"Şunu da tutar mısın canım."
Kadının uzattığı elbiseyi boşta kalan koluna yaslayarak beklemeye devam etti. Burası gerçekten cehennemin fragmanı olmalıydı. Jaemin oldum olası alışveriş merkezlerinden nefret ederdi ve Sujeong ile her buluştuklarında tek yaptıkları yeni kıyafetler alıp diyet yemekleri yemekti.
"Jeno ile konuştun mu, geliyor mu?"
"Geleceğini söyledi. O değil de Sujeongie, sen neden bu kadar Jeno'nun gelmesini istiyorsun yemeğe?"
"Onu biriyle tanıştıracağım. Ufak bir çöpçatanlık organizasyonu."
Sarı saçlarını kulağının arkasına yerleştirirken bir iş becermiş gibi gülen kıza tiksinir gibi baktı Jaemin. Her şeye burnunu sokmak zorunda mıydı cidden?
"Peki Jeno'nun böyle bir şey istediğini nereden çıkarttın? Belki yeni birine hazır değildir..."
"Yalnız geçirmemeli zamanını, eminim yeni biri ona çok iyi gelecektir. Hadi kasaya gidelim ."
İkili kasaya ilerleyip uzun bir fatura alarak mağazadan çıktılar. Alışveriş merkezinin içinde bulunan bir restoranda buluşacakları için alt kata indiler. Genç kadın bir sevgiliye sahip olduğu için mutluydu. Her gün onunla resim atıyor, takipçilerini arttırıyor, gezip tozuyordu. Günün belli saatlerinde trip atıyor geri kalanında ise aşk dolu sözcüklere boğuyordu genç adamı. Ne sahte...
Neden burada olduğunu sorgulayan Jaemin ise bıkkınlıkla olacakları bekliyordu. Her gün sabaha kadar Jeno ile oyuna giriyorlar, dışarıda saçma sapan şeyler yapıyorlardı. Bu onu oldukça mutlu ediyordu ancak onu arkadaş olarak mı seviyordu yoksa hisleri değişmiş miydi emin değildi ve bu belirsizlik durumundan nefret ediyordu.
Restoranda onlara el sallayan yakışıklı bir çocuğun yanına ilerlediler. Ayağa kalkan çocuğun uzun boyuna hasret eden Jaemin, saygı gereği eğilerek kendini tanıttı. Aynı şekilde uzun boylu olanda eğilerek dudaklarını araladı.
"Merhaba Jaemin. Ben Choi San."
"Memnun oldum San."
Oturmaya yeltendiklerinde genç adamın gözü kapıdan koşarak gelen sarışını buldu. Henüz iki gün önce görüşmüş olmalarına rağmen onu görmeyi özlemişti.
"Yine geç kaldım. Kusura bakmayın millet."
Jeno'nun gelmesiyle güzel kadın ayağa kalkıp sarışının koluna girdi. Adının San olduğunu öğrendikleri çocuğun yanındaki sandalyeyi çekerek çöpçatan karakterine büründü.
"Hoşgeldin Jenoshii. Bu San, liseden arkadaşım."
"Selam, Jeno ben de."
Ayağa kalkan genç sarışının elini sıkarak yerine yerleşti. Jeno'da yanındaki yerini alınca yemeklerini sipariş ettiler.
Gelen yemekle sıradan bir muhabbet başlamıştı. Her şey gayet normaldi, San ve Jeno'nun birbirlerine bir şeyler söyleyip her güldüklerinde gözlerini deviren Jaemin hariç...
Kafasını yemeğine gömmüş tek kelime etmeyen genç, sarışının dikkatinden kaçmamıştı. Ayağını masasının altından Jaemin'in bacağına sürterek dikkatini çekti.
"İyisin değil mi?"
"Hmhm. Ben bir lavaboya gideceğim siz devam edin."
Yerinden kalkarken attığı bakış 'Peşimden gel' demek oluyordu, yani Jeno öyle algılamıştı. Şüphe uyandırmayarak Jaemin'in peşinden gitti.
"Neyin var Jaemin? Çok durgunsun."
"Bir şeyim yok. Gayet iyiyim."
"Pekala, öyle diyorsan öyledir. Zorlamayacağım."
Cidden mi diye düşündü Jaemin, sarışın bu kadar aptal olamazdı değil mi?
Arkasını dönüp tuvaletten çıkmak için kapıyı açan Jeno'nun elini kavrayarak duvarla arasına aldı. Kalbindeki yoğun hisler onu sarhoş etmişti adeta.
Sarışının kulağına yaklaşarak kulak memesini ısırdı. Canını delicesine acıtmak istiyordu.
Acıyla inleyen sarışının dudaklarına doğru nefesini üfleyerek konuştu.
"Aptalın tekisin Jeno. Kıskandığımı göremeyecek kadar aptal..."
Selamlarrrr... Artık ilerlesinler diye düşünüyorum. Umarım sevmişsinizdir, yorumlarınızı bekliyorum 💙
Bir de ufak bir reklamım var Vespertilio'yu okuyanlar oradaki partnerim xxvitae'yi bilir, bebeğim yeni bir kitap yayınladı ve bu gün ilk bölümü geldi, desteklerinizi bekliyor 😊💕