Serilla | Taehyung

Ten

Medya: Seulra ve Taehyung'un kıyafetleri.

Oy vererek başlayın ve
yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

Keyifli okumalar dilerim.

Hava, henüz sabah olmasına rahmen kapalıydı. Bulutlar renklerini bir süreliğine kiralamış gibi, gri ile bezenmişti. Özlem, kırıntılarını bırakmak için önündeki birkaç saati bekliyordu.

Çoğu zamanın aksine giymediğim korse sayesinde rahat bir şekilde hareket edebiliyordum. Henüz yaram iyileşmemişti ve ben de korsemi takmak zorunda kalmamıştım.

Üzerinde envai çeşit kahvaltılık olan tepsiyi tezgahtan alıp hizmetlilere teşekkür ederek mutfaktan çıktım.

Şu bir hafta içerisinde hem ben ayaklanabilmiştim hem de Hena'nın gelişi için uzun uğraşlar içerisine girmiş ve sonunda başarmıştık. Bugün birilerine veda ederken aynı zamanda birine de geldiği için sımsıkı sarılacaktım.

Ailem, düğün olayları ve benim yaralanmamdan dolayı oldukça uzun bir süre Serilla'nın misafiri olmuşlardı ancak babamın işlerini buradan yürütmesi hem zor oluyordu hem de bu misafirlik olması gerekenden çok daha fazla uzamıştı. Bu yüzden bugün hep beraber Consilva'ya dönüyorlardı. Onlarla beraber gitmeyi çok istiyordum. Odamı, resim ve müzik kurslarımızı çok özlemiştim. Oradaki ortamım daha güzeldi ve elbette özlüyordum.

Elimdeki tepsi ise Yunseo içindi. Herkes gidiyordu ancak Yunseo'nun doğumu yaklaştığından, yolculuğun tehlikeli olabileceğini düşünmüştük. Zannediyorum havada götürme ihtimalimiz olmadığı için de doğumu burada olacaktı. Bu süreçte abim Yoongi'nin burada kalmasını isteyen Yunseo'yu bir şekilde ikna etmiş ve haftada bir gelebileceğine dair söz alarak bu konuyu da kolaylıkla kapatmıştık.

Abim ile aram Hena'yı göndermesi üzerine daha fazla açılmıştı ve mümkün olduğunca onun olmadığı yerlerde vakit geçiriyordum.

Taehyung ise, zannettiğimden daha da çapkın biri olduğunu şu birkaç günde oldukça iyi anlamıştım. Aramızdaki soğukluğu ve resmiyeti bir kenara attığım için oldukça rahat davranabiliyor ve normalde olsa asla izin veremeyeceğim kadar çok samimiyet kuruyordu benimle. Doğruyu söylemek gerekirse, yataktan çıkamadığım şu birkaç günde en büyük destekçim o olduğu için de sesimi çıkarma gereksinimi duymuyordum.

Elimdeki tepsiyi kolum ve belim arasına sıkıştırarak zor da olsa Yunseo'nun kaldığı odanın kapısını açtım ve içeri girdim. Kapıdaki askerler şaşırmama sebep olacak bir şekilde yoktu ancak belki de nöbet sırası değiştiriyorlardı. Gerçi en son böyle olumlu düşündüğümde bıçaklanmıştım ancak bu kadar sürede yeni bir şey yapacaklarını da düşünmüyordum. Bu yüzden çok fazla üstelemeyip kapıyı ardımdan kapatarak tepsiyi yeniden iki elime aldım.

"Yunseo!" diye seslendim. "Kahvaltını getirdim. O kadar güzel şeyler hazırladılar ki parmaklarını yiyeceksin." Hâlâ bana bir cevap vermezken uyanmamış olabilir diye düşündüm. Sonuçta daha erkendi ve hamile olduğu için bu dönemde çok fazla uyuyordu. Hatta o kadar sık uykusu geliyordu ki, ne zaman odama gelse yatağın bir köşesine kıvrılıp sohbet ederken uyuya kalıyordu. Daha sonra da Taehyung'un 'yeni evli çiftlerin odasında uyumak da ne demek? Bir daha olmasın!' diye söylendiği yapmacık sinirli hallerini çekiyordum. Aslında, bundan şikayetçi değildim, o zamanlarda oldukça sevimli bir eş olduğunu inkar edemezdim.

Yunseo'nun odası hamile kadınlar için özel ayarlanmıştı. Yatağın olduğu kısımda geniş, kırmızı kadife bir perde vardı. Şimdi de olduğu gibi çoğunlukla kapalı duruyordu. Çünkü Yunseo, perdeyi kapatarak uyumanın daha güzel olduğunu düşünüyordu.