"Bu gece tek renk olalım."

2.4K 150 105
                                    


Jeno dalgınca önündeki tuvale fırça darbeleri atarken küçük atolyeye rahatlatıcı bir melodi yayılıyordu. Kaç saattir burada tıkılı kaldığını bilmiyordu ancak aklını boşaltıp rahatlayacağı tek yer burasıydı.

Renkleri karıştırıp son dokunuşları yapmak için resmine bakındığında kapının açılma sesi kulaklarına doldu. Bu saatte kimseyi beklemediği için dalgın gözleri merakla arkasına döndü.

Kapıyı kapatıp elleri arkasında, kendisinin gözlerine bakan Jaemin ile oldukça şaşkın hissediyordu. Konuşmak için hamle yapmadan sorarcasına Jaemin'e bakmaya devam ediyordu. Ama Jaemin'in yoğun delici bakışları karşısında ne yapacağını bilemedi.

"Neden burdasın?" Sonunda sesini bulup konuştuğunda Jaemin bir şey demeden küçük odada Jeno'ya doğru adımlayarak aralarındaki mesafeyi azalattı ve yüzüne daha yakından baktı. Buraya neden geldiğini gözlerinden anlasın istiyordu. Aklından geçenlerinin ihtirasıyla nasıl yandığını dile getirmeden görsün istiyordu.

İstediği gibi Jeno, sadece Jaemin'in bakışlarıyla sıcakladığını hissederken inatla üzerinden ayrılmayan bakışlardaki isteği görüyordu ve bunu anlamak kendine hakim olmasını zorlaştırıyordu. Sağ elinde tuttuğu fırçayı yumruğu arasında sıkıştırıp aşağı indirirken Jaemin'in gözleri bir anlığına Jeno'nun omzu üstünden gördüğü tuvale kaydı.

"Çok güzel görünüyor Jeno.Bitirmişsin. " Hala devam eden kısık sesli şarkıya karışan sesi Jeno'nun kulaklarına dolduğunda o da tuvaldeki çiçeğe bakmıştı. Kafasını olumlu anlamda salladığında yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. "Bunu söylemek için mi geldin?" Taç yapraklarının dipte beyazken uca doğru mor rengine dönüşmesini incelerken Jaemin'i cevaplamıştı. İç çektiğinde mırıltı halinde kendi kendine "Ah..." Dediğinde bunu Jaemin'in duymadığını sanıyordu ancak resme oldukça odaklanan çocuğun iyice dibine giren Jaemin duymuştu.

"Birlikte olalım." Anlık cesaretle yan profilini gördüğü Jeno'ya isteğini söylediğinde Jeno kocaman açtığı gözleriyle Jaemin'e döndü. Hala bir sevgilisi varken bunu kendine teklif ettiğine inanamıyordu. Jaemin'e çok öfkeliydi. Bu yüzden kendini tutabilmek için yüzüne oldukça yakın olan çocuğun dudaklarına yapışmadan geri çekildi. Ama bu küçük alanda gidecek yeri olmadığından birkaç boya kutusunu devirerek gürültüye sebep olmuştu ve takılan ayağıyla uzaklaşamadan olduğu yerde sendelemişti.

Jaemin düşecek gibi olan çocuğu elinden tutup sanki hiç yakınında değilmiş gibi iyice dibine çektiğinde dudaklarına doğru fısıldamaya başladı. "Kendini tutmak zorunda değilsin Jeno." Dudaklarını yalayan sıcak nefesle Jeno, kasıklarındaki sancıyı hissediyordu. "Fazlaca isteklisin ama bir türlü ayrılmadın biricik sevgilinden." Oldukça davetkar olan dudaklara dokunmamak için iradesinin son kırıntılarını kullanıyordu."Ondan ayrıldım."Öfkesi bir anda uçru sarışının ruhundan. Çaktırmamaya çalışarak gülümsedi. Jaemin, doğru yolda olduğuna anlayarak sol elini önündeki kaslı göğse sürterek aşağıya doğru yavaş bir yol çizdi ve elini şişkinliğe bastırarak dudaklarını yaladı.

"Neden beni de tuvallerin gibi boyamıyorsun?" Şehvet dolu sorusundaki arsızlığıyla ve erkekliğini kumaşın üstünden okşayan eliyle Jeno artık mantığının uçtuğu hissediyordu. "Siktir et. Her şeyi... " Dudaklarından istekli bir mırıltı döküldüğünde ne zamandır dokunmak istediği bedenin ince beline parmaklarını sararak göğsünü kendi bedenine yasladı ve milimler uzağındaki dudaklara yapıştı.

Hareketleri naziklikten oldukça uzaktı. Dudaklarının arasındaki pembelikleri sertçe eziyor, dişliyor ve emiyordu. Her hareketiyle daha fazlasını isterken Jaemin'in belindeki elleri kalçasına kayarak kucağına alarak olduğu yeri sıkıştırmış ve bir kaç adımla kapıya yaslamıştı. Jaemin ise Jeno'nun saçlarına geçirdiği parmaklarıyla tutamları çekiştirerek aceleci çocuğun hareketlerine yetişmeye çalışıyordu.

wish you were gay //nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin