16: YANILGILAR VE YENİLGİLER

1.7K 209 45
                                    

Bölüm parçaları:

Perdenin Ardındakiler-Her Gece

Ferdi Özbeğen- Büklüm Büklüm

Photogram-Black Out Days

G Ü N Ü M Ü Z

Taşlı bir yolda elbette yürüdüm, soluklandığım zamanı düştüğüm zaman saydım. Korkuyu hissettim, dünyayı terk etmek istedim ve elbette bir telefon kulübesine sığınıp birinden, beni kendimden kurtarması için yardım dilenmek istedim. Acıyı bildim, acıyı sevdim ve acıdan nefret ettim. Kurtulamam sandım, kurtuldum. Hayatım hep yanılgılar ve yenilgiler üstünde ilerledi. Sevmenin devrim olduğunu gördüm ve sevmenin ölüm olduğunu düşündüm. Yanıldım, yenildim, yerle bir edildim. Yaşadığım her ne varsa benimle ilgiliydi ama. Acısını çektiğim, korkusunu duyduğum her şey benim hayatımın bir köşesinden alınmış bir sayfayla ilgiliydi. Ailemi kaybettiğimde yine benden koparılan bir şey söz konusuydu. Yine benim hayatım yerle yeksan olmuştu. Viran'ın beni terk edişi yine benimle ilgiliydi. Bu zamana kadar korkularım bir başkası adına olsa da, acıları başkaları için çeksem de hep ucu bana dokunan bir değnek vardı ve ben bu değnekten korktuğum için bunca gözyaşını dökmüştüm.

Ta ki bugüne kadar.

İçimdeki korkunun, saf ve bencillikten arınmış korkunun benimle alakası yoktu. Korku benim gölgemdi ama bana ait değildi. Bu defa göğsümden taşıp boğazımda sıralanan solukların hiçbiri kendim için değildi.

Elvan içindi.

Kafamdan türlü türlü senaryolar geçti. O senaryoların her biri birbirinden kötüydü. Elvan'ı kaybettiğim, Elvan'ın bebeğini kaybettiği veya ikisinin bir de yok olduğu senaryolar devriliyordu zihnimde. Hangisi daha kötü karar veremiyordum çünkü hepsi kendini gerçekleştirebilecekmiş gibi geliyordu. Hangisini aklımdan geçirsem, hangisine biraz daha yakın hissetsem o gerçekmiş gibi geliyordu.

Ağlayacağımı düşündüm ve ağlamak istedim ama yapamadım.

Taksiciye daha hızlı sürmesini söylemek istedim ama bir filmde değildim. Hayatımın içinde sıkışıp kalmış bir kaset gibiydim. O taksinin içinde gün doğdu, gün battı, arabalar birbirini kovaladı ama ben bir türlü gideceğim yere ulaşamadım. Sanki kırk yıl, kırk dakikalık yolun içinde sıkışıp kalmıştı da kaçamamıştım.

Hastaneye vardığımda hızlı bir şekilde taksiden indim ve acil servisin girişine yöneldim. Bir elimde hala telefonum vardı, Viran'ı aramak için tetikteydim ama servise girip birkaç adım attığım anda onu gördüm. Bekliyordu. Bir o yana, bir bu yana ilerlerken beni bekliyordu. Gözlerimiz çarpıştığında ve ben, iki senenin tüm acısını sırtıma alıp önümü açtığımda ona doğru koşarken buldum kendimi.

Kollarım açlık içinde ona dolandığında uzun bir sürenin ardından alınmış bir nefes ciğerlerime indi. Ona öyle bir sarıldım ki sanki dağ dağa kavuştu. Viran bana öyle bir sarıldı ki sanki çıkmaz denilen sokaklar denize açıldı. Biz birbirimize öyle bir sarıldık ki bu dünyanın kahrı bitti, bizim kahrımız bitti. Bir yerlerde devam etmek için yeterli ateşi bulamamış barış eylemleri tekrar başladı Viran bana sarılınca. Öyle ki benim içimde bir dünya başladı başka bir dünya bitti.

Elinde olsa beni içinden bir parça yapacakmış gibi sarıldı. Saçlarımı kokladı. Beni içine aldı.

"İyi mi?" diye sordum, dudaklarım omzunun üzerinde hareket etti. Bir daha hiç kokusunu alamam sanıyordum. İki yıl önceki Laden hüzünle ağlardı kazağına sarılıp Viran'ın. Kokusu kaybolunca ne çok üzülmüştü oysaki. Şimdi gururu nerede bilmeksizin sarılıyordu ona. "Viran." dedim kollarım onu daha çok sıkarken. "İyi mi? Ne olur iyi de..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 20, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

VERKA.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin