Üzerime koşan aslanlardan nasıl kurtulacaktım ki bu sakat bacakla.
Tam arkamı dönüp koşmaya başladığım anda arkamdan gelen bir silah sesi aslanları kendine yöneltmişti. Geri dönüp baktığımda bu Fazıl abiydi. Son mermisini de aslanların dikkatini çekmek için harcamıştı.
Bana bakarak "koş uzaklaş buradan" dedi.
Ben geriye doğru topallayarak koşuyordum ama aklım hep Fazıl abideydi. Nasıl kurtulacaktı bunlardan.Telsizle hemen 7. kanala geçerek Alara ve Dilara'ya haber verdim. Fazıl abinin gittiği yöne yönlendirdim ve aslanları indirmelerini istedim.
Bunu halledebilirlerdi. Benim ise Tolga'yı bulmam gerekiyordu ama ne kadar aradıysam da yoktu.
Alınacak bir öcümüz vardı artık. Patron Baba denen şerefsiz kimse, onu paramparça edecektim.
Alara ve Dilara teker teker aslanları indirdiler ancak bir tanesi görüş alanından çıkmış ve Fazıl abiyi köşeye sıkıştırmıştı.
Fazıl abi büyük bir öfke ile aslana doğru koştu ve belinden aldığı bıçağı aslanın kafasına geçirdi. Aslan olduğu yere yıkıldı ve öldü.
Tam bunları düşünerek Tolga'yı arıyordum ki telsizin cızırtısı ile aklım başıma gelmişti. Biri kahkaha atarak konuşmaya başladı.
Merhaba! Çocuk. Ha ha haa.
Ben Baba yanımda biricik kankan Tolga var konuşmak ister misin?Sonra telsizden Tolga'nın iniltileri gelmeye başladı. Sanırım onu dövüyorlardı.
Bağırarak " bırak lan arkadaşımı seni piç" dedim.
Baba kahkaha atarak tekrar konuşmaya başladı.
" Benimle doğru konuş çocuk. Tabii eğer onu sağ görmek istiyorsan neyse 1 saat sonra bankalar caddesinde ol!" . Telsizin sesi kesilmişti. Artık ne yapacağımız belliydi.Alara ve Dilara yanıma geldiler ve" maalesef Tolga'yı bulamadık "dediler. Onlara bakarak Babanın elinde olduğunu ve 1 saat sonra bankalar caddesinde olmamız gerektiğini söyledim.
Arif abi daha yeni bulabilmişti bizi olayları ona anlattım soğuk kanlı biri olduğundan normal bir şekilde sadece hadi gidelim o zaman dedi.
Fazıl abi de gelmişti. Arif abi ile plan yapıyordu.
Ben ise hiçbir şey düşünmeden hızla oraya ulaşmak için elimden geleni yapıyordum.Karşı binaların başına geçen Alara ve Dilara ellerinde birer S-89 keskin nişancı tüfeği ile bizi güvende tutacaklardı.
Yarım saat kadar sonra bir araba geldi ve bizden arabaya binmemizi istedi arabada sadece babanın şoförü vardı. Arabaya bindik ve yola çıktık ama bunların hiçbiri planda yoktu. Olsun doğaçlama her zaman güzeldir. Bakalım kimmiş şu baba?
Bir araç bizi takip ediuordu sanırım bizi takip eden araçta kızlar vardı.
Olaylar başlayalı bunlar bize yardım ediyordu ama daha doğru dürüst danışamamıştık ve neden bize yardım ediyorlardı bu iki kardeş.Ama ikisi de çok sıkı kızlardı.
Alara'nın Gözünden
Bu bizim için mükemmel bir fırsattı. Yıllardır aradığımız adamı sonunda bulabilmiştik.Dilara da bunun farkında olduğundan altımızdaki aracı son gaz kullanıyordu.
Yaklaşık yarım saattir takipteydik şoförün bizi fark etmemesi adeta bir mucizeydi.
Sonunda şoför bir yere girmişti. Burası Comartlar Un Fabrikasıydı.
Kapının önünde 4 nöbetçi vardı dikkat çekmemek için hızla yola devam ettik.
Sanırım onun mekanı buradaydı artık bu işi bitirmeliydik. Karşıda bulunan yüksek bina dikkatimi çekti ve Dilara'ya oraya arka taraftan dolanmasını söyledim.
Karşı binanın hemen arka tarafındaydık.
Yangın merdiveninin girişinde bulunan kapıya bir tekme attım ve kapıyı açtım hızla binanın tepesine çıktık ve görüş açısı iyi olan bir yer aramaya başladık.Buradan babanın sadece karın kısmından aşağısı görünebiliyordu. Ancak oturduğunda tam görünebiliyordu. Bizimkiler ise elleri bağlı bir şekilde babanın karşısında oturuyorlardı.
Baba, Dursun'a birşey söyledi ve ayağa kalkarak silahını Dursun'un kafasına dayadı.
Bir an önce birşeyler yapmalıydım ama ne?Hatalar için kusura bakmayın lütfen
İyi okumalar.Görüş ve önerileriniz için
Yorum atmayı unutmayın lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Virüs
Science FictionZombilerin ve acımasız insanların ele geçirdiği bir dünyada hayatta kalma mücadelesi veren bir grup insanın yaşam mücadelesi...