~Pişmanlık~

44 16 0
                                    

"Dünyadan gye so'ya. Kendine gel gye so."

Oturduğun yerde irkilerek önüne döndün ve sana seslenen youngjae'ye baktın. Yugyeom gideli birkaç saat olmuştu ama sen oturduğun koltukta kalakalmıştın. Telefonlarına cevap vermemiş sadece yugyeomun dediklerini düşünmüştün.

"İyi misin gye so?"

Bakışlarını youngjae'nin gözlerine çevirip yorgunca baktın. Youngjae cevabını almış olacakki masandaki su şişesini alıp sana uzattı. Sende karşılığında telefonunu uzattın ve dudaklarını oynatarak 'jaebum' dedin. Sen suyu içerken youngjae'de jaebumu arıyordu.

...

Birkaç saat kadar daha boş boş oturduktan sonra hala karşında duran youngjae'ye baktın.

"Gelmiyor mu jae?"

"Geleceğim demişti."

Oturduğun yerden kalkıp önlüğünü çıkardın. Çantanı alıp odadan dışarıya çıktın.

"Gye so! Nereye?"

"Arabamın anahtarı masanın üzerinde. Jaebuma ver gelince. Gidiyorum ben."

İlerlemeye başladığında youngjae bu sefer seni durdurmadı. Sadece arkandan 'dikkat et!' diye seslendi.

Hastaneden çıktın. Yavaş adımlarla nereye gittiğini bilmeden sadece ilerliyordun. Birkaç dakika sonra kendini han nehrinde bulmuştun. Bir yerde durdup ağlamaya başladığında aklına yugyeomun anlattığı zamanlar gelmişti. Yugyeom ve diğer arkadaşlarınız ile çok mutlu zamanlar geçiriyordunuz ama sen bütün güzelliği mahvetmiştin.

Hıçkırarak ağlamaya başladığında kendini yere atıp ellerini yüzüne gerdin. Etrafından geçenler sana baksada sen umursamayıp ağlamaya devam etmiştin.

Evet yugyeoma yaptıkların için pişmandın.
Evet yugyeomun geri dönüşü seni sevindirmişti.
Evet yugyeom ile bir gelecek düşünmediğin için pişmandın.
Yine evet yugyeomu unutamamıştın. Sadece unuttuğunu sanmıştın.

Şimdi ise yugyeoma tekrar dönmeyi bir yanın istesede diğer yanın istemiyordu. Onu tekrar üzmek istemiyordun.

"Lanet olsun!"

Oturduğun yerden kalkıp yakında ki markete yol aldın. Markete vardığında hemen 4 şişe soju alıp marketten çıktın. Tekrardan han nehrine gelip bir yere oturdun. İlk şişeyi açıp içmeye başadın.

"Tanrım neden ben neden!"

Bir yudum daha alıp boş boş önündeki suya baktın. Ardı ardına yudumlamaya devam ederken ilk şişe bitmişti bile. İkinci şişeyi de açıp içmeye başladığında kafanın güzelleştiğini hissediyordun.

"Pislik çocuk.! Başka aşık olacak birini bulamadın mı!?"

İkinci şişede bittiğinde başının dönmeye başadığını hissetmiştin. Üçüncü şişeyi alıp açtığında şişe bir anda elinden çekilince yanına dönüp gelene baktın ve gülmeye başladın.

"Ooo yugyeom. Hoşgeldin. Gel oturda dertleşek."

Yugyeom kollarını beline sarıp seni oturduğun yerden kaldırdı.

"Bırak beni! Seniğ unutmam lazımğ."

"Sus ve yürü gye so."

Yugyeom ilerlemeye başladığında sende mecburen ilerlemek zorunda kalmıştın. Cebindeki telefonu çıkarıp baktığında jaebumun 40 kere aradığını görmüştün. Hemen onu arayıp kulağına götürdün.

"Jaebum-ah! Beni çook mu merak ettin?"

"Tanrı aşkına nerdesin sen?"

"Bilmemm."

"Kim var yanında gye so."

"Yugyeoma benzeyen biri götürüyor beni jae. Kurtar beniğğğ."

"Gye so. Telefonu yanındakine ver."

"Bir dakika."

Başını yugyeomun omzundan kaldırıp telefonu yüzüne tuttun.

"Jae seninle konuşmak istiyor. Dikkat et biraz sinirli."

Sen gülerek başını omzuna yasladığında yugyeom telefonu alıp kulağına götürdü.

"Alo! Kimsin?"

"Jaebum hyung. Ben yugyeom."

Jaebum bir süre konuşmayınca yugyeom konuşması gerektiğinin farkındaydı.

"Hyung onu sana getireyim. Çok içmiş."

"Kaç şişe?"

"2 tane."

"Lanet olsun. Yugyeom onu bana getirmeden hemen kusturman gerek. Onun fazla alkole alerjisi var."

"Tamam hyung. Sen adresi at ben hallederim."

"Tamam dikkatli ol."

Yugyeom telefonu cebine koyup sana baktı. Sen kendinden geçmek üzereydin.

"Gye so! Kendine gel. Gye so!"

Yugyeom hemen yakındaki ağaçları oraya gidip seni oturttu.

"Gye so. Kusman gerek hadi!"

"Yapamam."

"Yapman ger- Gye so!"

Başın yugyeomun omzuna düşerken yugyeom içinde en büyük pişmanlığını yaşıyordu. Keşke diyordu "hiç karşısına çıkmasaydım."

Yugyeom hemen seni kucağına alıp koşarak yakında bulunan hastaneye yetişmeye çalıştı. Birkaç dakika içinde hastaneye vardığında hemen seni acile aldılar. Yugyeomu dışarıda bekletirlerken sen içerde acıyla kıvranıyordun.

Yugyeom cebinde çalan telefonu alıp arayana baktı. 'Jae'm' arıyordu. Gözünden bir damla yaş akarken telefonu açıp kulağına  götürdü.

"Yapamadım hyung. Beceremedim."

...

BROWNİE'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin