İYİ OKUMALAR 😘
Belkide cehenneme gelmemişimdir. Cehennem ateşinin arkasında saklanan cennet bahçesine gelmişimdir.
🖤🖤🖤🖤
(1 AY SONRA)
Son dokunuşları yaptıktan sonra kaydedip bilgisayarı kapattım. Minho'nun benim için hazırladığı stüdyoda çalışıyordum, arada bir iş yerime uğruyordum ama istememe rağmen peşimde 5 koruma geliyordu bu yüzden burda çalışmak daha rahat oluyor en azından beni sürekli takip eden bir sürü kas yığını yok.
Sık sık ailemi görmeye gidip gayet iyi olduğumu onlara gösteriyorum, Minho'nun bana zarar vermediğini anladıklarında onlarında içi rahatlamıştı.
Jeongin'de arada beni görmek için buraya geliyor ama ne hikmetse o günlerde hyunjin de burada oluyor benden çok onunla ilgileniyor bir kaç kere sıkıştırıp açık bir şekilde sordum ama ağzında birşeyler geveleyip beni başından saldı bende bir daha sormadım zaten her şey apaçık bir şekilde anlaşılıyor.
Minho evlendiğimiz gün verdiği sözü tutmuş bana karşı kötü amaçlı bir temasta bulunmamıştı. Bu bir ay içerisinde birlike uyumuştuk, yemek yemiştik, film izlemiştik ve bir çok şey yaparak yakınlaşmıştık ama yinede evli bir çift yerine iki arkadaş gibi duruyorduk.
Minho her ne kadar yakınlaşmış da olsak, her ne kadar bana zarar vermeyeceğini de bilsem de eve geldiğinde kanlar içinde kalan kıyafetleri içime bir korku salıyor. Ve ben bu konu hakkında düşündüklerimi içimde tutmak istemiyorum. Ayrıca sadece kanlı kıyafetler değil yaptığı işte bana hiç güven vermiyor.
Dış kapını açılma sesi gelince odadan çıkıp koridorda dış kapıya doğru ilerledim. Kapını önünde ayakkabılarını çıkara minho'yu görünce "hoşgeldin" dedim bana bakıp gülümseyerek "hoşbuldum" dedikten sonra ev terliklerini giyip doğrudu. Giydiği beyaz gömlek kan lekeleriyle doluydu, gözümü kan lekelererinin üzerinde gezdirip tekrar yüzüne baktım cüm ciddiyetimi toplayıp "minho biraz konuşabilir miyiz? " diye sordum bu konuyu bugün kapatmalıydık "tabi ama önce bir duş alsam iyi olucak" benim aksime yüzündeki gülümsemeyle cevap verdi, başımla onaylayıp mutfağa geçip yiyecek birşeyler hazırlamaya başladım.
Bardaklarıda masaya koyduktan sonra seslenmek için kafamı kaldırdığımda kapıya yaslanmış bir şekilde beni izlediğini gördüğümde irkilmiştim O tepkime kıkırdarken kaşlarımı çatıp "ne zamandır ordasın? " diye sordum "çok olmadı, yeni geldim" diyip masadaki yerini alıp yemeye başlayınca bende karşısına geçip yemeye başladım.
Son lokmamı alıp üzerine bir yudum su içtikten sonra ellerimi masanın üzerinde birleştirip onun yüzüne baktım. O da yemeğini bitirip bana bakıp gözgöze gelmemizi sağladı "benimle ne hakkında konuşmak istiyorsun?" diye sorunca derin bir nefes alıp "eve kanlı kıyafetlerinle gelmen beni korkutuyor minho " dedim.
Göz temasını bozmadan elini uzatıp birleşik olan ellerimin üzerine koydu "korkmana gerek yok sen bu dünyada zarar vereceğim son kişi bile değilsin" pembemsi dudaklarından dökülen bu kelimeler kalbimi tekletsede küçük bir tebessümle devam ettim "tek mesele bu değil " dedim.
Kaşları çatılırken "peki diğer mesele neymiş? " diye sordu yüz ifadesinden biraz tırsamda belli etmeden diğer sorumu yönelttim "minho neden bu işi yapıyorsun?" diye sordum. Elini ellerimin üzerinden çekip arkasına yaslandı "ilk başlarda öyle gerekiyordu ama daha sonra getirdiği gelir ve bir çok sebepten dolayı yapmaya devam ettim." bu sefer kaşlarını çatan taraf ben olmuştum "başta öyle gerekiyordu dedin ya sebebi neydi ?" diye sorduğumda gözlerini kaçırınca "anlatmak zorunda değilsin" diye belirtim başını hayır anlamında sallayıp "sen benim eşimsin benim hakkımda herşeyi bilme hakkına sahipsin" dedi.
Ben ona merakla bakarken oda benim gibi ellerini masanın üzerinde birleştirip anlatmaya başladı "lise 2 ye gittiğim sene bir arkadaşım yüzünden uyuşturucu kullanmaya başladım..." duraksayınca bu sefer ben onun elini tuttum "...çevremdekilere zarar vermeye başlayınca bu illeten kurtulmak için benden önce başta olan adamın yanına gittim onun için çalışmayı kabul edersem beni iyleştireceğini söyledi bende kabul ettim..." elimi iki elli arasına alıp devam etti "...çok uzun bir süre onun için çalıştım daha sonra beni başa geçirdi bir kaç yıl da onun gözetiminde çalıştım o ölüncede uyuşturucuyla ilgili tüm işleri bıraktım " dedi.
Dolan gözlerimi saklamaya çalışırken "peki bu iş dışında yapıtın bir şey var mı ?" diye sordum başıyla onaylayıp " bir şirketim var ama onunla pek ilgilenmiyorum başına bu işte iyi olan birini koymutum ama geçen gün hyunjin bizim işlerden uzaklaşıp o şirkette çalışmak istediğini söyleyince başa onu geçirdim." demekki Jeongin benden önce davranmış.
"Peki hyunjin dışında en güvendiğin adamın kim? " diye diğer sorumu sordum "Kim Moonbin de sen niye bu soruları soruyorsun ki ? " kaşları tekrar çatılmıştı. Diğer elimi de birleşik olan ellerimizin üstüne koyup "minho ben bu karanlık işi bırakmanı istiyorum" pat diye söyledim. Şaşkınlıkla dudaklarından yüksek sesli bir "ne? " sorusu çıkmıştı. Tüm kararlılıkla diğer cümlemi dile getirdim
"Eğer bu işi bırakırsan tüm kalbimle seni seveceğime yemin ediyorum "
🖤🖤🖤🖤
Beğen + Yorum
Sizcede olaylar çok hızlı gelişiyor mu?