~Orkide'm~

28 10 2
                                    

"Neden yaptın bunu gye so. Neden?"

Jaebum hastanenin kolidorunda bir o tarafa bir bu tarafa gidip gelirken aynı zamanda söylenmeye devam ediyordu. Geleli yarım saat kadar olmuştu fakat endişesi her geçen dakika çoğalıyordu.

"Neden kimse çıkıp birşey söylemiyor ya!! Doktor!!"

"Jaebum hyung bir sakin ol gel otur şöyle."

Jaebum yugyeomun orada olduğunu ilk defa görmüş gibi birkaç dakika boş boş baktı ve ardından gidip yanına oturdu. Kollarını dizlerine yaslayarak yüzü kapatarak sakinleşmeye başladı.

"Aptal kız. Biliyor da böyle olduğunu neden yapıyor ki!?"

"Benim yüzümden"

Yugyeomun fısıltıyla söylediği sözler jaebumun kulağına ulaşmıştı. Jaebum başını yugyeoma çevirip ona baktı. En son gördüğünden bu yana baya bir olgunlaşmış ve daha yakışıklı olmuştu.

"Ne!"

Yugyeom yanında oturan jaebuma döndüğünde acilin kapısı açılmış ve içeriden doktor çıkmıştı. Jaebum tanıdık doktoru görünce koşarak yanına gitti.

"Mark. Gye so nasıl? İyi mi?"

"Sakin ol jaebum. Gye so gayet iyi. Hep olduğu gibi midesini yıkadık ve seruma bağladık. Biliyorsun ki böyle olduğunda gye so ufak bir komaya giriyor. Bu yüzden onu birazdan normal odaya alacağız ve uyanmasını bekleyeceğiz."

"Tanrım! Yine çok korkuttu beni."

Mark jaebumun söylediğine tebessüm ettikten sonra 'geçmiş olsun' diyerek oradan uzaklaştı. Jaebum da rahat bir nefes alıp banklara oturdu. Birkaç dakika sonra hâlâ ayakta dikilen yugyeoma baktı.

"Yugyeom. Gel otur şuraya. Korkma o iyi."

Yugyeom silik bir tebessümden sonra yavaş adımlarla gelip jaebumun yanına oturdu.

"Ben çok üzgünüm hyung. Gye so'nun bu hallere geleceğini bilseydim eğer hiç uğraşmazdım onunla konuşabilmek için. Ben özür dilerim hyung."

Yugyeom ağlamaya başladığında jaebum şaşkınlıkla ona baktı. Ne olmuştu şimdi birden bire?

"Hey ağlama neden ağlıyorsun?"

"Ben. Onu sevdiğim, aşık olduğum için çok üzgünüm hyung."

"Yugyeom bana bak."

Yugyeom gözünden akan yaşları silip jaebuma döndü. Jaebumun şefkatli bakışları ile karşılaşınca ne söyleyeceğini merakla beklemeye başladı.

"Bak yugyeom. Insanın kalbi beynin aksi yönünde çalışır. Ne kadar 'hoşlanamazsın olmaz' gibi şeyler desende kalbin birkere tutuldumu aşka hiçbir engel tanımaz. Bu geçen sürede ikinizde kalbinize söz geçirdiğinizi zannettiniz. Özellikle gye so. Fakat bugün işte kalbiniz patlak verdi. Gye so neden bu halde zannediyorsun? Gye so da seni seviyordu ama işte takılmıştı bir kere yaş farkınıza. Şuan seviyor mu bilmiyorum ama sevmeseydi bu hale düşmezdi. Uzun lafın kısası yugyeom. Aşk veya sevgi hiçbiri senin isteyin ile olmuyor. Kalbinin isteğiyle oluyor. Insan en çok sevdiğine zarar verirmiş zaten. Zarar verdiği gibi sarmasını da bilmeli değil mi?"

Yugyeom jaebumun sorusuna başını sallayarak onay verdi ve hemen jaebuma sarıldı. Jaebum da ona karşılık verdiğinde yugyeom tebessüm etmişti.

"Teşekkür ederim hyung."

Jaebum yugyeomdan ayrılıp gülerek ona baktı.

"Eğer gye so yine bu hale gelirse o zaman teşekkür mü edersin yoksa başka birşey mi görürüz."

İkisi de güldüklerinde acilin kapısı açılmış ve sedyede bir gye so çıkmıştı. Yugyeom ile jaebum hemen yanına gelip birlikte ilerlemeye başladılar.

Odaya gelip gye so yu yerleştirdikten sonra çıkmıştı sbt'ler. Odada şimdi yugyeom, jaebum ve hasta gye so vardı.

Jaebum odadaki koltuğa uzanarak gözlerini kapattığında yugyeom gye so'nun başındaki tekli koltuğa oturmuştu. Serumlu elini yavaşca eline almış ve tutmuştu.

"Gye so. Orkidem. Seni o kadar çok özledim ki anlatsam inanmazsın bana. 'Deli olman lazım bu kadarı için' deyip gülerdin bana eskiden şimdide güler misin bana eskisi gibi? Tekrardan birlikte vakit geçirirmiyiz seninle? Mesela sahildeki dağlara tırmanıp bir yere oturarak taşları kazımaya gidermiyiz yine?... ben seni çok seviyorum gye so. Hâlâ eskisi gibi. Hiçbir azalma yok. Hâlâ aynı masumluğunda seni bekliyor orkidem. Lütfen uyan. Uyan ki sorularımın cevabını verebil. Nolur uyan. Lütfen."

Yugyeom boştaki eliyle gözünden akmış yaşları silip bakışlarını gye so'nun yüzüne çevirmişti. Gye so'nun gözünden akan yaşı farketmiş ve hafif bir tebessüm etmişti.

"Beni duyduğunu biliyordum orkidem."

.

BROWNİE'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin