XXIII

1.4K 142 166
                                    

-1 Hafta Sonra -

Elindeki tepsileri masaya yerleştirip sevimli bir tebessüm ile kendi de masaya yerleşti.

"Jaemin şaka yapıyor olmalısın?"

"Niye ki? Sadece beşer tane. Yarış yaparız diye düşündüm. Daha önce Jeno ile on iki tane hamburgerle yapmıştık bunu. "

"Ben bir kızım Jaemin ve farkındaysan onun bir tanesini bile yiyemeyecek bir fiziğim var. Gidip yet salatası alacağım."

"Tamam yemek istemiyorsan yeme, ben sana salata alıp gelirim."

Partinin olduğu geceden beri çıkıyordu Jaemin ile Sujeong. Başta keyfi yerindeydi Jaemin'in çünkü genç kadın ona istediği her şeyi veriyordu. Fakat her şey bedenlerden ibaret değildi, Jaemin fazlasını istiyordu. Onunlayken eğlenmek, dilediğince saçmalayabilmek istiyordu ama bu isteklerinin hiç birini gerçekleştiremiyordu. Bu durum bir haftada güzel kadından sıkılmasına yeterli olmuştu.

Yemek bölümünden diyet salatasını alıp masaya geri döndüğünde görmeyi beklediği bir haftadır tek kelime konuşmadığı sarışın değildi.

"Selam Jaemin."

"Geleceğini bilmiyordum."

"Sujeong çağırdı. Ben bir süre uzaklaşmayı düşünüyorum buralardan o yüzden arkadaşlarımı görmek istedim."

Nefesi hafiften kesikleşmeye başlamıştı genç adamın. Bir hafta bile onu hiç görmeden zaman geçirmek çok zor iken şimdi gidecek olma ihtimalini düşünmek bile istemiyordu.

" Nereye gideceksin peki ? "

Sujeong'un sorusu ile umutsuz bakışlarını sarışının suratında gezdirdi.

"Çin'e gitmeyi düşünüyorum. Liseden bir arkadaşım var orada. Bir süre onun yanında kalırım belki."

"Güzel fikir Jenoshii, kafan dağılır."

Kısa süren tebessümlerinin peşine Jeno'nun da bakışları Jaemin'i buldu. Aralarında uzun soluklu ve sessiz bir bakışma başlamış oldu.

Bir haftadır özlediği suratı ince ince işledi hafızasına. Gözünün altındaki beninin yerini, dudağının nereden kırıldığını, kirpiklerinin hangi bölgede yoğunlaştığını iyice ezberledi. Gözleri uzun süre bu güzellikten mahrum kalabilirdi çünkü.

"İyi misin Jeno?"

Uzun bakışmaya son veren Jaemin olmuştu. İçinde kopan fırtınaları durdurmak en iyisiydi.

"Daha iyiyim. Her yeni gün daha iyi olacağım."

"Umarım..."

"Onların hepsi senin mi?"

Önündeki tam on adet hamburgeri kastedildiğini anlayan Jaemin kocam gülümsedi. Beş tanesini ikinci tepsiye koyup Jeno'nun önüne uzattı.

"2 dakikaya iddiaya girerim."

"Kabul, başlayalım."

" 3 2 1... Başla!"

İki genç çılgınca önlerinde duran hamburgerlere saldırırken yanlarında oturan genç kadın hayretler içinde onları izliyordu.

"Bu iğrenç... Ah Tanrım ben gidiyorum. Yarın görüşürüz Jaemin."

Kafasıyla git işareti yapan gence uzun süre hayretle bakan genç kadının ardından ikili daha rahat bir şekilde hamburgerlerini mideye indirdiler.

Tam iki dakika dolduğunda ikisininde yemeği bitmişti. Bu görüntü eşliğinde büyük bir kahkaha tufanı oluştu. Delirmiş olmalıydılar.

"Dudağının her yerinde ketçap var Jeno."

"Nerde?"

Romantikliğin zirvesine ulaşmak adına Jaemin'in parmağı Jeno'nun kırmızıya bürünmüş dudaklarına gitti. Parmağına bulaşan ketçabı diline sürerken sarışının ağlamaya başlaması bütün ortamın havasını değiştirmişti.

"Hey, hey... Tamam sen kazandın patron ağlama."

Gülüyordu sarışın ancak yanaklarından yaşları bir bir süzülmeye devam ediyordu. Hamburgerin kalıntılarından nasibini almış elini Jaemin'in eline koydu. Ve genç adamın kalbini tekleten o soruyu sordu.

"Bu geceyi benimle geçirir misin Jaemin?"

wish you were gay //nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin