Gizemli Biri

51 20 6
                                    

DERYA

Kahvaltıdan sonra herkes voleybol maçı saatine kadar kendi haline dağılmıştı. Dün gece rahat uyuyamadığım için yorgundum. Çadırıma geçip biraz dinlendim. Yaklaşık bir saat sonra duyuru gelmişti. Voleybol turnuvası olacaktı. Takımlar nasıl oluşturulacak, turnuva kaç hafta sürecekti bilmiyordum. Arkadaşlarımı daha fazla bekletmemek için şort ve tişört giyip çıktım çadırdan. Çadırdan çıkar çıkmaz bizimkiler gözlerime çarpmıştı bile. Herkes oradaydı sadece Elif yoktu. Hazırlanıyor herhalde diye düşündüm. Rüzgâr beni görmüştü hemen. Yanlarına yaklaşırken Rüzgâr'ın bakışlarının değiştiğini görebiliyordum. Kaşlarını çatmıştı. Büyük ihtimalle şorta kızmıştı. Onu yeni yeni tanırken bu kadar kıskanç olabileceğini tahmin etmemiştim. Demir'i kıskanıyordu evet ama onu kıskanması normal geliyordu bana. Demir bana açılmıştı yahu.

Yanlarına gelmiştim ki Rüzgâr hemen kolunu belime sarmıştı. Bu hareketi beni afallatmıştı. Ama gülümsemeye çalıştım. Gözlerim Demir'e kaydı. Bize bakmıyordu neyse ki. Rüzgâr'a dönüp kaşlarımı çattım. Ne yapıyorsun demeye çalışıyordum. Kafasını kulağıma doğru eğdi.

"Bir daha o lanet şeyi giymeyeceksin!" diye tısladı. Kaşlarımı daha fazla çattım. Kahkaha atacaktım ama tepki veremiyordum. Çok sinirliydi. Sakin kalmalıydım evet sakin kalmalıydım. Ben de ona döndüm ve fısıldadım.

"Sakin olur musun? Alt tarafı bir şort."

Beni duyduğunda belimdeki elini daha da sıktı. Elini tuttum ve gözlerine bakıp elini belimden yavaşça uzaklaştırdım. Kıskanıyordu tamam ama tepkisi fazlaydı. Buna katlanamazdım. Neyse ki Elif gelmişti de tekrar bir şey söylemek zorunda kalmamıştım. Oyun alanına doğru ilerledik. Rehberimiz tüm herkesi gruplara ayırmıştı. Karşılıklı gruplar olarak maç yapacaktık. Kimse profesyonel olmadığı için maç süreleri kısa olacaktı. İlk kısım 15 de, ikinci kısımda 30 da bitecekti. Böylece yarışı kazanan üst seviyeye geçecekti. Takımlar kız erkek karışık olacaktı. Ve kamptaki herkes oyunlara katılacaktı. Elif sonradan kampa dâhil olduğu için henüz onun ismi listede yoktu. O yüzden o oynamayacak kenardan destek verecekti.

Gruplar tek tek açıklanırken heyecanlanmıştım. Umarım bugün maç yapmayız diye düşünüyordum ki adımı duydum. Başka tanıdık isim var mı diye kulak kesildim. Sadece Demir'in adını duymuştum. Demir yanıma geldi.

"Aynı takımdayız." dedi eliyle bana çak işareti yaparken. Elimi kaldırdım ve eline vurdum. Bu durum Rüzgâr'ın hiç hoşuna gitmemişti hem de hiç. Takımlar 5 kişilikti ve 8 takım vardı toplamda. Kamp ilk günlere göre daha kalabalık gözüküyordu. İlk maçı bizim takım ve karşı tarafta hiç kimseyi tanımadığım bir takım vardı. Herkes birbirleriyle tokalaştı. Ve oyun alanına dağıldık. Hakem ortaya geçti ve topu yukarıya attı. Ben ve Demir öndeydik. Düdük çaldı. Hemen hemen en önemli kısımlar bizdeydi. Sayı vermemeliydik.

Yaklaşık olarak 10 dakikadır oynuyorduk ve ben haddinden fazla yorulmuştum. O kadar terlemiştim ki tişörtüm üzerime yapışmıştı. Demir'e doğru yan gözle baktığımda o gayet sakindi. Terlememişti bile. Ama bizim takımdaki çoğu kişi üzerindeki tişörtü çıkarmış ve üstsüz oynamaya başlamışlardı. Demir'e her top geldiğinde bana atıyordu. Her seferinde kıl payı kurtarıyordum. Şu ana kadar hiç sayı alamamıştık. Karşı takımın sayısı ise 6 olmuştu bile. Artık oyun bize dönmeliydi. Demir'e arkaya geçmelisin dedim. Demir top atılmadan hemen arkasındakiyle yer değiştirdi. Yanıma gelen çocuğa gülümsedim.

-----------------------------------------------------------

Maçın ilk yarısı bitmişti. Biz sayı olarak hala gerideydik. 15'e 10 yeniliyorduk. Mola geldiğinde kendimi yere bırakmıştım. Boynum sürekli yukarıya bakmaktan ağrımaya başlamıştı. Elimi boynuma götürdüm. Yanıma birinin geldiğini gölge de kaldığımda fark ettim. Kafamı kaldırmadan göz ucuyla baktım. Rüzgâr o sırada yanıma çökmüştü. Elindeki suyu bana uzattı. Hemen aldım ve suyu içmeye başladım. Çok susamıştım.

"Teşekkürler." dedim ona bakarken. Bana göz kırptı.

"Yeneceğinizi biliyorum. Kendine inan." Bu sözler ona olan kızgınlığımı alıp götürmüştü. Belli ki o da sakinleşmişti. Ona gülümsemiştim. O da bana inançla bakmıştı.

İkinci yarı başladığında Elif, Tuba ve Rüzgâr'ın tezahüratını duyuyordum. Bize destek veriyorlardı. Kendimi aşırı enerjik ve pozitif hissetmiştim. Demir'e dönüp baktım. Başparmağımı kaldırdım ve yapabiliriz dedim. Gülümseyerek karşılık verdi bana. Takıma maçtan önce tüm pasları bana atmaları gerektiğini sayıları benim alacağımı söylemiştim. Kendime fazla güveniyordum. Umarım pişman olmazdım.

--------------------------------------------------------------------------

Tam tahmin ettiğim gibi 30- 29 son anda yenmiştik. Karşı takımı zor elemiştik. Mükemmel oynuyorlardı. Maçın son düdüğüne kadar ne derece yorulduğumu tahmin edememiştim. Düdükle çok rahatlamış kendimi yere bırakmıştım. Son sayıyı isminin Musa olduğunu öğrendiğim çocuk almıştı. Çok mutluydum. Takım olarak birbirimize sarıldık ve birbirimizi tebrik ettik. Ardından kenara ilerledik. Bizimkiler hep birden üzerimize çullanmışlardı. Bizimkiler dediğim tabii ki Tuba ve Elif'ti. Rüzgâr öyle bir şey yapmazdı. Sadece gözlerimin içine bakıp gülümsemekle yetinmişti. Demir ve ben çok yorgun ve terli olduğumuz için çadırlarımıza erken çekilme kararı almıştık. Önce duş kabinlerinde hızlıca duş almış, sonra da kendimi çadırıma atmıştım. Bugün olanları ve maçı düşünürken çok çabuk uyuyakalmıştım.

Gece çadırımın fermuarının açılma sesiyle uyanmıştım. Etraf çok karanlıktı. Kimin geldiğini göremiyordum. Hareketsiz kalmıştım. Kim olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ne oluyordu yahu? Zaten çok yorgundum. bizimkilerden biri olmaması ihtimaline karşı gerildim.

"Derya." diye fısıldamıştı gelen kişi. Sesini tanımadığımı fark ettiğimde kalbim hızla çarpmaya başlamıştı. Bu da kimdi şimdi? Niye çadırımdaydı? Aklıma hemen testereli adam ve günler öncesinde çadırıma giren yabancı gelmişti. Korkum son noktaya ulaşırken sakin kalmakta zorlanıyordum. Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum. Ama bana saldırırsa şu an çok dezavantaj konumdaydım. Sakin kalamıyordum. Atak geliyordu. Sağlıklı düşünemiyordum. Ne olacaksa olmamalıydı. Çadırın çıkışı onun arkasında kalıyordu. Allah kahretsin kurtulamayacaktım. Yavaş nefesler almaya devam ettim.

"Çok güzelsin."

Duyduklarıma inanamıyordum. Bir aşığım daha mı vardı. Umarım sadece masum bir aşk besliyordur diye geçirdim içimden. Başucuma oturduğunu hissediyordum. Bir anlığına nefes alamadım. Sakinleşemiyordum. Çadırımda yabancı biri vardı ve ben sakinleşmek zorundaydım.

"Uyanık olduğunu biliyorum." dedi. Bu cümle kanımı dondurmuştu. Ani hareket etmemeye çalışarak gözlerimi açtım. Çadır karanlıktı. Yüzünü göremiyordum. Bulabildiğim sesimle kelimeleri seçtim.

"Sen kimsin?"

"Seni görmeye gelen bir hayran diyelim." dedi. Söylediği kelimeler beni korkutuyordu. Soğukkanlılığı tüylerimi ürpertmişti.

"Lütfen, çadırımdan çık." dedim kelimelerin üzerinde durmuştum. Zaman kazanmaya çalışıyordum. Beynim çok hızlı çalışıyordu. Bu durumdan kurtulmalıydım. kaçış planı yapmalıydım.

"Haha, tabii ki çıkacağım güzelim. İşimi hallettikten sonra." dediğinde artık sabit durmamam gerektiğini anlamıştım. Avazım çıktığı kadar aklımdaki tek isme bağırdım. 

"Rüzgâr!"

Bu ani hareketimi hiç beklemiyordu. Kısa bir an afalladı. Sonra hemen elini ağzıma götürdü. Korkudan tepki veremiyordum. Beni duymalıydı. Yanımda olmalıydı. Yanıma gelmeliydi. Beni kurtarmalıydı. Ne olur biri beni duysun ve gelsin diye dua ediyordum sadece. Ardından bir seferin yeterli olmayacağını düşündüm. Elini ısırdım. Beklenmedik hareketim karşısında elini hemen çekti. Fırsattan yararlanıp avazım çıktığı kadar bağırdım bu sefer başka bir isime.

"Demir!"

Hemen tekrar ağzıma elini götürmüştü. Bu sefer yoğun bir koku hissetmiştim. Kokuyu istemesem de solumak zorunda kalmıştım. Bilincimi yitiriyordum. Tek duam sesimi duymuş olmalarıydı. Beni her zaman koruyamazdı. Belki de uyanamayacaktım. Korku iliklerime kadar sardı bedenimi. Son hissettiğim şey korkuydu. Son duyduklarım ise şöyleydi.

"Hayatında ne kadar çok erkek var. Bana da yer olmalı!" 


Evet, dostlar yeni bölüm geldi. Yorumlarınızı bekliyorum. Bölümü nasıl buldunuz?

CANIN CEHENNEMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin