Kulağındaki kulaklıkları çıkararak cebine yerleştirdi genç adam. Bir saat dolmuştu. Sarışın her an gelebilirdi.
Kurduğu planları kendine hatırlattı ve bir kaç telkinde bulundu. Hayatı boyunca kaybettiği hiç bir oyun olmamıştı, bu düzenin bozulmasına izin verecek değildi.
"Merhaba, buralarda heyecanlı tatlı bir çocuk gördünüz mü acaba?"
Az çok tanıdık gelen ses ile arkasına döndü. Sarışın tam vaktinde gelmişti. Tanıştıkları gece suratında parıldayan yandan gülüşü yine simasını aydınlatıyordu. Hafif nemli sarı saçları gözlerinin üzerine düşmüştü. İçinden 'kusursuz' diye geçirmeden edemedi genç adam. Fakat hemen toparlanıp rolüne büründü.
"Selam,hadi köşedeki tatlıcıya girelim."
"Önder buyurun Nana bey."
"Bana Nana deme diye kaç kere demem gerekiyor?"
"Tamam sinirlenme Nana. Hadi gidip tatlı yiyelim."
Gözlerini yeniden devirmemek adına kendini tutan genç adamın koluna girip onu köşedeki tatlıcıya sürükledi.
Butik bir pastacı dükkanıydı. Jaemin tatlıya çok düşkün biriydi ve burası onun favori mekanıydı. Onun aksine Jeno'nun tatlılarla pek arası yoktu ancak böylesine büyüleyici bir çocukla vakit geçirme fırsatını kaçırmak istememişti.
Cam kenarındaki masaya yan yana oturdular. Jaemin'i gören garson sorma gereksinde bulunmak yerine gülümsemiş ve Jeno'nun siparişini aldı.
"Buraya sık geliyorsun herhalde."
"Haftanın en az beş günü."
"Pek tatlıya ihtiyacın yok aslında. Aynaya baksan yeter senin için."
"Yavşamadan duramıyor musun?"
Genç adamın sert uslubu ile bir miktar bozulan sarışın önüne gelen içeceğinden bir kaç yudum aldı. Yanındaki güzelliği seyretmek yerine dışarıyı izlemeye başladı.
"Bölümün ne Jeno?"
"Güzel sanatlar resim bölümündeyim."
"Ne güzel, ben o konuda pek yetenekli sayılmam."
"Geliştirilebilir bir nokta. Ancak oldukça ilgi ve yetenek istiyor."
Bir süre klasik sohbetlerine devam ettiler. Üniversite muhabbetleri, yurt dışı anıları...
Jaemin dördüncü pastasını başlamış, keşfettileri ortak noktaları hakkında koyu bir sohbete dalmışlardı. Dizi ve film zevkleri oldukça benziyordu. Haliyle Harry Potter'dan girip Prison Break'den çıkmak saatlerini almıştı.
Karamel saçlı çocuğun sarışınls buluşma planı en fazla bir saat geçirip - ki buna bile nasıl dayanacağını bilmiyordu- ağzından laf almaktı. Bir miktar da arkadaş olup içini rahatlatacaktı fakat uzun zaman sonra ilk defa biriyle bu kadar uzun vakit geçirmiş, epey zaman sonra bu denli gülmüştü.
Hava kararmaya başlamış, Jaemin son tatlısı olan vişneli brownisine dalmıştı. Reçelimsi kıvamı olan sos dudağına yayılmış, kalın dudaklarında inanılmaz dikkat çekici bir görüntü oluşturmuştu. Bu gün Jaemin'in onunla buluşma amacının onu kullanmak isteği olduğunun farkındaydı sarışın ancak onun da bir amacı vardı. Asla sahip olamayacağı bu güzelliği kısa bir süre de olsa izlemek, hafızasında geniş bir yer oluşturmak...
Haliyle dikkatini çeken dudakları öpmemek için gözlerini kaçırsa da en nihayetinde dayanamamış ve heyecanla etkileyici bir film sahnesi anlatan Jaemin'in dudaklarına bastırmıştı kendikilerini. Basit ve hareketsiz bu öpücük ikisininde kısa süre gözlerinin kapanmasına sebep olurken durması gerektiğini bilen sarışının geri çekilmesiyle sonlanmıştı.
"Bir daha bunu yapma Jeno!"
Kızdığı sözcüklerinden anlaşılsa da genç adam öylesine sakin ve duygu dolu bakıyordu ki sarışın sertçe yutkundu. İmkansızın tadına hiç bakmamalıydı...
