10.BÖLÜM: DEVRİK ANILAR

3.7K 366 330
                                    

Afişimiz tam olarak bir Laden ve Viran'dır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Afişimiz tam olarak bir Laden ve Viran'dır. Yüksek dozda ciğer söker...

Perdenin Ardındakiler-Sevemiyorum.

G Ü N Ü M Ü Z

Hayat avuçlarımızın içinde tortop olduğunda, ellerimizin ayasına oturan kanın tek sorumlusu zamanın bir türlü üstünü örtüp saklayamadığı anılardır.
Zaten zaman, tonlarca anının birbiri içine geçerek yamalanması ve bizimiz üstümüze atılan koskoca bir yorganın oluşturmasıdır. Çünkü biz yaşamaya devam ettikçe o yorgan büyür, uzar, genişler. Büyüdükçe daha fazla yarayı kapatır, saklar. Zaman o yüzden her şeyin ilacı olabilir. Aslında zamanın bile zamana ihtiyacı vardır.
Geçmişe ait zamanlar çoktan o yorganın üstünde küçük bir kumaş parçası gibidir. Henüz yaşamadıklarımız ise, geçmişte yaşadıklarımızı pusula kabul eder ve o doğrultuda ilerler. Hayatımızda aldığımız ilk karar, zaman denilen yorganın neye benzeyeceğine karar verdiğimiz o andır.

Hayatımda aldığım ilk kararın doğurduğu sonuçlar hakkında bir fikrim yoktu. O sonucun bağlandığı bir başka soru ve daha sonraları çizilmiş bir başka rota olmalıydı. Bu seçimler arasında, Viran'ı sevmeme; hayatıma almama neden olan kararın en başından beri sorumlusu, hangi Laden'di acaba? Hangi yaşında, hangi kararı vererek yolunu değiştirmiş, neyden vazgeçmişti? O zamanki Laden vazgeçtiği şeylere karşı bir sorumluluk hissetmezdi bana göre. Viran'ı o yollardan hangisi getirdiyse, aynı yola sil baştan çıkmaktan gocunmazdı. Peki ya şu anki Laden? Ansızın terk edileceğini ve sevdiği adamdan tek bir haber bile alamayacağını bilerek aynı yola tekrar çıkar mıydı?
Bu sorunun cevabını kendime itiraf edebilir miydim? Bu sorunun cevabını zihnimin ceplerinden çıkartsam, ufacık bir delik bulup kaybolan kelimelerin eksiltisi yüzünden yine kendime doğru düzgün bir cevap veremezdim.
Belki de cevaptan kaçtığımı bildiğimden, zihnimin ceplerini tekrar tekrar deler ve kelimelerin ortadan kaybolmasını sağlardım.

Viran ile o eski apartman tepesindeki konuşmamız üzerinden dört gün geçmişti. Viran tekrar döneli bir haftayı geçmişti fakat hayatımın ağırlıklı olarak hissedilmeyi talep eden kısmı hâlâ aynıydı. O yokken, döndüğünü düşündüğüm zamanlarda bu acının hafifleyip hafiflemeyeceğini düşünürdüm. Hafiflememişti. Yanına başka duygular eklenmiş fakat acı, bir türlü geçmemişti.

Viran Kübra ile konuşmamı istediğinde bunu onun için değil, Kübra için kabul ettiğimi kendime bir kere daha hatırlattım. Ona haksızlık ettiğimi biliyordum. Viran'ın gidişi yüzünden haksız yere insanları cezalandırmış, onlardan kaçmıştım. Bu kimsenin suçu değilken sırf içimi soğutmak için insanlardan hınç almıştım. Zeynep teyze, Ekrem amca, Kübra...Belki de Baran. Kendi acımdan etrafa karşı o kadar kör olmuştum ki o insanların evlatlarını, Kübra'nın ve Baran'ın da kardeşini yitirdiğini düşünmemiştim.

VERKA.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin