🎴3.Bölüm:~kuzgun ve buzullar~🎴

186 53 63
                                    

Yeni bölüm...
Keyifli okumalar

Medya: Lupus Lawerence& Ayana Soño Vermello( küçük bir sahne kesiti),Video.
Video'yu ormana giriş kısmında açarsanız daha etkili oluyor, tabii size kalmış...

~•~

"Güç her zaman yıkıcıydı, tedavisi olmayan tek hastalıktı."
~•~

Kütüphane kapısının üstündeki zil demiri, kahve dokusuna vurarak küçük bir çın sesi çıkardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kütüphane kapısının üstündeki zil demiri, kahve dokusuna vurarak küçük bir çın sesi çıkardı. Geri çekilince siyah bir nokta bıraktı, sonra sonra bu siyahlık bütün zili kaplayıverdi. Çalışma odasını kütüphaneden ayıran kapı yavaş bir gıcırtıyla açılmıştı hemen ardından. İşin tuhaf kısmı; kapıyı açan birisi görünmüyordu, yine de çalışma masasına yansıyan uzun bir gölge, içeride bir şeyin olduğunu söylüyordu. Baya ihtişamlıydı ve acelesi varmış gibi sürekli hareket ediyordu. Zilin sanki onu beklemeyeceğini düşünür gibiydi, gölge her hareket ettiğinde sanki havadan yeni bir katman kazanırcasına belirginleşiyor, elle tutulur hatlara kavuşuyordu. 


Biraz sonra ise artık tamamıyla belli olan üstündeki cübbenin yanından yoklayarak bulduğu asasını alelade bir sallamayla çalıştırmaya çalışır gibi yoklamış ve çalışma odasının içinde gerçekten var olarak dolaşmaya başlamıştı. Çok zamanını almayan bir inceleme sonucu bir duvarını boylu boyunca kaplayan haritalara yaklaşmış ve cübbesini dalgalandıracak şekilde iki elini de başının üstüne kaldırmıştı. Sıyrılan kollarında en belirgin özelliği olan beyaz dövmeleri açığa çıkmıştı, düzgün hatlı ellere sahip olmasına rağmen değişik şekilleri neredeyse parmak uçlarına kadar devam ediyordu. Avuç içleri ise duvarın üstünden kayıp geçiyordu.  Zamanının daraldığını hisseder gibi hızını arttıran hareketleri ise sonunda  bir şeyler hissetmiş gibi duraksamış sonra sağ avcu sevinçle yaslandığı bölgeyi bastırmıştı. Dili ise ilk defa odaya hakim olan sessizliği bozmuş, çarçabuk fısıltısıyla istediği şeyi gerçekleştirmişti;

 
"Anaco de vidro roto."

 
Birden bire duvarın o bölgesi genleşip bükülmeye, beyaz dövmeli elini ittirmeye başladı, bir iki saniye sonra ise duvar sanki kusuyormuşçasına öğürmeye, ve büzüşmeye başlamış hemen ardından ise camdan yapılma fanusun içindeki bir şey, kan kırmızısı gül; beyaz dövmeli eline geçmişti. İstediğini alan avucu sıkıca cam fanusu kavrarken zil tekrar siyah yüzeyine kahverengi bir nokta koymuş ve odaya tiz bir ses bırakmıştı...

 
***

 
Eski tarihte sihri-büyü topluluğu henüz bir bütün değilken Troller büyücü dünyasının yer altındaki kalbiydi, kendi saklı zaman ve mekanlarında huzurluydular, bolluk ve bereket sahibiydiler, sihrin yegâne kullanıcılarından ve egemenlerindendiler. Gerek durumları gerekse yaşantıları çok güzeldi. Fakat süregelen huzurları sonsuzluk mührüyle kapalı değildi, ne de olsa her iyi şeyin bir sonu vardır sözüne kurban gittiler. Zamanla saklılıkları ve el değmemiş toplumları keşfedildi, yağmalanmaya ve işkenceye maruz kaldılar. Kötülük boş durmamış ses vermişti ortalığa; kandırıldılar, oyuna getirildiler ve en alt tabaka olana kadar baskı altına alındılar.

Karanlık Büyülerin Mirası ~Düşler Akademisi IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin