Bunu yapan kişinin amacı telefonumu ele geçirmek filan değildi bu sadece filmin minik bir fragmanı niteliğini taşıyordu.
O, fragman adı altında yapabileceklerini sunuyordu gözler önüne. Zekice bir hamle yapmış ve ufak görünse bile tehdit içeren bir görev vermişti. Bu sayede bana bir nefes kadar yakın ama bir o kadar da uzak olduğunu göstermişken bir yandan da içime korku tohumları salmayı başarmıştı.
İtiraf etmeliyim ki şu an kendimi satranç oyunun ortasında gibi hissediyorum. Lakin ben bu oyunda son hamleyle oyunu bitirecek kadar güçlüyken köşede bir yanda izleyecek kadar da etkisiz hissediyorum kendimi.
Evet, ucunu göremediğim bir çıkmaza saptığımın son derece farkındayım ama yüreğimden bu çıkmazda kaybolmak gelirken mantığım devreye giremeyecek kadar sefil durumda.
Yüzümde solan gülüşüm ve aklıma dolan gerçekler ile bulunduğum pozisyona baktım.
Ah! Neyi başardığımı bilmeden sevinmem yetmiyormuş gibi bir de aptal gibi yaptığım şeyden gurur duymam da bunun cabasıydı.Kendime geldiğim an şokla önünde dikildiğim kapıdan uzaklaşarak içeriye doğru geri geri adımladım.
Ellerim şokla açılan ağzımı kapatmak için devreye geçerken ben gözlerimi belerterek saniyeler önce dışarıya fırlattığım telefonuma bakıyordum.
Evet evet. Adeta tiksinç bir şeymiş gibi fırlatmıştım ve şuan yüreğimin ortasına bir öküz oturmuş gibi hissediyorum. Allah'ım sen neden bu kuluna acıyıp iki gram bile olsa beyin vermedin ki!
Telefonu fırlatmak nedir Alev? Tuvalette para mı çıkartıyorsun sen kıt beyinli!
Benimle kafa bulan ya da kafayı takan o alçak ta Allahın'dan bulsun emi! Onun yüzünden daha dört aylık yavrucağımı mezara verdim ben.
Ocağına taş düşsün! Uyurken yılan tıslaması ile uyansın! Çölün ortasında kalsın da kısa zamanda akbabalar totosunu yağmalasın! Sevdiği kızı öperken ağzından sarımsak kokusu gelsin de kızcağız hemencecik ayrılsın! Ama yok sevdiğine kavuşamasın! İnşallah nikah masasına kadar tek gidersin pis katil!
İnşallah peşine kuduz köpekler verir!Geçirdiğim beddua seansına rağmen hâlâ içim soğumamıştı. Telefonumun ne durumda olduğunu öğrenmek için ileriye doğru yönelmiştim ki içeriyi bir bildirim sesi doldurdu.
Kulağımı dolduran sesin ardından portmantoya bıraktığım telefona yöneldim. Henüz bir kaç adım ilerlemiştim ki ekrandan yükselen neon ışıklar yüreğimin ağzıma gelmesine yetti de arttı. Bir an tereddüt etsem de bu düşünceden sıyrılıp telefonu elime aldım.
Ekran da daha farklı bir şekilde karşıma çıkan ama yabancısı olmadığım bir yazı belirdi."MESAJI GÖRMEK İÇİN EKRANA İKİ KEZ TIKLA!!!"
Merak içinde ekrana iki kez parmağımı dokundurdum karşıma çıkan ve tek tek yerleşen harflere odaklandım.
"KAPIYI KAPAT VE İÇERİ GEÇ! TELEFONUN REHBERİNİ AÇ! KARŞINA ÇIKAN NUMARAYI ARA!"
Bu telefonun rehberinde numara mı var? Öyle olsa bile neden bunu yapacağım ki? Yapmazsam ne yapabilirdi bana!
Ekran da yazdığı için olmasa bile kapıyı açık bırakacak değildim bu nedenle kapıyı kapatıp elimdeki telefon ile odama yöneldim.
Uzun süredir uyuduğum için uykum kaçmıştı, elimdeki telefonu alıp biraz inceledim. Kapının ardında bıraktığım telefonum için üzülsem de şu an elimde daha yenisi duruyordu.İçimi kemiren merak illeti ile elim istemsiz olarak rehbere yöneldi anında açılan görüntü üzerinde gözlerimi gezdirdim.
Rehber de kocaman harfler ile 'SARPER YALIM' yazıyordu.
Bir süre gözlerimi ismin üzerinden ayırmadım. İsmini belirtecek kadar deli bir yüreğe sahip olduğu açıkça ortadaydı ya da gerçek adı olmadığı için bu denli rahat davranıyordu aklımı çelen düşüncelerden biri de bu.Ben aklımda isminin gerçek olup olmadığını ölçüp tartarken aniden ekrana dokunmadığıma rağmen 'SARPER YALIM ARANIYOR'
şeklinde yazı belirmesiyle gözlerim yuvalarından çıkarcasına açıldı.
Ama ben ekrana dokunmadığıma yemin edebilirim. Öyleyse bu nasıl oldu...Neler oluyor kitapta
Alev nasıl başa çıkacak bu adammmmlaaaaaIhım süper uydurdum. Neyse 3. Bölümü parçalar halinde atacağım ama haftaya. Son bir kaç günün ardından bölümler sık sık gelecek. Beni kısa bir süre daha idare edin lütfen.
Bölümün neden bu kadar geç geldiğine gelecek olursak... Aslında bölümü bitirmiştim. Hatta bayağı uzun bir bölümdü lakin ben bölümü yazdıktan sonra kaydetmeden direk çıkmışım hâl böyle olunca bölümde kuş oldu uçtu.
Ben de kendi kendime tribe girdim 4,5 gün boyunca elimi bile kıpırdatmadım. Ardından ise malum Malatya 'da 5,3 şiddetinde bir deprem oldu -Çok geçmiş olsun-
E Malatya' da olan deprem zaten burda olmuş gibi bir etki yaratıyor. Biz de burda 5 şiddetine yakın hissettik. Ben kendini kolay kolay toparlayan biri değilim bu nedenle kendime gelmem de bir kaç gün sürünce böyle gecikti işte.
Neyse sizleri çok seviyorum 💮Görüşmek üzere Raninin melekleri 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acıya Düşkün |Yarı Texting|
Teen FictionRenkli boyalar ile kaplanmış yüzünü eğerek burnunu göğüslerimin etrafında gezintiye çıkardı, içine çektiği derin nefeslerin sonunda gri gözlerini gözlerime dikti. Kor ateşler içinde yanından grileri bedenimdeki en ücra noktaları uyarırken gözlerim d...