Merhaba Canımlar
Bu ilk hikayem olacak umarım beğenirsiniz =) Sizlerden ricam sonra gelecek bölümleride okuyup hikayeye devam edip etmeme kararınızı ona göre vermeniz=) Bu ilk bölüm olduğu için hatalarım olabilir onları hoş görürseniz sevinirim =)
Keyifli okumalar*
*****
Aylar öncesini hatırlıyorum da sayfa yüklenene kadar ölüp ölüp dirilmiştim resmen yüklendiğinde ise ekranda gördüğüm bilgileri algılamam bayağı uzun sürmüştü üstelik hızlı okuyup okuduklarımı aynı hızda algılamakla övünürdüm ve taa-taam ben Melis Albayrak sonunda üniversiteli olmuştum ve sonunda kanatlanıp yuvadan uçuyordum!
Tanrım ne mutluluk verici değil mi? Aslında itiraf ediyorum o kadarda değil çünkü korktum gerçekten korktum çünkü Ankara'da değildi kazandığım üniversite Ankara'nın yanından bile geçmiyordu Balkanların Türkiye'de kalan soğuk havaların ülkemize oradan giriş yaptığı bölgesi Edirne'deydi. 688 km uzakta hatta Google'dan baktığım tam rakamıyla 688,2 km üstelik havaalanıda yok yani o kadar yolu otobüsle gidecektim al sana hayattan soğumak için bir neden daha..
Sonrasında kızlarla çılgınlar gibi haberleşmiştik evet tahmin ettiğiniz gibi hiç birimiz aynı yeri kazanamamıştık ve Buse yine dört ayak üstüne düşmüş Ankara'da kalmayı başarabilmişti.Ben,Ezgi ve Yelda ise resmen ülkenin dört bir yanına dağılmıştık. En çok Ezgi ile ayrı kalacak olmamıza üzülmüştüm çünkü Ezgiyle neredeyse evrenin varoluşundan beri arkadaşımdır yani hep yanımdaydı hep oradaydı şimdi o Bursa'da ben Edirne'de neyse ya bir şekilde görüşecektik hem belki biz mezun olmadan ışınlanma falan bulunurdu sonuçta teknoloji çağında değil miyiz? Çok inanırsak olur bence evet evet olur
Tanrım gerçekten ne yapacağım ben? Daha Edirne'ye gelmedim bile yolda huzursuzluktan kendimi yiyip bitiriyorum sürekli olarak arkamda bıraktıklarımı düşünüyorum utanmasam ağlayacağım bile neden aptal gibi annemlerin benimle gelmesine karşı çıktım ki? Aa doğru ben artık 18 yaşında kendi ayakları üstünde durabilen bir gençtim,kocaman bir kız olmuştum onlara saydığım bahaneler bunlardı işin aslı benimle gelirlerse onlarla geri dönerim diye korktum onlardan asla ayrılamam diye korktum oturup herkesin içinde biricik kardeşim Melin gibi 'Anneeeeeğğğğğ' diye yerlere yumruklar atarak ağlarım diye korktum.Tamam bu kadar duygusal yeter yolunda biteceği yok zaten en iyisi biraz uyumak...
Otobüsten aşağı adımı atar atmaz ilk düşündüğüm şey 'Ankara'ya geri mi döndük acaba?' oldu çünkü Edirne'nin sabahın körü ayazınında Ankara'nın meşhur ayazından aşağı kalır hiç bir yanı yok yahu resmen buz gibi Balkanlardan gelen soğuk havanın iliklerime kadar işlememesi için elimden geleni yaparak hemen bir taksi kaptım ve canım annemin benim için ayarladığı aparta doğru yola koyuldum.Ahh annem demişken ona haber vermeyide bir sms ile hallettikten sonra etrafı incelemek için başımı yasladığım camda kafamı kaldırıp baktığımda gördüğüm ilk şey 'Balkan Yerleşkesi 'yazısı oldu ne yani bu kadar çabuk mu çıktık otogardan? Yaklaşık 5 dakika sonrasında taksici geldiğimizi söylediğinde ise şoklardan şok beğendiğimi söylememe gerek yoktur sanırım. Ankara'da bir yerden bir yere gitmek en az 45 dakikamı alırken burdan 15 dakikada gibi bir sürede otogardan aparta gelmiştik.
Bunun için daha sonra sevinmeyi aklımın bir köşesine yazarak benim yeni evim olacak binaya doğru bir adım attım aslında etrafın biraz daha kalabalık olmasını beklerdim ama saatin daha sabahın 7 si ve günlerden de pazar olduğunu göz önünde bulundururarak bu düşüncemi hemen unutup danışmaya doğru ilerledim ancak orda da kimse yoktu. Ee ben ne yapacaktım şimdi?
Birisinden anahtarı alıp odama çıkmalıydım ama burda kimse yoktu tam annemi arayacakken yan taraftaki asansörün kapısı açıldı ve sabahın bu saatinde bile saçı,makyajı ve topuklu ayakkabıları tam olan sanırım benden 1-2 yaş büyük bir kız çıktı bana şöyle bir bakıp gidecekti ki hemen bir şey yapmam gerektiğini fark ettim zira kendisi benim tek umudumdu.
'Pardoon bir şey sorabilir miyim?' diye seslendim ancak bana doğru döndüğünde yüzünde sor ama buna sonuna kadar pişman olacaksın bakışıyla bana 'Günaydın acele et' diye cevap verdi açıkcası böyle bir cevap beklemiyordum yani insan biraz ee güleryüzlü olur canım tam görevliyi nerden bulabilirim diye soracakken dışarıdan tonton bir teyze gelip beni cazgıra soru sormaktan kurtardı
'Günaydın yavrularım' diye bizi selamladıktan sonra bana dönüp 'Sen yeni kızımızsın sanırım kusura bakma kızım kedilere ekmek bırakmaya çıkmıştım gel odanı göstereyim' dediğinde nereyse kendisine sarılıp ağlayacaktım çünkü bu kadında inanılmaz derece anneannemin sevecenliğine eş bir enerji vardı ve bu bile benim gözlerimin dolmasına yetmişti.Tanrım önümüzdeki 4 senem böyle sulugöz olarak mı geçecekti?
Nihayet üçüncü kattaki odama ulaştıktan sonra görevli teyzeye teşekkür edip içeri adımımı attıp adını öğrenmeyi daha sonraya bıraktım nasılsa uzunca bir süre buradaydım.İçeri adımımı attığımda ilk dikkatimi çeken yatağın üstündeki kutu oldu tam teyzeyi çağıracakken kutunun üstündeki kart tanıdık elyazısı dikkatimi çekti 'Canım Kızım Biz hep seninleyiz.Seni çok seviyoruz Ailen' Ahh benim biricik düşünceli ailem tamam bu son damlaydı gözyaşlarımı serbest bırakarak kutunun içine bakmaya koyuldum neler yoktu ki içinde annemin hırkası,babamın atkısı,Melin'in tulumu hepside onlar kokuyordu hepside onlardan bir parçaydı .Şimdiden o kadar çok özledim ki onları...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Olsun
ChickLit'Tamam, sakin ol!' içinden sürekli tekrarladığı bu sözlerle biraz olsun güç bulmaya çalışıyordu ancak ne kadar başarılı olduğu tartışılır. Ahh hadi ama dünyanın sonu gelmedi ki alt tarafı üniversiteye gidiyordu ve Ankara dışına ilk defa adım adıyord...