İYİ OKUMALAR 😘
"Eğer bu işi bırakırsan tüm kalbimle seni seveceğime yemin ediyorum "
🖤🖤🖤🖤
Tüm kanalları gezinirken ilgimi çeken bir şey bulamadığım için televizyonu kapatıp kumandayı bıraktım. Saat 1'e geliyordu ama minho hala gelmemişti normalede bu kada geç gelmezdi ve aramalarımada cevap vermemesi ister istemez beni endişelendiriyor.
O gün konuştuğumuzda bana düşüneceğini söylemişti ama üzerinden bir hafta geçmesine rağmen hiç bir şekilde konusunu açadı. Onun için zor bir karar olduğunu bildiğim için üstüne gitmek istemedim ne zaman gelip konuşmak isterse o zaman konuşuruz.
Saati tekrar kontrol ettim "saat kaç oldu nerede bu adam? " bu soruyu kendime kaçıncı soruşum hiç bir fikrim yok. Kapının açılma sesini duyduğuma yerimden hızla kalkıp koşarak kapının oraya gittim şaşkınlıkla bana bakıp "uyumadın mı?" sorduğu soruyu hiç takmayıp "nerdesin sen? Niye bu kadar geç geldin?" diye soruyla karşılık verdim.
Yüzüne geniş bir gülümseme yerleştirip bana yaklaştı "biraz işim vardı onlarla ilgileniyordum " cevabını duyunca kaşlarımı çatıp kollarımı kavuşturdum "ne işiymiş bu böyle? Aramalarıma cevap vermiyecek kadar önemli mi bari? " şuan benden korkması gerekirken daha çok gülmesi fazlasıyla sinirimi bozmuştu "içeri geçmeme izin verirsen anlatıcağım " dedikten sonra başımla onaylayıp önünden çekildim o salona ilerlerken bende onu takip ettim.
O kanepeye oturunca bende onu daha net görmek için karşısına geçtim gözlerine bakıp anlatmasını bekledim bana bakıp "sana bir iyi birde kötü haberim var, önce hangisini söylim? " biraz düşünüp "önce kötüyü söyle " dedim. Yüz ifadesi ciddi bir şey olduğunu belli ediyordu "bu işten tamamen ayrılamıyorum " dediğinde bende aynı ciddiyetle "neden? " diye sordum "şöyleki tamamen ayrılırsam bunu öğrenen düşmanlarım hem beni hemde seni kolaylıkla öldürebilirler " yüzüm düşerken "peki iyi haber ne?" diye sordum.
Arkasına yaslanıp yüzüne gülümsemesini yerleştirip "ama senin zeki kocan bir yolunu bulup bu işin %90'ın dan elini ayağını çekti bebeğim" dediğinde sevinçten ayağa kalkıp bağırarak "Gerçekten mi?" diye sordum. Tepkime kıkırdarken başıyla onayladı sevinçten elim ayağıma dolanırken kendimi minho'ya sarılırken buldum.
Olduğumuz pozisyonun farkına varınca kalkmaya yeltendim ama minho'nun belimi saran kolları buna izin vermedi ve ben şuan onun kucağında oturuyorum tekrar kalmaya çalıştım tabi bu seferde tutuşu sıklaşmıştı daha fazla direnmeden eski konuya geri döndüm "yani sen bir daha o işi yapmıyacaksın değil mi? " gülümseyerek başıyla onayladı "bunu kutlamamız gerek. Büyük bir partimi versek? Yok ya o fazla olur. Yarın bizimkileri çağırıp birlikte kutlayalım" minho yüzündeki gülümsemeyi hiç bozmadan beni izlerken bende kutlama planlarımı yapıyordum.
Minho sahte bir öksürükle "önce bana küçük bir ödül vermeye ne dersin" tabi bunu söylerken belindeki elleri kalçama doğru yol alıyordu, kaşlarımı çatıp "sana kalbimi vericem dedim götümü vericem demedim " diye çıkıştım gülümsemesi daha sexy bir hal alırken "ikisini birden alsam olmaz mı? " elini tam kalçamın üstünde durdurmuş beklentiyle bana bakıyordu "olmaz " cevabımı duyunca yüzü düşmüştü bu tepkisine içten içe gülerken yüz ifademi sabit tutup onu izlemeye devam ettim, bu iş baya eğlenceliymiş bilseydim daha önce yapardım.
"ya ama niye ya tüm engeller ortadan kalkmadımı" dudağını sarkıtıp sitem ederken gözüm öp beni diye bağıran dudaklarına kaymıştı tekrar gözlerine bakıp yutkundum "çünkü biraz daha sürünmen gerek, kardeşimi dövdürdüğünü hala unutmadım" aslında bahane ararken aklıma geldi oysa bunu eğlencesine yapıyorum yoksa bende farkındaydım bu göt elinde sonunda onun olucaktı.