! EN ALTTA Kİ DUYURUYA BAKIN LÜTFEN GÜNCELLEME ONDAN YAPILDI !
| He Ran |
Yaşadığım apartman sabahları sessiz olurdu. Diğer dairelerde yaşayanlar yaşlı olduğu için genelde öğlene kadar uyuyorlardı. Tabii çocukların bende kaldıkları günler tüm apartman erkenden ayağa kalkardı çünkü sabahları kavga eksik olmazdı.
Tıpkı şuan olduğu gibi.
Seokjin, tahminimce akşamki gürültünün sebebi olan yeri gösterip, "Uyurken beni tekmeledin!" diyerek Jimin'e bağırdığında en az onun kadar sinirli olan Jimin, "Uyuduğumu kim söylemiş?" diye cevap verdi. İkisi kendi aralarında yüksek desibelli sesleri ile tartışmaya devam ederken koridorda bir sağa bir sola yürümeye devam ettim.
Uyandıktan saniyeler sonra aklıma gelenler hiç iç açıcı şeyler değildi. Utanıyordum, lanet olsun ki çocukların bizi gördüğünü hatırlıyordum ve Taehyung'un yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum. Beni herkesin içinde öpmüştü! Üstelik karşılık vermiştim!
"Tanrım, canımı almak istiyorsan, şuan tam vakti."
Jimin ve Seokjin'in sesi artık başka bir boyuta ulaştığında salona doğru ilerledim. Taehyung uyanmadan birileriyle konuşmam lazımdı. Salona ulaştığımda Hoseok'un televizyon sehbasına, Namjoon ve Jungkook'un ise Hoseok'un bacaklarına sarılmış halde uyuduğunu görünce hiç durmadan yönümü mutfağa çevirdim. İşte, kadim dostum Yoongi tek başına kahve içiyordu.
Gürültüye uyandığını ve sinirli olduğunu biliyordum ama umursamadan karşısına oturdum. "Pekala, bir şey söylemem lazım fakat kesinlikte kötü bir yorum istemiyorum."
"Ve sen bana geldin?"
Tekrar konuşacağım sırada durakladım. Haklıydı. Cidden bula bula onu mu bulmuştum? "Çok düşündün," dediğinde kafamı sallayıp masada öne eğildim. "Midem bulanıyor, başım ağrıyor ve birazdan herkes uyanacak. Buraya gelip bana yapacaklarını şimdiden hayal edebiliyorum. Hiç olmamış gibi davransam ne olur? Ya da evden kaçsam ve bir ay boyunca gelmesem? Taehyung uyanınca ne yapacağım hem? Yüzüne bakamam. Sen ne düşünüyorsun?"
Uyuyup uyumadığına dair derin şüphelerimin olduğu Yoongi'ye baktım. Aradan bir kaç dakika geçmişti ki transa girdiğini düşünerek, "Yoongi," diyip omzuna dokundum. Şiştiği için kısılmış gözlerini benimkilere dikip, "Açıkcası konuşmaya başladığından beri seni dinlemiyorum ve konunun neyle alakalı olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. Ama ne söylediysen şiddetle karşı çıkıyorum," diye cevapladı.
Sırtımı sandalyeye yasladım. Cidden, yani cidden, bula bula onu bulmak zorunda mıydım? Seokjin içeriye girmek üzere olan Jimin'in önüne geçti. "Neden gidip Taehyung'a ondan hoşlandığını söylemiyorsun? En kötü ne olabilir?"
Elimi çeneme yaslayıp düşünüyormuş gibi yaptım. "Bir bakalım. Ah, buldum! Mesela beni duyabilir!" Hepsi birer kahve alarak boş sandalyelere oturdular. İşin iyi yanı bu üçlü öpücük mevzusundan fazlasıyla uzaktı. Geriye de diğerlerinden beni korkutan bir kişi kalıyordu.
"Günaydın dün gece öpüşen insan ve diğerleri!"
Jungkook.
Hepsi birden irileşmiş gözleriyle bana döndüğünde kahkaha attım. "Ne komik çocuk değil mi? Rüyanda neler görüyorsun sen öyle?" Jungkook, "Dün gece-" diye başlamıştı ki, "Sana rüyanda neler görüyorsun dedim! Rüya!" diye bağırdım. O sırada da kaçmak için ayağa kalkmış ufak ufak uzaklaşıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Creating A Boyfriend ➳ kth
Fanfiction"Hayalinizde ki erkek arkadaşa sahip olun! İstediğiniz özellikleri seçin ve yaratılmasını bekleyin!" *** "Are You Human Too?" ve "W Two Worlds" adlı dizilerden esinlenilmiştir.