two

1.5K 117 175
                                    

Danla'yı dürterek uyandırmaya çalıştım. Birkaç kez döndükten sonra kalkmıştı.

Nisa'ya şaka yapacaktım, onu da ortak edecektim tabii ki.

Birlikte mutfağa gidip sürahiyi aldık ve Nisa'nın odasına adımladık.

Tüm suyu birden döktüğümde bağırarak uyanmıştı. Ben kahkaha atarken o yüzünü siliyordu.

"Pislikler!" diyerek kalktı ve Danla'yla kaçmaya başladık.

O bizi kovalarken Berkan aşağı iniyordu, birden o da bizle koşmaya başladı.

"Sen niye koşuyorsun?" diye sorduğumda omuz silkti.

"Sabaha enerjik başlamak önemli babako, bugün ısıracağız bir yerleri!" dediğinde kıkırdadım ve kaçmaya devam ettim.

Danla yorulup kendini koltuğa atmıştı, ona bakmak için arkamı dönmüşken önümdeki duvara çarptım.

"Ah!" diyerek başımı tuttuğumda elimin üstüne dokunulmasıyla başımı kaldırdım.

Çarptığım şey duvar değil Barış'tı.

"İyi misin?" diyerek elini elimin üstünden çekmeden konuştuğunda hızla ben elimi çektim.

"E-Evet." diyerek birkaç adım geriye gittim, gereksiz yakındık çünkü.

"Babako, bize bir yerleri gezdirebilir misin bugün?" bakışlarımı Barış'tan çektim ve arkamı döndüm.

"Burak niye gezdirmiyor?" diye sorduğumda dudak büzdü.

"Uyuyor hâlâ, hem sende buralıymışsın. Gezdirirsin bence." diyerek kolunu omzuma attığında gülümsedim.

Normalde böyle herkese ısınan biri değildim ama Berkan'ın çok farklı bir aurası vardı. Çocuğu sevmeme gibi bir seçeneğiniz yoktu.

"Peki, hazırlanın gezdiririm."

Kızlar kendi odalarına gittiler ve bizde yukarı çıktık. Tavandaki merdiveni indirirken Berkan 'ne yapıyor bu' der gibi bana bakıyordu.

"Odama gidiyorum." dediğimde "Hee," diyerek yukarıya bakmaya devam etti. Surat ifadesi çok komikti.

"İstersen bakabilirsin." dediğimde Berkan merdivenlerden çıkmaya başlamış, Barış bizi izliyordu.

"Sende bakabilirsin istersen." diyerek yukarıyı işaret ettiğimde omuz silkti ve o da merdivenlerden çıkmaya başladı.

Merdivenlerden çıkarken pat diye bir ses duydum.

Yukarı çıktığımda ikisi de kafasını tutuyordu.

"Burası çok küçükmüş! İnsan söyler babako." diyerek başını tutmaya devam eden Berkan'a güldüm.

"Burası küçük değil, siz çok uzunsunuz." diyerek dolabıma yöneldim.

Sarı bir tişört ve deniz şortumu çıkardım.

"O zaman, biz gidelim. Sen giyin." diyerek aşağı inmeye başladı Berkan.

Barış'ın eğildiğini görünce kıkırdadım. Arkasını dönüp bana baktığında hemen susmuştum.

Onlar aşağı indiğinde bende hızla giyinip aşağı indim.

Hepsi aşağıda toplandığında evden çıkmıştık. Burak gelmediği için çok mutluydum, tekrar kavga etme olasılığımız çok yüksekti çünkü.

Alaçatı'ya gidecektik. Daha onlara söylememiştim, kendi kendime Alaçatı'ya gitme kararı almıştım.

Taksiye binmek istesek sığmayacaktık o yüzden önce onları 6 kişi için yapılan bisiklet kiralama yerine götürecektim.

summertime sadness | cembarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin