Çaresiz-3

1.3K 50 0
                                    


Beden ve ruh  bu kadar farklıyken nasıl beraberdi,beden görünürken,ruh görünmeyendi zıt ama aynı. İnsan ruhundakileri saklarken beden ele verirdi her şeyi,ruh gizliydi.
Bedende ki yaralar acılar görünendi dermanı olandı, ama ruh kendini saran iyileştirendi,bazen hiç geçmeyen dermansız yaralardı. Bazen kanardı kendini sarmayana kadar geçmezdi, hayattı dermanı da ilacı da.
Ruh ve çaresiz bana göre aynıydı kelime anlamıyla farklı ama aynı işlevi görendi. Ruh kendi başınaydı çaresiz gibi yapayalnız kimsesiz bazen bi kelimeyi sözlükteki anlamıyla bilmek yetmezdi tam manasını yaşamak gerekirdi. Dibine kadar yaşamıştım çaresizliği, kimsesizliği, bekliyordum sadece bi umut çaresizliğin çaresini.
__

Öylece oturmuş Cansu'nun bana yaptıklarına bakıyordum bomboş hissiz bi şekilde dün nikah için aldıklarını gösterdikten sonra gitmişti sonrasında Eymen gelmişti yanıma alışması için birlikte uyumamız gerekiyormuş biraz olsun alışmıştım, çok sevimliydi sanki içimdeki korkuları,stresi biraz olsun almıştı o tatlı bakışlarıyla .Sonra uyutup ona sarılıp bende uyumuştum uzun zamandır bu kadar  huzurlu uyumamıştım. Cansu kahvaltı için bir şeyler getirmişti onu yedikten sonra nikah için beni hazırlıyordu tüm ısrarlarıma rağmen elbiseyi giydirip saçımı ve makyajımı yapıyordu öylece bir an önce bitmesini istiyordum dayanamıyordum artık sabrım azalıyordu.
"Ayy çok güzel oldun"
Aynaya baktığımda güzel olmuştum evet ama umrumda değildi ki ellerine sağlık diye mırıldandım sadece ,üzülmüştü Cansu kimse istemiyordu bu nikahı ama bi şekilde zorla oluyordu. Elbiseyi giymek istememiştim ama saygın bir aile olduklarından misafirleri gelecekmiş ve özenli olmam gerekiyormuş. Cansu hazırlanmak için kendi odasına gitmişti bende bekliyordum bir an önce bitmesini istiyordum. Bir süre sonra Cansu artık salona inmemiz gerektiğini söylemişti beni kolumdan nazikçe merdivenlerin başına getirmişti neden burada beklediğimizi bilmiyordum. Stresten avuç içlerim terliyordu aşağıdan gelen müzik sesi ve misafirlerin sesi ise daha da geriyordu beni kafamı kaldırıp aşağı doğru baktığımda Yavuz bize doğru geliyordu gözleri önce saçlarımda, yüzümde ve vücudumda dolaşmıştı bir süre sonrasında yüzüne keyifsiz bir gülüş yerleştirip koluna girmem için elimi tutmuştu.Beklemediğim dokunuşuyla bi anda yerimde sıçramıştım koluna girdiğimde ağır ağır merdivenlere doğru adımladı.
Bacaklarım titriyordu ve o olmasaydı yuvarlana bilirdim merdivenlerden salona iki basamak kala alkış sesleri yükselmişti misafirler bize doğru baktığında kafamı eğmiştim çok utanıyordum ve gergindim. Nikah kıyılırken son çare hayır demeyi düşünmüştüm ama Yavuz sanki düşündüğümü hissetmiş gibi odama gelip tehdit etmişti gece son umudum da bitmişti öylece ,salona doğru yürüdüğümüzde nikah memuru gelmişti bize ayırılan masaya doğru geçmiştik. İçeridekilere kısa bi bakış atmıştım hepsinin surat ifadesi şaşkındı ,daha çok olmamıştı karısı öleli hemen nasıl evlenir der gibi bakıyorlardı. Annesi yengesi bi köşede somurtarak bakıyorlardı göz göze geldiğimizde benden tiksinir gibi bakmışlardı. bakışlarımı Eymen'e çevirmiştim Cansu'nun kucağında her şeyden habersiz bana bakıp gülümsüyordu hafif tebessüm etmiştim ,benim küçücük de olsa umut ışığımdı Eymen bu kimsesizliğimde küçük dostumdu. Nikah memuru eline mikrofonu aldığında stresim daha çok artmıştı ve midem bulanıyordu gerekli konuşmaları yaptığında Yavuz'a sormuştu malum soruyu ifadesiz bi şekilde bana baktıktan hemen sonra dümdüz bir sesle. "Evet" demişti tam da şu anda ağlamak istiyordum gözyaşlarımı biraz daha tutma kararı aldım. Sıra bendeydi ve evet demek içimden gelmiyordu Yavuz hadi der gibi bakıyordu gözleri o kadar korkutucuydu ki evet demezsem neler yapacağının fragmanıydı adeta. Zor bela kısık sesle. "Evet" demiştim salondan alkış sesleri yükselirken 'Gelini öpebilirsiniz'
demişti. Yavuz bana doğru yaklaştığında geri geri gitmemek için zor tutmuştum kendimi, dudaklarıma bakıp sonra gözlerimin içine bakmıştı ürkek bakışlarımla yapma der gibi bakıyordum. Sonra bir anda alnımdan kısa bi şekilde öpüp geri çekilmişti. Korktuğum şey başıma gelmemişti nihayet. Bu kadardı işte yeni cehenneme ilk girişim yapılmıştı içimden bağıra bağıra ağlamak geliyordu ama burada olmazdı Cansu'ya baktığımda başını iki yana sallamıştı ağlama der gibi.
Çok sürmeden misafirler gitmişti. Yukarıya çıkıp biran önce üzerimdekilerden kurtulmak istiyordum.
"Abi resminizi çekmem gerekiyor" işte bu olmazdı onca şeye sesimi çıkarmamıştım şimdi de sanki gerçekten evlenmişiz gibi resim mi çekilecektik.
"Hayır istemiyorum ben"
Yavuz önce bana sonra Cansu'ya baktı. "Gerek var mı Cansu"
"Evet abi yarın haberlere konu olduğunuzda kimse inanmayacak bi kaç resminizin olması şart" bıkkınlıkla nefesini dışarıya vermişti ardından bana bakıp. " Hadi o zaman bir an önce bitsin" kendimi kukla gibi hissetmiştim kimsenin benim fikirlerimi düşüncelerimi dinlemeyip oradan oraya sürükleniyordum. " Cansu lütfen istemiyorum" Cansu üzgün bir şekilde bakıyordu annesi ,babası
adını yeni öğrendiğim Ceyda (yavuzun yengesi) ve abisi Akın Arkan dikkatlice bizi izliyorlardı. "Fikrini soran olmadı "
diyip kolumdan bahçeye doğru sürüklemişti ayağimdaki topuklu ayakkabılar yürümemi zorlaştırmıştı canım yanıyordu.
"Bırak beni canımı acıtıyorsun"
konuşmamışım gibi duymazdan gelmişti havuzun önüne geldiğimizde nihayet bırakmıştı kolumu, acıyan koluma baktığımda kıpkırmızı olmuştu yavaşça sıvazlamıştım acısı geçsin diye o sırada Cansu fotoğraf makinesini ayarlıyordu, Yavuz ise düşünceli bir şekilde bana bakıyordu.
"Evet şimdi abi yan yana gelin"
Yavuz yanıma gelmişti hızlıca bir an önce bitsin istiyordu.
"Evet şimdi abi Seyranın belinden kavra kibarca"
biraz daha yakınlaştığında ter basmıştı beni. Cansu'nun dediği gibi pekte kibarca olmasa da belimi kavramıştı elleriyle nefesimi tutmuş şekilde bir an önce bitsin istiyordum.
" Seyra sende abimin kolunun üst kısmına ellerini yerleştir"
dediği şeyi anlamıştım ama yapmak istemiyordum utanıyordum ve çekiniyordum Yavuz hadi der gibi baktığında Cansu'nun dediği gibi yapmıştım
"Tamam biraz daha yakınlaşıp birbirinize aşkla bakmanızı istiyorum" aşkla bakmak mı içimden gülmüştüm şu an ki durumumuzla alakasız bi kavramdı, ben bakmayınca çenemden tutup yüzüne sabitledi yüzümü aşkla değildi ama kırgınlıkla,nefretle ve hüzünle bakmıştım o ise ne kızgın ne de nefretle bakmıştı,
acı çekiyor gibiydi. "Tamam çok güzel oldu" kendimi geri çekmiştim Cansu'ya baktım " Bitti mi" kafasını evet der gibi sağladığında hızlıca odama çıkmıştım kendimi banyoya atıp yüzümdeki makyajdan ve elbiseden kurtuldum. Yüzüm gözüm şişene kadar ağlamıştım, duştan çıktığımda odaya geçip yatağıma uzanmıştım uyumak istiyordum bir daha hiç uyanmamak.

GİRYÂNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin