Herkes arabanın sesi ile uyanmıştı. Bir iki parça birşeyler atıştırdıktan sonra erzak aramak için yola çıkmaya hazırdık.
Erzak aramak için iki gruba ayrıldık. Birinci grup Hüseyinlerin grubu diğer grupta bizdik. Hüseyinlerin grubu şehrin batı kısmını bizim grupsa şehrin doğu kısmında bulunan market, manav vb. yerlerden arzak arayacaktı.
Yarım saatlik yolculuğun ardından bir marketin önüne gelebilmiştik. Market sessiz sakin görünüyordu. İçeri girdik biraz ekmek ve biraz da çay vardı. Diğer marketlere de bakındıktan sonra bir kaç malzeme daha bularak hastaneye gitmek için yola çıktık.
Hastaneye yaklaştığımızda silah sesleri duyulmaya başlamıştı. Herkes silahlarına mermilerini yerleştirerek yola devam ettik.
Hastanenin önüne geldiğimizde Baba'nın adamları ile Hüseyinlerin grup çatışma halindeydi. Baba'nın adamları bizi henüz fark etmemişti. Bir adam roketi alarak hastaneye doğrulttu. Hemen hızla davranarak adama ateş ettim. Adam yere düşerken roketin tetiğini çekmişti. Roket hızla hastaneye girdi ve patladı.
Hastane zaten yıkık dökük olduğu için hastane çöktü. Hüseyin ve grubundaki herkes roket yüzünden ölmüştü.
Baba bir kez daha bizim elimizden bir yakınımızı almıştı. Bu artık bardağı taşıran son damla olmuştu.
Adamlardan geri kalanlar bize ateş etmeye başladı. Alara ve Dilara bina çatılarına çıkarak yerlerini almışlardı.
Adamları tek tek öldürdükten sonra bir adam yaralı olarak elimize rehin geçti. Bu adam artık herşeyin bitmesinde bize yardım edecek olan adamdı.
Adamı ve erzakları alarak eski bir eve gittik. Burayı biraz derleyip düzenledik. Biraz da burada yaşayabilirdik. Adamın ellerini ve ayaklarını bağlayarak adamı sorgulamaya başladık.
Sorguladığımız oda da sadece Tolga ve ben vardım. İlk olarak Tolga başladı.
" Kimsin ve Baba nerede?"
Adamın umurunda bile değildi. Tolga daha da kızarak "kimsin ve Baba nerede? Sana diyorum lan piç"Adam hâlâ umursamaz bir tiple birşey demeden öylece duruyordu. Artık benim de kafam atmaya başlamıştı.
Tolga öfkeden deliye döndü. Evde bulduğu bir odunla adama deliler gibi girişti. Adamın tüm kemikleri kırılmış olmalıydı ama adam hâlâ birşey demiyordu.
Tolga'ya dönerek "lan amına koduğumun şuradan biraz tuz getir bakalım" dedğimde adamın gözleri açıldı.
Adamın korktuğu yüzünden belliydi. Tuzu alıp adamın yaralı koluna basmaya başladığımda adam öyle bir inliyordu ki sesi birazdan kısılacaktı.
Adam sonunda konuşmayı kabul etti.
Anlatmaya başladı "Baba Arçelik mağazasında gizleniyor. Adamları ile beraber oradadır. Başka bir yerde olamazlar. Baba eğer bu operasyon da başarılı olamazsa tüm adamları ile size saldıracağını söyledi. Yanii dikkat edin de ava giderken avlanmayın".Herkese dönerek hazırlıklı olmasını ve herkesin silahlarını doldurmasını söyledikten sonra Tolga'yı da yanıma alarak molotof hazırlamak için evin yan odasına geçtik.
İhtiyacımız olanlar yanıcı madde, şişeler ve çaput parçalarıydı. Tolga ile beraber dışarı çıkarak bu maddelerin temin edilmesini sağlamalıydık.
Oda da bulunan elbise dolaplarından elbiseleri alarak parçalara ayırdık. Dışarıda bulunan arabalardan benzinlerini çektik ve bir varile doldurduk geriye tek eksik madde kalmıştı, cam şişeler.
Onları da dışarıda bulunan bir dükkanda vardır herhalde. Tolga ile beraber dışarı bulunan dükkanlara girerek şişe aramaya başladık. Karşımıza çıkan zombilere aldırış etmeden kafasına sıkıp uzaklaştık.
En sonunda bir dükkanda yere devrilmiş olan dolapta içleri içecek dolu cam şişeler bulduk. İçecekleri bir kapa boşalttıktan sonra şişelere benzinleri koyarak molotof yaptık.
Molotofları çantaya doldurup tüm mühimmatımızı da yanımıza alarak yola çıktık.
Ne olursa olsun bu artık son savaş olacaktı. Ya o ya da ben ölecektim.
Hatalar için kusura bakmayın lütfen
İyi okumalar.Görüş ve önerileriniz için
Yorum atmayı unutmayın lütfen..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Virüs
Ciencia FicciónZombilerin ve acımasız insanların ele geçirdiği bir dünyada hayatta kalma mücadelesi veren bir grup insanın yaşam mücadelesi...