Kimsesiz-2

1.4K 53 3
                                    


Zaman sadece beş harften oluşuyorken bu kadar uzun olmasını aklım almıyordu.Kimine göre zaman su misali,kimine göre geçmeyen bi kavram, insan yaşadığı her anı mutlulukla geçtiğinde su misali akar. Acı,hüzün,eziyet dolu geçince her anı geçmek bilmez o insan için zordur bitmesini beklemek nereye kadar, ne kadar sürecekti. Ben ise bugüne kadar geçmesini bekledim geçmedi yirmi yıl değil yüz yirmi yıldır yaşamıştım sanki . Bitmesini bekliyordum hep beklediğim gibi. Silahın soğuk namlusu halen alnıma dayalıydı bir an önce bitmesini bekliyordum kurtulmayı kavuşmayı. Bir anda odada gülüşü yankılandı Yavuz Arka'nın neden güldüğünü bilmiyordum gözlerimi açıp yüzüne doğru baktığımda silahı gelişigüzel fırlatmıştı iki kolumdan tutup yerden kaldırmıştı. Neden beni öldürmediğini bilmiyordum ama bunun burada bitmeyeceğini iyi biliyordum.
"Neden öldürmedin beni" ateş saçan gözleriyle öyle bir baktı ki yüzüme kes sesini der gibi o kadar korkuyordum ki bakışlarından baktığı anda tüm bildiklerimi unutuyordum.
"Senin için katil olmaya değer mi?"sesindeki alaycı ifade her defasında karnıma yumruk yemiş hissi uyandırıyordu.

"Çabuk ol evine gideceğiz,daha evleneceğiz" deyip kahkaha atmıştı ardından sessizce bir şeyler mırıldanmıştı ama ne dediğini dinleyecek halim yoktu.
Artık bitti derken hep daha kötüsü oluyordu resmen hayat bana müsait olmayan yeriyle gülüyordu. Tam ne eksik derken koluma yapışıp sürüklemeye başladı ardından, bir an önce kaçıp gitmek istiyordum ben evlenemezdim benden bu kadar nefret eden, Serkan'ın yaşattıkları yüzünden utancımdan hangisinin yüzüne bakacaktım üstelik bi çocuğu vardı ben ona nasıl bakacaktım ben hiç çocuk bakmadım ki ne yapacağımı bilemez halde düşünürken arabaya zorla bindirip yola koyulmuştuk artık karşı gelecek gücü kendimde bulamıyordum bu saatten sonra ne olacaksa olsun diye geçiriyordum içimden.

Hangi ara uyuyakaldığımı bilmiyordum o kadar yorulmuştum ki gözlerim kendiliğinden kapanmıştı.
Arabanın camından baktığımda evimin önüne gelmiştik .
Aceleci tavırlarıyla iner inmez beni de indirmişti arabadan her zaman ki gibi kolumdan sürükleyip kapısı açık olan evime girmiştik babam yerinde yoktu nerede olduğuna dair en ufak fikrim yoktu babam nerede der gibi bakmıştım anlamış olsa gerek hemen cevap vermişti.

"Biz gittikten sonra hastaneye kaldırmışlar şu anda yoğun bakımda"
Babamı sevmiyordum,bana anneme yaptıklarını unutamıyordum ama yine de üzülmüştüm babaydı sonuçta oracıkta yere çöküp hüngür hüngür ağladım her şeye ağlamıştım o kadar çok ağladım ki bir süre sonra gözyaşlarım bitmiş gibi akmıyordu Yavuz Arkan ise sessizce ağlayışımın bitmesini bekliyordu.

"Ağlaman bittiyse kimliğini ve özel eşyalarını al bekliyorum burada"
Yapacak bir şeyim yoktu eve gidip Cansu'dan yardım isteyecektim ya da babasından artık yorulmuş ve bitmiş durumdaydım.Ağır adımlarla odama gidip öylece yatağım yanında duran çantamı aldım bi kaç parça kıyafet alıp büyük olan çantamın içine sıkıştırdım.Salona geldiğimde kapıda beni bekliyordu sessizce yanına gittim ve arabaya doğru ilerledik mahalledekiler beni tanıdığından hepsi bize bakıyordu hakkımda ne düşündüklerini az çok tahmin ediyordum ama umursayacak durumda değildim.Arabanın kapısını açtığım sırada arkamdan dedikleri kırıcı sözleri işitmiştim.
"Güzelliğini kullanıp bulmuş zengin adamı" bir şey bilmedikleri halde konuşuyorlardı işte insanoğlu acımasızdı işte. Arabaya biner binmez yola koyulmuştuk kafamı cama yaslayıp dışarıyı izliyordum. İnsanlar dünya telaşına kapılıp hepsi bi yerlere yetişiyor gibi hızlı ve acele ediyorlardı oysa hepsinin bi sonu vardı ama yokmuş gibi davranıyorduk. Kafamı ona doğru çevirdiğimde dikkatli bi şekilde arabayı kullanıyordu bugün biraz daha öfkesi dinmiş gibi gözleri kızarık değildi ve sakindi,ona baktığımı fark etmiş olmalı ki bana doğru dönmüştü kısa bi bakış atıp yüzüme ardından yola bakmıştı.

GİRYÂNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin