XVI

1.5K 156 106
                                    

Büyük kampüsün ağaçlık kısmında bulunan kulübeye ilerledi genç adam.Haftasonu olmasına rağmen diğerlerinden duyduğuna göre Jeno'yu burada bulabilirdi.

Tahta kulübe güzel sanat öğrencileri için yapılmış bir resim atölyesiydi.Açık olan camdan içeri eğildi Jaemin.Beklediği gibi sarışın buradaydı.

Üstünde siyah bir tulum vardı,çeşitli renklerle boyanmış.Saçları dağılmış,kan ter içinde kalmıştı.Elindeki paletten sert darbelerle boyayı alıyor,duvara montelenmiş tuvalin üzerine çarpıyordu.

"Yanlış zaman mı?"

Duyduğu ses ile istemsizce sakinleşen sarışın açık cama baktı.Jaemin masum bir ifade takınmış,kolları cama yaslı öylece duruyordu.

"Sayılır...Ama sorun değil,içeri gel."

İçeriden kilitlediği tahta kapıyı açarak genç adamın girmesine müsaade etti.Küçük lavaboda boyanan ellerini yıkarken Jaemin ise duvardaki resmi inceliyordu.Simsiyah fonun üzerine atılmış çeşitli renk darbeleri pek anlam ifade etmemişti onun için.

"Nigella damascena.Çizdiğim çiçeğin ismi.Sisli aşk veya şeytan aşkı da denir.Yabani bir çiçek,bakımsız unutulmuş yerlerde yetiştiği için tam bir yabani çiçek.O kadar güzeldir ki ona bakmayı durduramazsın ancak yaydığı polenler ile seni kör edebilir."

"Etkileyici.Peki çiçek nerde?"

"Henüz yeni başladım.Ortaya çıkması biraz zaman alıcak."

Kafasını sallayarak sandalyeye oturdu genç adam.Jeno pek de sıradan birine benzemiyordu.Onca çiçek varken bunu seçmiş olması ilginçti.

"Kahve içer misin?"

"Olur.Şekeri fazla olursa sevinirim."

Küçük tezgahın üzerindeki kahve makinasına kahveyi ve şekeri ekleyen sarışın dolaptan ikisi için bardak çıkardı ve kahvenin pşmesini beklemeye koyuldu.Bu sırada Jaemin'in onu süzmesi için de vakit oluşturmuş oldu.

"İşte oldu."

Bardaklara kahveyi boşaltan sarışın Jaemin'in anına oturdu.

"Afiyet olsun Nana."

"Teşekkür ederim."

Tanışalı bir hafta olmuştu.İlginç bir tanışmaydı ancak şuan iki sıradan arkadaştan farksızlardı.Normal konular hakkında konuşuyor,birbirlerine deneyimlerini,çocukluklarını anlatıp vakit eçiriyorlardı.Bu durumdan utluydu Jaemin ancak hala ulaşması gereken bir hedefi vardı Sujeong...

"Nana,akşam için bir planın var mı?"

"Ah...Evet,liseden arkadaşlarımla görüşeceğim."

"Anladım,yemek yeriz diye düşünmüştüm."

"Belki başka bir zaman..."

Tatlı tebessümlerle kahvelerini yudumladı iki genç adam.Jaemin aklında yeni yeni planlar kurarken yanındaki sarışının hüznünü,kırgınlığını fark edemeyecek kadar kördü.Jeno atölyede geçirdikleri süre boyu Jaemin'in ona nasıl olduğunu sormasını bekledi ancak Jaemin sormadı,umrunda değildi çünkü.Nedensizce kendini Jaemin2e yakın hissetmiştisarışın.Hoşlamak veya ilişki yaşamak için hissedilen bir yakınlık değildi bu.Sanki sadece kırgınlığını o anlayabilecekmiş gibi,yalnızca onun omzunda ağlayablecekmiş gibi hissediyordu ancak biliyordu:O Jaemin için sadece bir piyondu.

Şerefsiz Nana der susarım arkadalar.

wish you were gay //nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin