Ne demişti? Dediği şeylerle Soobin yine hayal olduğunu düşünmüştü her şeyin. Rüya gibiydi, ilk önce Yeonjun'la öpüşmüş, şimdiyse Yeonjun ona kokusuna bağımlı olduğunu söylüyordu.
"Soobin, benimle gelir misin?"
"Ben mi?"
"Başka Soobin mi var?"
"Ahh evet, ben... Ama sen başkasıyla gitmeyecek miydin?"
"Bana sakın bizi dinlediğini söyleme"
Soobin eliyle 'birazcık' ifadesini yaparken Yeonjun'a göre çok tatlı görünmüştü ve ona daha fazla çekilmesini sağlamıştı.
"Her neyse, yarın geliyor musun?"
"Yarın klip çekimleri var, üzgünüm"
Birden odaya Beomgyu girdi ve "Soobin, yarınki çekimler iptal olmuş. Yönetmen hastalanmış, ertelendi" dedi. Beomgyu çıkınca Yeonjun'a döndü ve "Geliyorum" dedi. "Güzel, hadi uyuyalım"
"Uyuyalım"
*****
Yeonjun bir saattir uyanıktı ve Beomgyu'nun ona yapmış olduğu kahveyi yudumluyordu. Soobin'i uyandırmamıştı, kendisinin uyanmasını bekliyordu.
Çok üzgündü... Ona yapacakları şeyler için, o kadar üzülüyordu ki kalbi sızlıyordu. Nasıl dün gece güzel şeyler olduktan sonra onu ölüme götürebilirdi ki? Bu çok zordu...
Soobin sonunda uyandığında Yeonjun'un yanına gelip "Neden beni uyandırmadın?" dedi. "Boşver, hadi hazırlan çıkalım" Kendiside hazırlandı, Soobin'de hazırlandı.
(Soobin'in giyinişi)
(Yeonjun'un giyinişi)
Birbirlerini gördüklerinde ikisininde nutku tutulmuştu. Yeonjun, "Neden bu kadar özenli giyindin?" dedi. Soobin'de ona sahte bir sinirle "Sen niye böyle, her neyse" dedi.
Uçağa bindiler ve 11 saat süren yolculuktan sonra geldiler. Yeonjun, Soobin'i uyandırmak için "Soobin" dedi. Fakat uyanmamıştı, "Soobin, uyan" dedi bir kez daha. Soobin hala uyanmıyordu. En son düşündüde, acaba öpse miydi?
O vişne kokulu dudaklara yapıştığı anda Soobin bunu hissedip uyanmıştı. "Ne yapıyorsun?" diye çıkıştı birden. "Uyandırmak için yaptım" dedi Yeonjun'da kıkırdayarak.
Belkide onu son kez öpüşüydü...
Uçaktan indiler ve Yeonjun, Ariana ile olan işlerini halledip Soobin'i bir yere götürmeye başladı. Bunu hiç istemiyordu...
(O Ariana ile olan kısımları atladım önemli bişe yok zaten)
Kocaman ve karanlık bir depoya girmişlerdi. Soobin korkmaya başlamıştı haklı olarak. "Y-Yeonjun neden b-buradayız?" Birden Yeonjun onun kollarını ve bacaklarını tutup sandalyeye bağladı...
Soobin'den
Ne yani yine mi kaçırılmıştım? Hemde Yeonjun tarafından?! Neden?! Işıklar açıldığında önümde Yeonjun, Beomgyu, Huening Kai, Taehyun ve bir adam vardı. "N-Ne oluyor çocuklar? Beni korkutuyorsunuz!"
"Cevap versenize! Korkuyorum!"
Birden o sesi duydum. Ama onun olduğuna inanmak istememiştim. Fakat oydu, gerçekten oydu...
"Korkman gayet normal değil mi minik Soobin'im?"
Ve o iğrenç ötesi kahkaha...
"Aynı annen gibi sende aptalsın"
"Anneme sakın aptal deme!"
Babam önümdeydi, 'baba' demek istemem tabi ona. O benim babam değil, o bir 'baba' olmaya asla layık değil!
Gözyaşlarım çoktan akmaya başlamıştı, Tae geldi. Yine o... "Tae, hadi biz bir süre gidelimde üvey kardeşin arkadaşlarıyla vedalaşsın"
"Tamam babacığım"
İkiside çıktı, gözyaşlarım eşliğinde Kai'ye döndüm. "Kai? Bana nasıl bunu yaparsın?!"
"Bak Soobin, hiçbir şey düşündüğün gibi değil tamam mı?"
"Nasıl o zaman?! ANLATIN LAN!"
Sesimin çıktığı kadar bağırmıştım fakat Kai ağlayarak dışarı çıkmıştı. Beomgyu'ya döndüm, "Beomgyu, sen nasıl yaptın bunu? En başından benimle bu oyun için arkadaşlık kurdun değil mi? Oyunun eğlenceli miydi bari?"
"Soobin hiçbir şey düşündüğün gibi değil, bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu!"
"Kes sesini! Hepinizden nefret ediyorum!"
Taehyun'a döndüm, "Bana hiç bakma Soobin. Ben Yeonjun ve Beomgyu buraya geldi diye gelmiştim ve... sonrasını biliyorsun"
Zaten Taehyun'un bir suçu olacağını düşünmüyordum... En son, en çok kalbimi acıdan kişiye geçtim, Yeonjun.
"Sen... sen nasıl bunu yaptın ha?"
"Zorundaydık Soobin, diğerlerininde dediği gibi hiçbir şey düşündüğün gibi değil... Yemin ederimki! Kalbim o kadar acıyorki... Sana aşığım ben Soobin! Seni seviyorum!"
Bir kahkaha patlattım, "Oradan durmuş ölmemi bekleyerek bana beni sevdiğini söylemen hem komik hem ironik! Çok komiksin Yeonjun, sana inanamıyorum! Ben seni ilk tanıdığımdan itibaren aşık olmuştum ama senin yaptığına bir bak. Senden, en çok senden nefret ediyorum Yeonjun fakat artık bunun bir önemi yok. En azından güzel annemin yanına gideceğim"
Yeonjun'un gözyaşlarını dökülmeye başlamıştı. Yinede içim acıyordu, onu öyle görmek... İsteyeceğim son şey bile değil. Ama bana yaptığından sonra, artık ölse bile umrumda olmaz. Hepsi beni sattı, hepsi ama hepsi bana ihanet etti. Hepsinden nefret ediyorum...
Birden Yeonjun ve Beomgyu yanıma koşup ellerimi ayaklarımı çözdüler ve depoda bir silah sesi duyuldu...
Yazarken sinirleniyorum amk Sizce ne olacak?