Minik ledlerle süslenmiş arka bahçede duran karamel saçlı çocuğa yaklaştı Jeno. Elindeki bardağı uzatarak gülümsedi.
"Saol ama daha fazla içmesem daha iyi."
"Alkol değil zaten, benim alkol eşiğin çok düşük olduğu için bol bol alkolsüz içecek sipariş ettim."
Tadına baktığında gazoz olduğunu anladığı bardağı elinde tutarak bankta Jeno'ya yer açtı.
"Sana önemli bir şey söyleyeceğim ama hemen parlamak yok, anlaştık mı?"
"Seni dinliyorum Nana."
Derin bir nefes doldurdu ciğerlerine genç adam, vakit gelmişti.
"Partinin öncesinde üst katı ararken görmemem gereken bir şey gördüm Jeno... Jungkook'u gördüm, başka biriyle birlikte olurken..."
"Bende ciddi bir şey konuşacağız sanmıştım, fakat sen gene alaylarına başlamışsın. İnsanların hayatlarıyla böyle oynanamamalısın küçük bey."
Küçük bir çocukmuş gibi Jaemin'in saçlarını karıştırarak kocaman gülümsedi sarışın. Ancak Jaemin'in sert surat ifadesi ciddiliğini iyice hissettirmişti.
" Bak umrunda olur mu bilmiyorum ama gerçekten gördüm, başka biriyle sevişiyordu. "
" Buna inanmamı beklemiyorsun değil mi? Jungkook öyle bir şey yapmaz, o bana çok bağlı. Buradan ayrıldım diye bir haftadır konuşmuyor benimle, bunun üstüne gidip başka bir bedene teslim olmaz. Bu konuyu kapatalım burada. "
Sinirlenmemiş gibi davranmaya çalışsa da gözlerinden fışkıran öfke ile banktan kalkan sarışının kolunu sıkıca kavrayarak durdurdu Jaemin.
" Amacım kötü hissetmeni sağlamak değil, sadece arkadaşımın gerçekleri bilmesini istiyorum o kadar... "
Cebinden çıkarttığı telefon ekranını sarışına çevirdi. Rahatça seçilen yüzü ile Jungkook kendinden geçmişti. Başka bir vücudun üstünde...
"Hayır... İnanamam..."
"Çoktan ayrıldınız sanıyordum. Ona aşık mısın?"
Buğulanan gözlerinden bir yaş düştü sarışının. Yıkılmış gibi duruyordu.
"Mesele sevgilim olup olmaması değil Jaemin. O benim için çok değerli ve biz birbirimize söz verdik. Her ne kadar ayrı olsak da birbirimizin bedenlerini kullandığımız için söz verdik. Eğer ikimizden biri başkasını sever veya başkasıyla birlikte olursa eskisi gibi kardeş ilişkimize dönecektik. A-ama bunu ilk birbirimize söyleyecektik...."
Kafasını önüne eğip etrafında bir kaö tur döndü. Anlamak istiyor gibiydi. İhanet gerçeğini kaldıramayacak kadar güçsüz gözüküyordu.
" Jeno ben çok üzgünüm... "
" Annemin babamın yapmadığını yaptı benim için. Henüz lisedeyken yanına aldı, iki farklı işte çalışıp okuttu beni. Anne, baba, sevgili her şeyim oldu. Bana yalan söylemeyen tek insan oydu. Ve şimdi... Şimdi bir kez daha bu lanet hissi yaşıyorum. Neyi yanlış yapıyorum ki? "
" Kendine bunu yapma. Eline bir şey geçmez böyle yaparak. "
" Haklısın. Ama ne yapacağımı çok iyi biliyorum. "
Buğulu gözlerini bürüyen nefretle koşarak içeri girdi. Peşinden koşan Jaemin onu durdurması gerektiğini biliyordu ancak yetişememişti. Jeno çoktan bir şişe birayı Jungkook'un başından aşağıya dökmüştü.
"Bir daha karşıma çıkarsan seni kendi ellerimle öldürürüm!"
Şiddetli bağırması ile müzik durmuş, herkes çember halinde onları seyre başlamıştı. Jeno'nun onlara bu keyfi yaşatmaya niyeti olmadığından elindeki şişeyi fırlatarak evi terk etti. Kırılan sadece şişe değildi, yerde kabininde kırılmış parçaları vardı.
"Bekle Jeno, bu halde nereye gidiyorsun!?"
"Kimsenin bulamayacağı bir yere! Rica ediyorum sende yaklaşma Jaemin. Sadece yalnız kalmak istiyorum."
Park halindeki motoru çalıştıran sarışın saniyeler arasında Jaemin'in görüş açısından çıkmıştı. Kalbi acımıştı Jaemin'in. Onu böyle görmek içinde bir yerleri yakmıştı. Jeno'ya istese de istemese de fazlasıyla değer veriyordu. Farklı bir değer...
Ve Jeno... Bütünüyle paramparçaydı artık. Annesiyle babası ihanet yüzünden ayrılmıştı, en yakın arkadaşı bir ihanet yüzünden öldürülmüştü ve her bir olayın ardında Jeno'nun göz yaşlarını dindiren Jungkook olmuştu, ona asla ihanet etmeyecek kişi...
Onu sevmiyordu Jeno, ama özeldi bir yerlerde onun için. Bunu kabullenmek zordu. Sırf ona verdiği söz yüzünden Sujeong'un fotoğraflarına ilk yorumunu yaptığı günden beri takip ettiği çocuğu kendi elleriyle Sujeon'a teslim etmişti. Jungkook'a ihanet etmemek için sevdiği adamı kaybetmişti...
Kitabı iyice bok etmiş gibi hissediyorum... Sıktı mı sizi? Yoksa devam edelim mi?
