14

280 35 22
                                    

| He Ran |

Kapıyı açıp tüm ağırlığını üstüme vermiş Taehyung'u yere fırlattım. Takside sürekli konuştuğu için adam yolun yarısında ikimizi de kovmuştu. Başka taksi bulamadığımdan da yol boyu onu taşımak zorunda kalmıştım, topuklularımla. Taehyung kendi kendine gülmeye devam ettiği sırada Seokjin elinde ki mısır gevreği kasesiyle boş boş ikimize baktı.

Dolu ağzıyla, "O sarhoş mu?" diye sorduğunda yol boyu tuttuğum sinirimi boşaltma fırsatı bularak, "Evet!" diye bağırdım. "Her şey, kelimenin tam anlamıyla her şey çok güzeldi. Hesabı ödeyen ben olduğum halde geçirdiğim en iyi akşamdı ancak anın büyüsüne o kadar kapıldım ki kaç bardak içtiğini saymayı unuttum ve durum bu!" Elimle halıda yuvarlanan sevgilimi gösterdiğimde Taehyung, "Sessiz ol! He Ran'ı uyandıracaksın," diye fısıldadı.

"He Ran benim zaten!"

Gözlerini kısarak suratımı inceledi. Bir kaç saniye süren sessizlikten sonra, "Merhaba bebeğim!" diyerek kollarını havaya kaldırdı. "Hadi bana sarıl." Sabır dilenerek yukarıya baktım. Tanrı şuan bana yardımcı olmazsa, katil olacaktım. Seokjin odaya gitmeye vakit bulamadan, "Onu odasına taşır mısın?" diye sordum. "Neden ben?"

"Sinirlenmemi ister misin?"

"Hayır."

"O zaman ben rica ediyorken yapmanı tavsiye ederim çünkü mutfağa en yakın noktadayız. Bıçak bulabileceğim en kolay yer." Asker selamı verip kaseyi yere bıraktı ve Taehyung'a eğildi. Tek başına kaldırmakta zorlansa da umursamadan salona ilerledim. Son bir saati saymazsak romantik bir yemekti.

Ayakkabılarımı çıkarıp ağrıyan ayaklarımı ovuşturdum. Neden insanlar topuklu ayakkabıyı bulma gereksinimi duymuşlardı? Yani onun yerine şık spor ayakkabılar yapsalar olmaz mıydı?

Kapı gürültüyle açıldığında ellerinde poşetlerle içeriye giren Yoongi ve Namjoon ikilisine baktım. "Sonunda ev ekonomisine katkıda bulunmaya mı karar verdiniz? Hazır başlamışken evime yerleşeli dördüncü yılınız oldu. O hesabı da aradan çıkaralım." Alayla sorsam da Namjoon tüm ciddiyetiyle, "Kira ödemek yerine yardımcı olmaya karar verdik," dediğinde korkuyla, "Ne demek kira ödemek yerine? Niye kirayı ödemiyorsunuz? Evinizin kirasını ödesenize," dedim. "Öderdik. Tabii bir evimiz olsaydı." Yoongi duymayacağımı düşünmüş olsa da duymuştum.

Korkulu rüyam gerçek oluyordu. Tanrım, cidden temelli başıma kalıyorlardı. En son hepsi huysuz ihtiyarlara dönecekti ve tek tek onlarla ilgilenmemi isteyeceklerdi. Ellerinde bastonla salonumda oturduklarını hayal edebiliyordum. Etmemeliydim, ama çok geçti.

"Harika olmayan ama harika olduğunu düşünerek kendimi kandırdığım romantik randevumdan sonra neden böyle bir haber duymak zorundayım? Cidden buraya mı yerleştiniz?"

Yoongi tüm poşetleri Namjoon ve Jimin'e verip ceketini çıkardı. Üstünde öyle bir rahatlık vardı ki sanki ev onundu, ben ise misafirdim. "He Ran, gerçeği öğrenmenin vakti geldi. Yıllardır bu evde yedi, son bir kaç aydır da sekiz kişi yaşıyoruz. Sadece zekice hareket ederek senin fark etmemeni sağladık. Zekanı hesaba katarsak, bizi çok zorlamadın." Aptallığımın tekrar tekrar yüzüme vurulmasına alışmış olmanın verdiği yüzsüzlükle omuz silktim.

Kabul etmek istemesem de burada kalmaları güzeldi. Aynı evde bu kadar kalabalık yaşamaya alışmıştım. Hatta Taehyung gelene kadar erkeğe dönüştüğümü düşünmeye başlamıştım. Jungkook'la hangimiz Yoongi uyurken suratına tükürebiliriz yarışı yapıyorduk. "Hyung bir şey unutmuş gibi hissediyorum. Her şeyi aldığımıza emin miyiz?" Namjoon poşetleri sayarken, "Eğer bir şeyi unuttuysanız, hatırlanacak kadar önemli değil demektir," dedim.

Creating A Boyfriend ➳ kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin