Five

2K 241 236
                                    

Medya: Seulra'nın nişan kıyafeti.
İnşallah seversiniz çünkü internetimin son demlerini kızımızın nişan elbisesi ve gelinliği için harcadım değerimi bilin.

Oy ve yorum yaparsanız keyifli okuyabileceğinizi düşünüyorum ncjdmd

Keyifli okumalar dilerim.

Kızgınlık, çabuk geçerdi: aylar, yıllar sürmez ve yiyip bitirmezdi insanı. Oysa kırgınlık öyle miydi? Birisi kalbinizi kırdığında hiçbir şey geçirmiyordu kırıklığınızı. Tek bir yapıştırıcısı yoktu ki bu yüzden çok uzun sürüyordu zaten.

Ağabeylerim, hep örnek aldığım iki insandı. Yoongi'nin cesaretine, Jimin'in yumuşacık kalbineydi tüm hayranlığım. Bu zamana kadar bana hem abi hem de arkadaş olmuşlardı. Şimdi bu değerli insanların biri tarafından hiç unutmayacağım bir şekilde kırılmıştım.

Oğlunu öldürmekle suçlamıştı beni. Onun oğlunu kurtarabilmek için o kadar çabalamama, kendimi o minik bebeği kurtarmak için ortaya atmama rağmen suçlamıştı hem de. Çocukluğumu ayaklarım altına alıp ezdiğim ve yok ettiğim günden kalan tek şey bedenim ile olgunlaşmış kişiliğimdi ve o beni tüm kaybettiklerime rağmen suçluyordu. Tüm bu kayıpları onun oğlu ve eşi için yaptığımı bilmeden suçluyordu.

Düşündüklerimle beraber başıma giren ağrı gözlerimi sımsıkı kapatmama sebep oldu. Tekrar açıp karşımdaki duvarı izlemeye devam ettim. Bir süre daha boşluğa karşı sadece durdum ve düşündüm. Daha sonra, bakışlarımı izlediğim duvardan çekmeme sebep olan sesle beraber içeri giren Mary'e çevirdim.

"Prensesim, nişan kıyafetiniz hazır. Giyinme odasına gelmenizi bekliyoruz."

Yavaş hareketlerle başımı salladım ve onun peşinden odadan çıktım. Adımlarımı o kadar istemeyerek atıyordum ki, her adımımda vazgeçmek ve vazgeçmemek arasında gidip geliyordum. Hayatımı berbat bir evlilik ile sonlandırıyordum sanki. Bitiyordu ve ben kendimi kaynayan bir ateşe atıyordum.

Mary'nin yönlendirmesi ile geldiğim odaya girdim. Annem ve Kraliçe Miran ellerindeki fincandan yudumladıkları çay eşliğinde sohbet ediyorlardı. Odadaki karmaşa, benim içeri girmem ile son bulmuş ve nişan kıyafetimi giymek için perdenin arkasına geçmem sağlanmıştı.

Son üç gün içerisinde çok fazla ağladığım için artık sadece bakmakla yetiniyordum. Bu süreçte elimden geldiği kadarıyla odamdan çıkmamış ve kimse ile konuşmamıştım. Arada bir odama giren Hena ile Mary haricinde sadece abim Jimin'in odaya girmesine izin vermiştim.

Şimdi ise bu lanet nişanın yapılacağı ve benim birine aitlik ünvanına sahip olacağım gün için hazırlanıyorduk. Artık Prens Taehyung'un resmi olarak nişanlısı olacaktım.

Her zaman belimi acıtan korseyi ve nişan kıyafetimi hiç hissetmeden giydiğimde saçlarım ve makyajımın yapılması için aynanın karşısına oturtuldum.

Birkaç saat önce Hena'nın saçıma sardığı bigudileri tek tek çözüp saçımı şekillendirdiler. Taşlı tokalarım ile tutturdukları saçım bittikten sonra yüzüme de renk verdiler ve artık hazırdım.

Prens Kim Taehyung'un nişanlısı Park Seulra olmaya, hazırdım.

Annemin yüzüne bile bakmadan Hena ve Mary'nin yardımıyla odadan çıktığımda, geride bıraktığım kadın için hiçbir suçluluk hissetmiyordum çünkü şu üç gün içerisinde bir kez olsun kapıma gelmemişti. Gelseydi, içeri girmesine eminim ki izin verirdim ama o abim ve hamile gelininin yanında durmayı seçmişti.

Serilla | TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin