Kaybediş

26 7 19
                                    

DERYA

Bazen şaşkınlığın yarattığı sessiz anlar olur ya işte şu an o anlardan birini yaşıyordum. Herkes şaşkınlıkla abime bakıyordu.

"Abicim, bu Tuba." dedim elimle Tuba'yı göstererek. Tuba ayağa kalkıp abimin elini sıktı. Ufak gülüşmelerle merhabalaştılar. Ardından elimle Demir'in sırtına dokundum.

"Abi, bu da Demir." dedim. Demir ayağa kalktı ve tokalaştılar. Son olarak Elif'e döndüm.

"Abi, bu da Elif, Rüzgâr'ın kız kardeşi." Dedim. Elif ayağa kalkıp masanın üzerinden abimle el sıkıştılar. Elif sadece gülümsemişti. Yanaklarının kızardığını uzaktan bile görebiliyordum.

"Ee Elif, abin nerede?" diye sordum Elif'e dönerek. Bir yandan da abimi kolundan tutup sandalyelerden birine oturttum.

"Abim üzerini değiştirecekti gelir birazdan." dedi. Kafamla onu onayladım.

"Abi ben ikimize de kahvaltı alayım siz kaynaşın." dedim gülerek yanlarından ayrıldım. Kahvaltılık almadan hemen çadırlara ilerledim. Rüzgâr'ı bulmalıydım. Acele etmem gerekiyordu. Çadırın yanına yaklaşınca seslendim. Çadırdan çıkıp yanıma geldi. Elimi tuttu hemen.

"Abin mi geldi yani?" dedi. Kafamla onu onayladım.

"Öyle uygun bir zamandı ki." Deyip diğer eliyle saçını karıştırdı. O anı hatırlayınca tekrar utandım. Yüzüm yanmaya başladı. Onu korkutup şaka yapmak istesem de zamanımızın olmadığını hatırladım.

"Abime her şeyi anlattım. Semih ile olanları duyunca benim için endişelenip gelmiş, kampın bitmesini bekleyememiş." dedim tek solukta. Beni başıyla onayladı.

"Şimdi abim bekliyor. Diğerleriyle tanıştı. Seni merak ediyor. Kendin ol. Seni sevecektir." dedim. Yüzünü buruşturdu. Gülümsedim bu haline.

"Abim iyidir merak etme. Babam seni onaylamışken rahat olman gerekmiyor mu?" dedim. Başını hızlıca salladı.

"Haklısın ya. Hadi gidelim kedicik." dedi. Elimi tutmasına kaşlarımı çattım. Bir süre abimin yanında benden uzak kalmalıydı.

"Abim bizi bu şekilde görmesin. Kahvaltı alıp yanlarına gidelim. Ayrı Ayrı." dedim elimle ayrı kısmında tırnak açarak. Ensesini kaşıdı. Başıyla onayladı beni. Derin bir nefes alıp verdi. Sonra da eliyle öne doğru reverans yaptı. Bu haline gülümsedim. Ben de ona reverans yaparak karşılık verdim. Ellerimle hayali eteğimi tutarken öne doğru eğildim. Ardından tepkisini beklemeden ilerlemeye başladım.

-----------------------------------------------------------

Önce ben, kendime ve abime tabldotta kahvaltım aldım. Sonra Rüzgâr kendi kahvaltısını aldı. Rüzgâr kibarlık yapıp elimdeki tabldotlardan birini aldı. Ona gülümseyerek karşılık verdim. Ben önde o arkada ilerledik. Bizimkilerin masasına yaklaşınca Rüzgâr'a döndüm.

"Sakin ol." diye fısıldadım. Rüzgâr tedirgindi. Elleri titriyordu. Küçük bir çocuk gibiydi. İçimde ona karşı şefkat hisleri artıp çoğalıyordu. Kollarıma alıp geçti diye sarılmak istiyordum. Nihayet masaya geldiğimizde aksilik olmaması için içimden dua ettim. Tabldotu hemen abimin önüne bıraktım. Masada anında sessizlik oldu.

"Abi, işte Rüzgâr geldi." dedim ellerimle Rüzgâr'ı göstererek. Avuçlarım terlemişti. Ellerimi koyacak yer bulamadım. Belimin iki yanında birleştirdim. Rüzgâr'ın elleri hala titriyordu. Elinden tabldotları alıp masaya koydum hemen. Rüzgâr elini abime doğru uzattı.

"Ben Rüzgâr."

"Ben de Doruk, memnun oldum."

Abim uzanıp Rüzgâr'ın elini tuttu. Aşağı yukarı ellerini sallarken, Rüzgâr'ın yüz ifadesi değişti. Ne oluyor şimdi yahu? diye söylenirken anladım abim elini kuvvetli sıkıyordu. Abimin bu hareketine göz devirdim. Daha fazla kıyamadım ve abimi kendime çekip oturmasını sağladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 19, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CANIN CEHENNEMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin