Seven

1.9K 238 244
                                    

Medya: Seulra'nın bu bölümdeki dekolteli(dkkdös)kıyafeti.
Bacak kısmı en sağdaki gibi değil, gözükmüyor.

Keyifli okumalar dilerim.

"İngiliz kontu James Colien geldi, Prensesim. Sizi de yemeğe davet ettiler."

Başımı sallayarak Mary'i onayladım ve tuvalimi yarım bırakıp odadan çıktım. "James Colien'in gelmesinin sebebini öğrendiniz mi Mary?" diye sordum. Topuklularımın yere çarptıkça çıkardığı ses, koridordakilerin bana dönmesine sebep oluyordu.

Nişan gününün üzerinden üç gün geçmişti. Hena ve zehir konusunda uzman olan birkaç kişi çayın içindeki otun ne olduğunu kesinleştirince Kral Jooseon'a haber vermişlerdi ve önlem için düğünü birkaç gün erteleme kararı alınmıştı.

"Bildiğim kadarıyla sınırda bir çatışma yaşanmış ancak İtalyan askeri olduğu konusunda emin olduklarını söylediler." dedi ses tonundaki kararsızlık belli oluyordu.

Başımı salladım. "Muhtemelen destek ekibi isteyeceklerdir."

"Mümkündür, Prensesim."

Yemek salonuna geldiğimizde Mary tarafından durduruldum. "Prensesim, nişan yüzüğünüz." dedi. Kaşlarımı çattım, nişan yüzüğüm ne alakaydı? "Anlamadım?"

Elimi eline aldı, "Resim yaparken çıkarmıştınız." dedi ve kapalı avucunu açıp yüzüğümü elime koydu. Bu yüzükten hiçbir şekilde haz etmediğim için her fırsatta parmağımdan çıkarıyordum. Eh, bu sefer takmayı unutmuş olmalıydım.

İsteksizce parmağıma takıp içeri girdim. Bu masada bulunmak için herhangi bir sebebim yoktu fakat artık ciddi ciddi Prens Taehyung ile nişanlı olduğum için aileden sayılıyordum.

"Gelinimiz de geldi." diyen Kraliçe Miran'a zoraki bir tebessüm gönderip nişanlımın yanındaki boş olan tek yere oturdum.

"Çabuk geldin?" diye sorgularcasına konuşan nişanlıma dönmeden birazcık yaklaştım. "İngiliz kontu deyince yerimde duramadım." diye mırıldandım alaycı bir sesle ama o bu dediğimi ciddiye alarak masanın altındaki elimi tutup beni kendine doğru çekti. "Mümkünse o adamla tek kelime etme."

Yüzümdeki tebessümü bozmadan dudaklarımı araladım. "Neden, kıskanıyor musun beni?"

Gözleri elbisemdeki göğüs dekoltesinde birkaç saniye oyalandıktan sonra yeniden gözlerimle buluştu. Ardından tek kaşını kaldırdı ve dudaklarını aşağı doğru büktü. "Kim bilir?"

Gözlerimi devirmemek için kendimi tutarken üzerimde hissettiğim bakışlarla yüzümdeki ifadeyi düzgün tuttum ve aynı zamanda elimi de elinden çektim.

"Prenses Seulra'nın ünü bayağı yaygın. Özellikle evlilik haberlerinden sonra İngiltere'ye bile konu oldu."

"Teşekkür ederim, sizin isminizi de çok duymuşluğumuz var." dedim gülümseyerek. Şu ana kadar bir belki iki sefer duymuştum aslında ama nezaketen bunu söylemek zorundaydım sanırım. Masanın altındaki elim yine sıkıca tutulmuştu. Sanırım uyarı alıyordum şu an nişanlım tarafından. Başımı hafif çevirip yüzüne baktığımda gözlerini ayırmadan Kont'a baktığını gördüm.

Kont, Taehyung'un bakışlarını fark etmiş olacak ki gülümsedi ve Kral Jooseon'a döndü. "Biliyorsunuz, sınırda yaşanan çatışma yüzünden güçsüz düştük."

"Evet, duyduk. Anladığımız kadarıyla destek ekibi istiyorsunuz sayın Kont."

"Majesteleri, Kraliçe Elizabeth bize yardım edebileceğiniz konusunda size çok güveniyor." dedi. Sesi oldukça ciddi çıkıyordu.

Serilla | TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin