Zar zor çatıya ulaşabilmiştik. Ama bu kadar zorluğun ardından çatıda bizi bekleyeni görünce hepimiz neşesi yerine gelmişti.
Bu.. bu bir hastane helikopteriydi ve tam ihtiyacımızın olduğunda karşımıza çıkmıştı ama bunu kim kullanacaktı veya bunu kullanabilecek biri var mıydı aramızda diye düşünürken.
Alara kendisinin bundan önce bir müddet havacılık okulunda okuduğunu ve helikopteri kullanabileceğini söyledi. Bu kızlar gerçekten harikaydı.
Alara bana bakarak" ama vakte ihtiyacım var. Bunların çalışması biraz vakit alıyor" dedi.
Tamam bunu yapabilirdik. Elimizde bulunan 3 adet bombanın birini Tolga'ya diğerini Arif abiye verdim. Ve sonuncuyu ise ben kendim aldım.
Fazıl abi de bu arada etrafı elindeki AK-47 ile tarayarak adamların dikkatini dağıtıyordu.
Helikopter kalkmaya hazırdı. Artık bombaları atabilirdik. "1-2-3" dedikten sonra bombaları attık. Adamların yarısı havaya uçmuştu.
Hemen helikoptere atladık Arif abi arkamızı kolluyordu. Arif abi tam helikoptere bineceği sırada 3 el silah sesi duyuldu ve Arif abi yere yığıldı.
Arif abi yere düştüğü anda karşı binada bulunan adamı fark etmiştik. Tam bir kez daha ateş edecekken Dilara bir el ateş etti adamı tam kafasından vurmuştu. Adam yere yığıldı.
Arif abi ölmüştü cesedini helikoptere almış gidiyorduk artık cephaneliğimizin bulunduğu yere gitmeliydik. Yani köyümüze.
Alara'ya bakarak" bizi Saraycık'a götür" dedim.
Alara bunu onaylayarak bizi köye doğru götürüyordu.Ailelerimiz ben baygın katledilmiş bunları babamın vefatından sonra öğrendiğimde hayatta yaşamam için bir nedenim kalmamıştı.
Psikolojik olarak çökmüş bir durumdaydım.Tolga'da bu durumdaydı. Çok öfkeliydi ve bana bakarak " Dursun artık bu piçleri ortadan kaldırmanın zamanı geldi" dedi.
Haklıydı da hem de çok. Bu baba denen herif elimizden tüm sevdiklerimizi almıştı.
Tolga'ya bakarak " babanı defnettikten sonra ihtiyaçlarımızı alarak yaşamak için bir yer bulmalıyız" dedim.
Helikopteri mezarlığın kenarındaki düzlüğe indirdik ve Arif abiyi defnettik. Helikopteri burada bırakamazdık bu yüzden tekrar havalandırarak evimizin bulunduğu yere indirdik.
Bodrum katının gizli kapısının olduğu yere toprak kaymış ve kapının üzerini kapatmıştı.
Elimize aldığımız küreklerle üzerini açmaya başladık. Yaklaşık yarım saat olmuştu ve hava kararmak üzereydi.
Sanırım bu gece buradaydık. İçeri girdik burada tüm ihtiyaçlarımız vardı. Yatak, yemek ,mühimmat vb. herşey vardı.
Ama bu gece birileri nöbet tutmalıydı. Bunu kura ile halledecektim. Kura çektik ve bu geceye Tolga ve Dilara çıkmıştı.
İkisi de mutluydular çünkü Tolga, Dilara'dan hoşlanıyordu. Sanırım Dilara'da ondan.Tolga'yı bunca yaşanandan sonra mutlu görmek gayet iyiydi ve mutlu ediciydi.
Yorgundum. Yatağa yattığım gibi uyumuşum. Güneş tam yüzüme vuruyordu. Kalktığımda Dilara ve Tolga öpüşüyorlardı. O ha be bu ne hız.
Hiç ses çıkartmadan olduğum yere tekrar uzandım. Beni fark etmemişlerdi. Hala öpüşüyorlardı iyyyy. Şapşal aşıklar. Gözlerimi kapadım tekrar uyuyup kalmışım.
Biri beni sallayarak uyandırmaya çalışıyordu ama yorgunluktan gözümü bile açamıyordum.
Sonunda suratıma çarpan su ile uyanmıştım. Bu da neydi şaka falan mı?
Ama uyandığımda şok olmuştum karşımda baba bana bakmış sırıtıyordu. Hızla yataktan kalmayı denedim ama ellerimden ve ayaklarımdam yatağa bağlanmıştım. Şaka mıydı bu?
Arkadaşlar bu bölüm sezon sonuydu.
Yeni bölümleri en kısa sürede göndereceğim.Sezon finali hakkında neler düşünüyorsunuz?
Hatalar için kusura bakmayın lütfen
İyi okumalar.Görüş ve önerileriniz için
Yorum atmayı unutmayın lütfen..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Virüs
Science FictionZombilerin ve acımasız insanların ele geçirdiği bir dünyada hayatta kalma mücadelesi veren bir grup insanın yaşam mücadelesi...