Kafamda hiçbir plan ya da onunla konuşmam gereken hiçbir şey yoktu. Sadece günlük hayatımdan sıyrılıp onunla geçirdiğim zaman hoşuma gidiyordu. Her ne kadar dün geceden beri beni yoran düşüncelere dalsam da okulda mantıklı düşünmek için fırsat bulduğumda, mutlu olduğum zamanları bu tür şeyler ile bozmamam gerektiğinin farkına vardım. Muhtemelen benim gibi, normal şartlarda erkeklere karşı bir şey hissetmeyen insanların çoğu böyle bir durumda böyle düşünmezdi. Fakat benim için en mantıklı yol buydu.
Ege'yi parkın girişinde tarafıma doğru yürüdüğünü görünce düşünmeyi bırakıp sadece gülümsedim. Siyah beyaz sweatshirt'in üstüne attığı siyah montu ve siyah pantolonu ile geçen seferkilerde olduğu gibi yine hoş görünüyordu. Kendi üstüme baktığımda altımdaki eşofman ile üzerimdeki tshirt ve hırka durumu gayet ortaya koyuyordu. Hani bizi uzaktan gören birisi "Abi işte şu çocuk şuna kör kütük aşık ama diğeri de mal aq ne istediğini bilmiyor, buluşmaya bile yattığı kıyafetle gelmiş pü" diye bir yorum yapabilirdi bence dkkclfşd.
Ege'nin yanıma varması ile oturduğum duvardan yere indim.
"Geç kaldım sanırım kus.." cümlesini tamamlamasına izin vermeden sarıldım. Şaşırmış olmalı ki birkaç saniye hiçbir şey yapmadan öylece kalakaldı ama sonra durumu idrak edince kollarını sırtımda birleştirdi.
Bir dakikadan az bir süre öyle kaldıktan sonra ayrılıp yüzüne baktım."Tuhaf bir şeyler oluyor ama ne olduğu umrumda değil, ben gayet mutlu hissediyorum" dedim.
Gülümserken tekrar sarılmak için yeltendi aynı şeyi yapıp sımsıkı sarıldım. Omzumda hissettiğim kafası biraz daha gömüldü içime. Saçları çok az huylanmama sebep olmuştu. Ellerimi saçlarına doğru götürüp okşadım.
Oturalı yirmi dakikadan fazla zaman geçmişken başım Ege'nin omzundaydı. Biraz sessizlikten sonra "Belki saçma bulacaksın ama sence bundan 10 yıl sonra hâlâ birbirimizin hayatında olur muyuz ?" dedi.
Gözlerimi hemen üstümde olan gözlerine çevirip "Bilmem, olmayız herhalde" deyip gülümsedim. Hemen karşımdaki yüzü cevabımı duyduktan sonra hafif buruk bir şekil aldı.
"Oysaki ben evleniriz diye düşünmüştüm Mete Bey"
"Hay hay istersen şimdi evlenelim" dedikten sonra ayağa kalktım. Ne yaptığımı sorgular biçimde bakışlar atarken cebimdeki sigara paketini çıkardım. Paketin üzerinden jelatini söküp attıktan sonra kapağını açıp Ege'nin karşısında durdum. Az önceki bakışlarından birkaç kat daha şaşkın bakışlar vardı o an karşımda. Dizlerimin üstüne çöküp sigara paketini açtım.
" Siz Ege Bey, yataklara düşüp günlerce hasta olduğumda da, dağı taşı delebilecek kadar dinç olduğumda da, mutluluktan delirdiğim iyi günlerimde de, acıdan kederden öldüğüm kötü günlerimde de, kısacası ölüm bizi ayırana dek... kocam olmayı kabul ediyor musun ?"
Egenin az önceki yüz ifadesinin yerinde çiçekler açıyordu. Gözlerini gözlerime dikip "Evet" dedi.
"Ben de evet diyorum" derken paketten iki sigara çıkarıp birini Ege'nin diğerini kendi dudaklarıma koydum.
"O zamaan"cebimdeki çakmağı çıkarıp sigaramı yaktım.
"Damadı öpebilirim" dedikten sonra sigaramı Ege'nin sigarasına yakınlaştırıp onun da sigarasını yakmasına yardım ettim.İkimiz de gülümsemekten sigaraları doğru düzgün tutamıyorduk ağzımızda. İkimizin sigaradan ilk çektiği nefesler birbirine karışırken kollarını iki yana açıp sarıldı. Elimdeki sigaranın ona değmemesine özen göstererek ben de sarılıp kollarımı birleştirdim.
"Seni seviyorum" diyerek fısıldadı sağ kulağıma.
Sigara tutmayan elimi yüzüne götürüp "Ben de seni seviyorum Ege" dedim.
"Hem de bir sürü"