'm ღ
•Başlama tarihini buraya bırakırsanız sevinirim♡
••
Yine güzel gülüşünü bahşediyor herkese beni hiçe sayarak. Bu onsuz geçirdiğim kaçıncı gün kaçıncı saniye hiçbir fikrim yok. Tek bildiğim gün geçtikçe daha çok öldüğüm.Kampüste koluna takıp gezdiğini kaçıncı kız bilmiyorum ama sonunda patlayıp yüzüne yumruğu geçirmek istiyorum ama bunu yapmayı bile hak etmiyorum. Asıl o yumruğu hak eden kişi benim. Ben Park Jimin. Jeon Jungkook'un dilinde şerefsizin önde gideni.
Onu ilk gördüğümde hissettiğim bu yabancı duyguyu tatmak istedim. Sadece onunla eğlenmek istedim. Yükseklerde uçmayı,koşmayı öğrenmek istedim.Hiç düşünmeden kalbimin u yolu seçip karar vermesine izin verdim.Derinlerde hep bilmeliydim,bu ayrılığın kaçınılmaz olacağını...Mutluluğu kazanmak için ödeme yapmak zorundaydım.Ama ben o değeri verememiştim.Ve sonrasında ruhumu derin bir acı ele geçirdi. Biliyorum sadece ben pişman değilim yaptıklarımızdan.Umarım tek pişman olan ben değilimdir...Bazen sadece ben olduğumu hissediyorum.Asıl benliğim yalnızlığa mahkum edilmişti.Yalnızlığın zindanından kaçtığımda mutluluğa ulaşmıştım ama ilk darbede tekrar yakalanmış ve o çukura dönmüştüm.Keşke biraz daha yaşayabilseydim seni.Sadece yere değil, gök'yüzüne de baksaydım. Onunlayken hayatımın parladığını hissediyordum.Ama şu an hayatım gözlerimin önünden geçiyormuş gibi hissediyorum ve tek yapabileceğim izlemek ve ağlamak...Havayı özlüyorum,nefes alabilmeyi özlüyorum,annemi özlüyorum, tavşanımı özlüyorum... Sadece her gün biraz daha fazla özlüyorum. Geceler boyunca bütün sokaklarda dolaştığımda,nerede büyüdüğümü ve nereye ait olduğumu buldum. Yürürken izlediğim yollar benim en dipte olduğumu yüzüme çarpmıştı.Şu an kalbimde bir yırtık varmış gibi hissediyorum.Benden kopan kayıp bir parçam vardı ve o kayıp parçam artık ona ait olmadığımı söylüyordu. Gözümdeki tek yaşı dahi silemiyorum.Eğer acı ve yalnızlık denen şey buysa tam olarak bunu yaşıyorum.Her gece senin için,bizim için ağlayışımı duyuyor musun sevgilim?Ağlıyorum...Lütfen sadece kollarını sar bana.Başka hiçbir yerde olmak istemiyorum.Aşkının beni tekrardan ele geçirmesine izin ver.Eğer sende olmazsan hiçbir şeyim olmaz. Bir hiç oluveririm.
"Hey Jimin?" Kendime engel olamayarak ona dalan gözlerimi ondan çekerek bana seslenen kişiye döndüm.
"Günaydın Taehyung" Gözlerimin kaydığı yere o da benimle birlikte bakmıştı.
"Yine mi onu izliyorsun?"
"Üzgünüm" Başım öne düşerken ellerime baktım.
"Jimin seni böyle görmek istemiyorum.Yoksa gidip onun ağzını burnunu kıracağım."
"Onun hatası değildi."
"Seninde değildi!" Yüksek çıkan sesi ile birkaç kişinin bakışları bizi bulmuştu. Onun da...
"Sen böyle olmasını istemedin. O seni dinlememeyi tercih ederek çekip gitti. Kendini suçlamayı bırak" Göz pınarlarım sızlamaya başladığında ayağa kalktım.
"Buradan gidelim Taehyung" Böyle dediğimde beni anlıyordu. Yine onun omzunda ağlayacağımı biliyordu. Kapüsten çıkıp bahçede kimsenin olmadığı uzak bir yere gidip çimlere oturduk.Yine ve yine kendime engel olamadım.
"Taehyung dayanamıyorum. Bana her şeyim derdi. İnsan her şeyi olan birinden nasıl vazgeçebilir?Onun bana yabancı olması içimde kendini büyüten hastalıktan daha çok öldürüyor beni."
"Jimin böyle olduğu için üzgünüm.Çok üzgünüm." O da benimle ağlamaya başlamıştı. Onu da üzdüğüm için kendime kızdım. Tam konuşmak için ağzımı açmışken gelen öksürükle içim çıkarcasına öksürdüm.Nefes almam zorlaşmıştı.
"Jimin iyi misin?" Yerde duran ceketimi, kolumun üstüne atıp ona döndüm.
"İyiyim. Sanırım eve gidip dinlensem iyi olur. Zaten bir dersim vardı sadece."
"Seninle gelmemi ister misin?" Gözündeki endişe kırıntılarını görmezden geldim.
"Gerek yok. İlaçlarımı alıp uyumak istiyorum. Zaten yarın hastaneye gitmem gerek biliyorsun." Başını olumlu anlamda salladığında yanından ayrıldım.Her gün daha da kötüye gidiyordu durumum ama ben sadece onu görmek için hastaneye yatmıyordum.O gülünce solan çiçeklerim can bulurdu ama şimdi yokluğunda gözyaşlarım dışarı süzülüyor ve içimdeki çiçekler solarak ölüyordu.Aptallığımdan dolayı her şey çok daha zor oldu.Ona o gün her şeyi açıklayacaktım ama beni bir kez olsun bile dinlemedi. Belki dinleseydi yoğun bakımda olan kalbim tekrar hayata dönebilirdi.
"Önüne baksana!" Çarptığım kişiye bakmak için kafamı kaldırmama gerek yoktu.O da benimle aynı anda kafasını kaldırmıştı. Yüzündeki saliselik şaşkınlığın yerini kızgınlık alırken,çaresiz kırmızı gözlerim beni dinlemiyor ona daha çok bakarak zihnime kazımak istiyordu.
"Aklın bir hava da mı senin ?!Önüne baksana!"
"Önüne bakmayan sadece ben değildim."
"O zaman ayak altında dolaşma!Görmek isteyeceğim son insan bile değilsin." Sert bir şekilde omzuma çarpıp geçerken yoğun bakımdaki kalbimde bir yara daha açılmıştı. Devamında gelen şiddetli öksürüğüm ise o yarama tuz basıyordu.Az öncekinden daha şiddetli olan öksürüğüm kesilmezken soluğum da kesildiğini hissettim. Kırık kalbimin sesi kulaklarıma ilişti. "Daha ne kadar kırılabiliriz?Daha ne kadar dayanabiliriz bu acıya?" Kendimi duvarın dibine bırakırken kesilen öksürüğüm ile oksijen ciğerlerime tekrar dolmaya başlamıştı. Başım sağ tarafıma düşerken hafif aralık gözlerimle bana bakan endişeli gözleri gördüm.Benim ona baktığımı görünce arkasını dönerek tekrar yürümeye devam etti.Kalbim bu ani duyguyla ne yapacağını şaşırmış yattığı sedyeden kalkıp yerinde duramadan dans ediyordu. Mantığım ise bu kadar aptal olduğumuz için bize kızıyordu.Kalbim heyecanla kulağıma güzel kelimeleri fısıldadı ve bende tekrar ettim.
"O hala bizi seviyor."
______
Yine ve yine içimizi burkacak bir kurgu ile buradayım. İçimde bu kadar hüzün birikmişken mutlu cümleler yazamıyorum üzgünüm. Umarım bu kurgumu seversiniz. Çünkü bu kurgum kalbinize küçük dokunuşlar yaparak size sevgisini hissettirecek.Satırlarda görüşmek üzere.
Sevgiyle kalınღ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm A Mess | • 𝘫𝘪𝘬𝘰𝘰𝘬 •
Fanfiction"Soluklandığın boynumu,öptüğün köprücük kemiklerimi tanımadın mı?" ✩ [Tüm hakları saklıdır.] ※ jikook [düzyazı] ©⊀ladysyrinx⊁ for; ⊀mariwium ⊁