PART 7 - In Your Dreams

447 37 185
                                    

Bembeyaz kar, sanki bir daha hiç yağmayacak kadar sık yağıyordu. Arabada duyulan tek ses, düzenli bir şekilde sileceklerin çalışması ya da androidin yolu tarif etmek için söylediği tek kelimelik cümlelerdi. 

Genç kızın yeşil gözleri daha önce hiç bu kadar boş bakmamıştı. Saatlerdir yaşadığı duygu karmaşası sayesinde pek de iyi hissettiği söylenemezdi. Daha bu sabah Elijah Kamski'nin evinden çıktıklarında ne kadar da kendinden emin olduğunu hatırladı. Bir daha öyle olamayacak olması onu hem hüzünlendiriyor hem de ona yeni bir başlangıç yapma şansı verdiği için buruk bir sevinç yaşatıyordu.

"Sola dönün, Teğmen Bennett." Aklındaki sisli tepeden kurtulmak için gözlerini kırpıştırdı. Direksiyonu avucuyla sıkıca tutarken döndürdü. Tekerlekler taze karı ezip geçerek köprüye girdi. Üşüyor olmasına rağmen camını aralayarak soğuk havanın içeri girmesine izin verdi. Kendine gelmeye ihtiyacı vardı.

Nereye geldiklerini, ilerideki uzun kuleyi görünce anladı. Aykırı lider buraya nasıl girebilmişti?

Gri geçide yaklaştıklarında vitesi düşürerek arabayı yavaşlattı. Frenlerin verdiği tiz sesle birlikte araba, karla kaplı asfaltta durdu. Güvenlik görevlisi cama yaklaştı. Adamın maskesi nedeniyle Dawn, onun yüzüne baktığında bir duvara bakıyormuş gibi hissediyordu. Görevli, arabanın içindeki androidi görünce diğer görevliyi çağırdı. Dawn, camı tamamen indirip onlarla konuşmayı denedi ama android sözünü kesti.

"Aykırıyı almak için geldik," dedi. Kız kaşlarını çatarak gözlerini kapattı. İçinde bulunduğu duygusal durum sayesinde mi bilmiyordu ama nedense androidin hareketleri gözüne batıyordu. Maskeli görevli birkaç saniye beklese de bir şey söylemeyerek başıyla onayladı. Onun bu hareketiyle büyük harflerle "CYBERLIFE" yazılmış geçit aşağı çekilerek açıldı. 

Dawn, ayağını frenden çekti ve gaza bastı. Salaş örgüsünden çıkan birkaç tutam saç rüzgarın etkisiyle yüzünü gıdıklıyordu. Kulenin önüne geldiklerinde durup kontağı kapattı. Androidin tek kelime etmesine izin vermeden arabadan indi, ardından da kapıyı sertçe çarptı.

Bunu neden yaptığını ya da neden androide aniden böyle sinirlendiğini bilmiyordu. Nefesini dışarı verdiğinde dudaklarından çıkan sıcak hava, soğuk havayla buluştuğunda duman gibi gözüktü. Sinirle saçındaki tokayı alıp bileğine geçirdi.

Android, arabadan inip kızı beklemeden ilerlemeye başladı. Madem beklemeyecekti neden onsuz bu görevi tamamlayamayacağını iddia ediyordu? Dawn kendi düşüncelerine gözlerini devirdi. Hızlıca yürüdü ve ona yetişti. "Sen iyi olduğundan emin misin, Connor?" Umursamazca çıkan sesi cümlenin kendisiyle çelişiyordu. "Size iyi olduğumu söyledim, Teğmen Bennett."

Nöbet tutan bir görevli başını Connor'a doğru salladı. Cam kapıdan girdiler. Bu kadar görevliler onu nereden tanıyordu? Dawn, kendi aptallığına gülmek istedi. CyberLife için çalışan bir androidi bilmeleri elbette normaldi. 

Karşılarına çıkan iki farklı görevlilerden biri yanlarına geldi. "Beni takip edin. Size eşlik edeceğiz," dedi. Android başını iki yana salladı. "Teşekkür ederim ama nereye gideceğimizi biliyorum." Dawn rahatsızca yerinde kıpırdandı. Connor'ın bu soğuk tavırları hoşuna gitmiyordu. "Belki," dedi adam. "Ama bana verilen emirler var." Android bir adım ileri attı. "Bana da verilen emirler var," dedi. "Şimdi izin verirseniz yakalamamız gereken bir aykırı var." Adam bir şey söylemek için ağzını açtığında android onu dinlemeyerek ilerledi. 

Dawn, kendisine dönen bakışları görünce panikle androidi takip etti. Connor sadece birkaç saatte insanların sözünü kesmek gibi bir alışkanlık edinmiş olmalıydı. Beyaz mermerlerle donatılmış olan üçgen kapıdan geçtiler. Dawn kapıdan gelen sesle irkildi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 17, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cheers to the Failing | ConnorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin