En son dizlerimi kendime çekmiştim ve her yer kararmıştı. Sadece bunu hatırlıyordum ve birden hiç tanımadığım bir yerde, bir evde gözlerimi açmıştım. Birden sesler duydum;
"Hayır Beom, oraya gitmeyeceksin!"
Bu seste kimindi? Çok yakışıklı ve uzun boylu bir çocuk yanıma yaklaştı ve "Ahh, uyanmışsın Soobin" dedi.
"Sen kimsin? Ben neredeyim?" Yoksa o beni kurtaran çocuk muydu? "Seni asansörde o halde görünce endişelendim ve eve getirdim, sonunda uyanmışsın" dedi gülümseyerek. O biraz önce Beom mu demişti?
"Teşekkür ederim fakat, sen biraz önce Beom mu demiştin?" "Evet? Nedenki?" "Yoksa sen Beomgyu'nun abisi misin?" Şaşkınlıkla gözlerini araladı. "Onu nereden tanıyorsun?" "Okuldan arkadaşıyım, o şu anda stajda"
"Biliyorum, gitmemesi için uyarıyordum zaten onu fakat beni dinlemiyor!" "S-Senin adın neydi? Tam olarak emin olmak istiyorum"
"Adım Kim Taehyung, bana Tae diyebilirsin. Sende Choi Soobin'sin öyle değil mi?"
Ahh, oymuş...
"E-Evet, ben Soobin. Şey, onun neden staja gitmesine izin vermiyorsunki?" Derin bir iç çekti, "Aptalca şeylerle zaman kaybetmesini istemiyorum, birazcık bana benzemesini istiyorum!"
"Ama Tae, aptalca değil bu. Kardeşin zaten senin duymandan ve seninle kavga etmekten çok korkuyordu. Lütfen, lütfen ona gitmesi ve geleceği için izin ver. O çok güzel şeyler başarabilir!" Gülümsedi ve "Tamam, merak etme" diyip omzumu patpatladı.
Bunu yaparken çok değişik bir sırıtış atmıştı bana. Neden böyle korkunç bir şekilde bakmıştı ki?
Birden dışarıdan sesler gelmeye başladı, "Tae aç şu kapıyı! Aç şunu! İçeride olduğunu biliyorum! Soobin seninde içeride olduğunu biliyorum ikinizde çıkın dışarı çabuk!"
Bu ses... Yeonjun?
"Merak etme Soobin, ben gidip onu geri göndereceğim" Bunu demesiyle başımı 'tamam' anlamında sallayıp bekledim. Tae kapıya gitti ve kapıyı açar açmaz bir anda yumruk yedi ve yere düştü. Hızla yanına koşup iyi mi diye kontrol etmeye başlamıştım fakat bir el beni sertçe geriye çekmişti.
Evet, bu kesinlikle Yeonjun'du. Kokusundan anlamıştım. Arkamı korkuyla döndüğümde onu görmüştüm. Gerçekten oydu, ama neden buradaydı? "B-Bay Choi?" "Evet benim Soobin, burada ne işin var?!"
Sinirle elimi geri çektim ve bağırdım, "Asansörde kalmıştım ve korkudan bayılmıştım, fakat sonrasında beni Tae kurtardı ve buraya getirdi. Ona borçluyum ben!"
"Ne anlamda borçlusun peki?" Kaşlarımı 'ne?' anlamında çatmıştım fakat Tae konuştu. "Yeonjun bırak onu, bana borçlu falan değil. Git buradan" Onu doğrulamak adına "Evet, git buradan" dedim bende Yeonjun'a.
Histerikçe güldü, "Soobin, özel sekreterliğin 18. maddesi; patronun ne derse ve nerede olmanı söylerse öyle olacak, buna karşı geldiğin anda işten atılırsın" Adam ezberlemiş anasını! "Peki efendim, fakat asansörde bir gün geçirdiğimden dolayı bugün izin alsam olur mu?"
"Asla olmaz! Benimle geleceksin!" ANLAMIYOR MUYDU AMINA KOYAYIM?! ASANSÖRDE KALMIŞTIM ASANSÖRDE!
"Bay Choi asansörde kaldım! Dar alanlara karşı fobim var ve bayıldım. Yaklaşık 20 saat orada kaldım ve siz hala sizinle gelmemi söylüyorsunuz!" Bunu söylememle şaşkınlıkla kaşlarını havaya kaldırdı. Aptal...
Tae ayağa yavaşça kalktığında, "Bizi rahat bırak Yeonjun" dedi. Bende başımı sallayıp "Evet" dedim. "Bizi rahat bırak, Tae beni kurtardı ve ben onun yanında şu an mutluyum"
"Peki o sana tecavüz ettiğinde de fikrin aynı olacak mı Soobin-ah?" Birden kaskatı kesildim. Ne tecavüzünden bahsediyordu?! "Ahh Soobin, bilmiyorsun hiçbir şeyi... Bu Tae denen şerefsiz önüne gelen her kızı beceriyor ve sanada aynısını yapacaktı. Ama senin hiçbir şeyden haberin yoktu" Ne saçmalıyordu?!
Tae tedirgin bir şekilde "Ne saçmalıyorsun?!" diye bağırdı Yeonjun'a ve Yeonjun kahkaha attı. "Siktir git Tae, becereceğin son kişi bile değil Soobin" Bunu dedikten sonra sinirle ve sertçe kolumdan tuttu ve sürükledi.
Onun bu sert sürüklemesiyle ayağımı burktum ve inledim. "B-Bay Choi, lütfen elimi bırakın, ayağım çok acıyor" dememle elimi bıraktı ve evime döndüm. Beom'u aradım ve konuştum.
"Beom hala buluşuyoruz değil mi?"
"Ahh evet evet, bi an şüphe ettim. Hani şu staj işlerin var ya, o yüzden"
"Tamam o zaman hadi ben geliyorum oraya, tamam görüşürüz"
Yarım saat sonra...
(Bu şekilde gözüküyor)
"Soobin yeter, gerçekten çok fazla içtin..." "Ne yeteri ya?! Daha diğer bardağı alacağım ben!" Yaklaşık yarım saattir barda Beom ile oturuyorduk. Ve ben bayağı bir fazla içmiştim bu yüzden çok sarhoş olmuştum fakat yinede içmeye devam ediyordum. Beom'da beni durdurmaya çalışıyordu.
Birden o kalın sesi duydum. Tanrım... O koku... Evet, kesinlikle oydu. İyide, burada ne işi vardı ki...?