"Lütfen ikiniz de evimi terk eder misiniz?"
Eve geldiğinden beri 1 haftadır başında baykuş gibi tüneyen jaebum ile yugyeomu bir türlü gönderememiştin.
"Senin iyi olduğunu hissetmeden gitmeyeceğim."
"bende."
Bu muhteşem ikiliye göz devirerek oturduğun yerden kalktın.
"Size iyi hissetmeler. Ben yatmaya gidiyorum."
"Gye.-"
"sakin bir şey söyleme jaebum! yarın işe başlayacağım ve uyumak istiyorum. Sakın ses yapmayın! sakın!"
Odana girip kapıyı kapattın. Hızlı bir şekilde üzerini değiştirip yatağına girdin ve gözlerini kapattın.
.....
"Gye so."
Arkandan gelen ses ile arkana döndün. Gördüğün kişi vefat eden kuzenin, sırdaşın, dert ortağın yoongiydi.
"yoongi?"
Ona doğru adım atmaya başladığında elini kaldırarak durmanı işaret etti.
"Dur gye so. Sana bir nasihat söylemeye geldim. Aslında pek nasihat sayılmaz. Sadece aklında ve kalbindeki şeyleri netleştirmen için birkaç birşey söyleyeceğim."
Sen merakla yoongiye bakarken yoongi hafif tebessüm ediyordu.
"Gülüyorsun yoongi."
"Evet. Sen beni dinlersen daha da mutlu olacağım. Gye so inan ki insanların arasındaki yaş farkları aşk yaşamalarına engel değil. Yaş dediğin sayılardan ibaret ve sen yugyeomun ne kadar olgun bir insan olduğunu benden çok daha iyi biliyorsun. demem o ki aklını değil kabini dinle gye so. İnan bana her şey çok güzel olacak."
.....
"yoongi!"
yataktan doğrulup etrafına baktığında ne yoongi vardı ne de başka birisi. Yoongi söylediklerinde o kadar haklıydı ki. Saçma sapan bir yaş farkına takmıştın kafayı.
"Her şey çok güzel olacak."
Yatağından kalkıp yavaşça odandan çıkıp salona gittin. Yugyeom ile Jaebumu koltuklarda yayılmış bir şekilde uyurken görünce tebessüm edip mutfağa gittin. Bir bardak su alıp arkanı döndüğünde korkuyla yerinden sıçradın.
"aklımı aldın yugyeom!"
"Özür dilerim. Korkutmak istememiştim."
tebessüm ederek suyunu içip bardağı tezgaha koydun.
"Neden uyandın? Bir sorun yok değil mi?"
"Aslında var."
Yugyeomun gözlerinin içine bakarken birkaç adım ona yaklaşmıştın.
"Neyin var!? İyi misin? hastane-"
"Yugyeom! sakin ol. Tamam mı? İyiyim ben."
"Oh rahatladım cidden."
Yugyeom senin ona yaklaştığını yeni fark ederken sen hala gözlerinin içine bakıyordun.
"Gye so."
"Yugyeom. Artık zamanı geldi."
Senin sözlerinden hiçbir şey anlamayan yugyeom şaşkın şaşkın sana bakıyordu. Sende bu esnada ellerini tutmuştun.
"Gy-"
"Bende seni hala çok seviyorum yugyeom. Bende seni unutamadım."
Hemen yugyeom'dan ayrılıp koşar adım odana girip kapıyı kapattın.
"Gye so! Aç kapıyı. Şaka mı yapıyorsun!?"
kapının çalmasıyla tebessüm ederek yugyeomun söylenmesini dinlemeye devam ettin.
"GYE SO! şaka yapmıyorsun demi? yapıyorsan hiç komik değil! Gye so!"
ve binlercesi...
....
Sabah mutlu bir şekilde uyanarak işe gitmek için hazırlandın. Kapını açıp dışarı çıktığın anda odana geri sokulman bir oldu. Özellikle duvar ile yugyeomun arasına...
"Bir açıklama yapman gerekiyor artık."
( Kapıyı çalarken medyadaki gibi olduğunu düşününsene sfnlşgnşgslkj)
umarım beğenirsiniz...
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BROWNİE'M
FanficKim Gye So ve Kim Yu Gyeom. Güzeller güzeli psikiyatrist Gye so kalbinin sesini susturarak kurduğu bu hayatına bir engel gibi çıkan Yugyeom'a karşı olan savaşını ne kadar sürdürebilecekti... Kitap kapağı @-_Pizza-Queen-_ tarfından yapıldı. Teşekkürl...