Jaebum ile birlikte yediğiniz öğle yemeğinden sonra sen hastaneye gelmiştin. Odana doğru ilerlerken jiminin sana doğru geldiğini görmüştün.
"Bayan kim."
"Bay park. Buyurun. Bir şey mi oldu?"
"Aslında bunu odanızda konuşsak daha iyi olur."
Başını olumlu anlamda sallayarak odana doğru ilerlediğinde jimin arkandan geliyordu.
Odana girip koltuğuna oturduğunda jimin de karşına oturmuştu.
"Bugün gelen hasta...Kim yugyeom. Ailesi onun birkaç yıldır senin isminde bir kızı aradığını söyledi. Öyle ki birçok psikolok ile görüşmüş ama hiçbir sonuç alamamışlar. Bunun için seninle konuşmak istiyorlar."
Derin bir şekilde yutkunduğunda elini kolunu nereye koyacağını bilememiştin.
"Gye so? İyi misin?"
Başını olumlu anlamda salladın.
"Beni yanlız bırakırmısınız? Lütfen."
Jimin odadan çıktığında odanın içinde bir o tarafa bir bu tarafa gidip geliyordun.
"Bu nasıl olur? Ben neler yapmışım böyle? Ben onların karşısına nasıl çıkarım? Olmaz yapamam. Yapamam."
Birsüre boyunca sakinleşmeye çalıştığında sonuç yine değişmemişti. Birkaç dakika sonra çalan kapı ile koltuğunda dikleşip gelen kişiyi bekledin. Kapıdan youngjae girdiğinde derin bir nefes aldın.
"Sen miydin? Korktum."
"Ne oldu gye so? İyi misin sen?"
Yüzünü ağlarmış gibi bir hale sokup bakmaya başladın. Youngjae senin üniversiteden arkadaşındı. Bütün olayları o zamanlar ona da anlatmıştın. Herşeyi biliyordu.
"Bay ve bayan kim. Benimle konuşmak konusunda diretiyorlarmış youngjae. Ne yapacağım ben?"
Youngjae birkaç dakika düşündükten sonra sana baktı.
"Gye so. Üzerinden yıllar geçmiş bir olay için bu kadar kasma kendini. Lise'deki sen ile şimdiki sen arasında dağlar kadar var. Eğer ailesi birşey derse 'eskiden olmuş bir olaydı' dersin. Bu kadar ya."
Youngjae'nin söyledikleri o kadar mantıklı gelmişti ki gerçekten kendini neden bu kadar kastığını sorguluyordun.
"Tabi ya. Youngjae çok sağol. İyiki varsın."
Oturduğun yerden kalkıp youngjae'ye sarıldığında oda sana sarıldı.
"O zaman ben kim ailesini çağırıyorum."
Youngjae'den ayrılarak onu onayladın. Youngjae odadan çıktığında sende yerine geçip oturdun. Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştın.
"Herşey güzel olacak."
Birkaç dakika sonra odanın kapısı çaldığında gelen kişiye baktın.
Bayan ve bay kim di.
Oturduğun yerden kalkıp içeriye girmelerini bekledin.
"Buyurun lütfen."
İçeriye girip kapıyı kapattıklarında karşındaki koltuklara oturdular.
"Buyurun. Sizi dinliyorum."
"Gye so. Sensin değil mi?"
Bayan kim'in söylediği ile nutkun tutulmuştu. Derin bir şekilde yutkunduktan sonra gülümsemeye çalıştın.
"Anlamadım efendim."
"Gye so. Nolur yapma kızım böyle. Bizden, ailemizden birsini nasıl tanımayız?"
Suçluluk duygusuyla başını önüne eğdin. Ne diyebilirdin ki zaten? Sessizce durmaya devam ettin.
"Kızım yugyeom iyi değil. Hemde hiç değil. Sen onu bırakıp gittikten sonra çok değişti. Her yerde seni aradı. Bulamayınca deli gibi kendisini odasına felan kilitlemeye başladı. Bizede onu birsürü pskiyatrist ile görüştürdük ama hiçbiri fayda etmedi. Birde sen bak ona. Biliyorum. Belki hala o olay yüzünden suçluluk duyuyorsun ama inan sana hak veriyoruz biz. Aslında ona senden başka sahip çıkabilen yok ama yine de senin tercihin. Lütfen gye so. Yugyeom'a yardım et."
Dalgın dalgın bayan kim'i dinlerken anıların gözünün önünden film şeridi gibi geçtiğini hissetin. Yugyeom'un ne kadar şımarık olduğu ve senin tek sözünle nasıl sakinleştiği.
Anıların ile gülümsediğinde bayan kim umutla sana bakıyordu.
"Yardım edecekmisin?"
"Tabiki efendim."
Bayan kim oturduğu yerden kalkıp sana hızla sarıldığında sende onda sarıldın.
"Teşekkür ederim gye so. Teşekkürler kızım."
Gülümseyerek ayrıldığında bayan kim'e baktın.
"Siz hiç merak etmeyin yugyeom bana emanet. Eskisi gibi."
"Ee o zaman bize müsade. Seni daha fazla meşgul etmeyelim."
"Olur mu hiç öyle şey? Aşk olsun."
Bay kim cevabına gülerek ayağa kalkmıştı.
"Olsun kızım olsun. Hadi hanım gidelim biz." (Kore olduğumuzu unutmayalım.)
Bayan kim başını olumlu anlamda sallayarak bay kim'in yanına gitti.
"Tekrardan beklerim."
"Tabi kızım. Görüşürüz."
"Görüşürüz efendim."
Odadan çıktıklarında kendini koltuğuna attın. Hala aklında dönüp duran anıların ile salak salak gülümsüyordun.
"Salak şey ya."
Kapı çaldığında içeriye youngjae girdiğinde yayıldığın koltuğunda düzeldin.
"Nasıl geçti gye so?"
"Gayet iyiydi. Hatta yugyeom'a danışmanlık yapmayı kabul ettim."
Youngjae şaşkınlıkla sana bakarken sende ne söylediğini yeni anlayıp koltuğunda doğruldun.
"Ben ne yaptım.!?"
"Valla gye so. Yugyeom'un özel doktoru olmuşsun."
Sen şaşkınlıkla bakmaya devam ederken elini telefonuna götürüp jaebum'u aradın.
"Ben bittim jae."
.
Umarım beğenerek okuyorsunuzdur. Destekleyen herkese teşekkür ederim.:)
Size küçük bir sorum var.
Kitapta got7 ship istermisiniz?
Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BROWNİE'M
FanficKim Gye So ve Kim Yu Gyeom. Güzeller güzeli psikiyatrist Gye so kalbinin sesini susturarak kurduğu bu hayatına bir engel gibi çıkan Yugyeom'a karşı olan savaşını ne kadar sürdürebilecekti... Kitap kapağı @-_Pizza-Queen-_ tarfından yapıldı. Teşekkürl...