4.BÖLÜM

0 0 0
                                    

Aslı'yla canımız sıkılınca dışarıda

dolaşmaya karar veriyoruz. Önce köşedeki

dondurmacıya gidiyoruz. Kamil abiye

"Bana muhteşem üçlü verir misin abi?"

dememle külaha cevizli, çikolatalı ve

karamelli topları koyuveriyor. "Çikolata -

fıstık?" dediğinde ağzım sulanarak "İkisi

de." diyorum. Aslı'yla elimizde

dondurmalarla sahile iniyoruz. Bizimkiler

uzaktan görünüyor. Yanlarına geçiyoruz.

Her zamanki gibi Sarp ve Berk bir yanda

basketbol konuşuyor, Cansu' yla Ayça da

dedikodu yapıyor. Biz de katılıyoruz bizim

kızlara. Ayça telefonunu açıp "Iyy, bakın şu

Öykü'ye. Hayır, madem giyinmeyi

bilmiyorsun ; neden paylaşıyorsun insanlar

görsün diye?!" diyerek Öykü' nün dün

paylaştığı fotoğrafı gösteriyor. Öykü'yle

buraya geldiğinden beri yani 4 yıl önceden

beri hiçbirimiz anlaşamadık. Kız bildiğiniz

kibirli, süslü bir şey. Havalı olmaya

çalışırken kezban olması kısmıysa daha da

beter. Birazcık da kızların yanlarında

getirdiği magazin dergilerine göz attıktan

sonra Berk "Ee kim geliyor denize?" diyor

coşkulu bir şekilde. "Bizim eve gidip

giyinmemiz lazım." diyor Aslı üzülerek.

Cansu 'nun "Ee tamam, giyinin gelin, biz de

anca gireriz siz gelinceye kadar." demesiyle

fırlıyoruz evlere. Yaklaşık 10 dakika sonra

Aslı' yla koşa koşa sahile varıyoruz. Kızlar

güneş kremlerini sürmekle meşgul. Bizim

gelişimizle hep beraber denize dalıyoruz.

Off, su çok güzel. İstanbul' a gidince en çok

arkadaşlarımı ve denizi özlüyorum sanırım.

Doyasıya yüzdükten sonra herkes akşam

sahilde buluşmak üzere sözleşip evinin

yolunu tutuyor. Bir güzel duşumu aldıktan

sonra televizyonun karşısına kuruluyorum.

Ne çok yorulduğumu ayaklarımı uzatınca

anlıyorum. (Ee o kadar bahçeyle uğraş, bir

de yüz ; tabii yorulursun akıllı.) Annem de

bir yandan yemeği hazırlıyor. Bugün

menüde patates kızartması ve köfte var

mmmh. Yemeğimizi yedikten sonra anneme

sofrayı kaldırırken yardım ediyorum. Daha

sonra odama çıkıp üzerime çiçek desenli,

efil efil, yazlık bir elbiseyi geçiriyorum.

Saçlarımı tam tepede bir at kuyruğu

yaptıktan ve dudaklarıma nemlendirici

sürdükten sonra bizimkilerle buluşmak için

hazırım. Annemi öptükten sonra Aslı'lara

yürürken sarı evin önünde duraklıyorum.

"Acaba Alper' i de çağırsak mı?" derken Aslı

beni arıyor. Ona fikrimden bahsedince 2

dakika sonra yanıma geliyor. Alper'i zar zor

ikna ettikten sonra beraber sahile iniyoruz.

Bizimkiler gelmiş bile. Alper'e tanışma faslı

bittikten sonra Sarp alıyor eline gitarını.

Hep bir ağızdan ona eşlik ediyoruz. Sadece

Alper susuyor. Sarp'ın küçük konseri

bitince bizim cafeye gitmeye karar

veriyoruz. Ben tiramisu söylüyorum çünkü

kahvenin içinde olduğu her şeyi çok

severim. Tatlılarımızı yerken herkes kışın

ne yaptığını anlatıyor. Böylece Alper'in

bateri çaldığını öğrenince hepimiz

şaşıyoruz. Kim bilir daha bilmediğimiz ne

çok şey var bu suskun çocuğun hakkında.

Ve annelerin bizleri arayıp "Ne zaman

geleceksin?" diye sorup rahatsız etmeye

başlamasıyla hepimiz evlere dağılıyoruz.

Güzel gündü, tiramisu ve arkadaşlarım

sayesinde 🍰😋

Yaz AnılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin