"Berkan,ben kötü biri gibi mi duruyorum?"
Dediğim lafla Berkan'ın bana dönmesi ve yüzünü ekşitmesi bir oldu.
Önüne dönüp;
"Saçmalama,bu minik kafanın içinde kötü şeylerin döndüğüne inanmıyorum."dedi ve topladığım saçlarımı eliyle dağıttı.Koluna hafifçe vurduğumda gülerek geri çekildi.
Ben ise hala düşünmeye,Barış'la olan konuşmamızda onu gereğinden fazla üzmü olabileceğimi düşünüyordum.
Sıkıntıyla oflayıp tekrar Berkan'a döndüm;
"Peki,her soğuk insan kötü müdür?"
Bu dediğim şeyi anlamış olacak ki bana dönüp hafifçe gülümsedi ve devam etti;
"Diğerlerini bilemem ama senin bahsettiğin soğuk insan,kötü birisi değil."Bu dediğine burukça gülümseyip tekrar karşımızda duran denize döndüm.
Bazı anlar vardır,o an yaşanırken pişman olacağınız gram aklınıza gelmez,söylediğiniz lafların her birinin arkasında duracağınızı düşünürsünüz çünkü.Fakat sonra,bir vakit sonra karşınızdakinin yerine kendinizi koyarsınız,işte o an raydan çıkar her şey.
Ben dalgın dalgın denize bakarak düşündüğümde yanımda olan Berkan'ı da unuttuğumu farkettim.
Berkan'a döndüğümde,yanımda sadece Berkan değil Parviz,Sercan,Elif ve Barış'ı da buldum.Hepsi bana bakarken Barış Berkan'la Elif'in arasına oturmuş,benim az önce yaptığım gibi dalgın dalgın denizi izliyordu.
Barış, yine sadece kendisi var gibi davranıyordu,sadece kendisi.Kafamı Berkanlara çevirip;
"Dalmışım ya." dediğim an Berkan kahkaha attı ve devam etti;
"Farkettik zaten onu ufaklık."
Gülümseyip tekrar önüme döneceğim an Sercan'ın Parviz abinin yanından kalkarak benim yanıma gelmesi tekrar denizi izlememe engel oldu.Barış'a baktığımda gram ifade yoktu yüzünde,bakmıyordu bile bu tarafa.
Sercan'a döndüğümde bana bir şeyler
anlatıyordu ama hiçbirini dinlemiyordum.
"...değil mi prenses?"
Sercan'ın ağzından çıkan son cümleyle Berkan'ın kahkaha sesi duyuldu.
Sercan,bana 'prenses' dedi diye gülüyordu işte,aptal.
Sercan'ın dinlemediğim laflarını onaylamak için ağzımı açtığım an Barış'ın sesi duyuldu;
"Yavşak."Çenesini kasarak söylediği bu lafı Sercan'ın duymaması beni sevindirdiğinden içimden dans etmek geliyordu fakat Sercan'ı buradan uzaklaştırmalıydım çünkü Barış'ın çenesi susmayacaktı.
İki yanımdan çektiğim kumlu ellerimi birbirlerine sürtüp ayağa kalktım;
"Aynen,Sercan abi.Dediklerine katılıyorum.Bizim Berkan'la birşey konuşmamız lazım,özel."Sercan bir Berkan'a, bir de bana bakan Barış'a bakıp sıkıntıyla ofladı.
"Tamam,sonra konuşuruz,prenses."
Dediği şeyden sonra arkasını döndüğünde yüzümü ekşiterek arkasından baktım iki saniye kadar.Berkan'ın lafıyla arkamı döndüm;
"Prenses ne Allah için ya ahahaha!"Bu lafından sonra Barış nihayet ağzını açabildi ve;
"Kapasitesi o kadar çünkü."
Bu lafından sonra Parviz abi dahil olmak üzere hepsi kahkaha attı.
Gözlerimi kısıp ona baktığımda aynı şekilde karşılık verdi."En azından kapasitesi var,öyle düşünelim."
Bu dediğim şeyden sonra Berkan liseli ergenler gibi 'oooo' gibi değişik sesler çıkardı.
Barış çene kasını rahat bırakarak konuşmaya başladı;
"Bir kıza prenses diyorsam ve o kız bunu kapasite olarak görüyorsa,kapasitemin olmamasını tercih ederim." dedi ve hafifçe sırıtışla;
"Ayrıca sana boşuna prenses dedi,senin yerinde olsam ağlardım.""Sana prenses derlerse ağla zaten."
Berkan'ın 'oooo' sözleri kulaklarımı yine tırmalamaya başlamışken Barış ekledi;
"İyi,git o zaman prensinin yanına."Yapmacık bir şekilde gülümseyip;
"Prensin yanına prenses gitsin,beni ilgilendirmiyor." dedim ve eski yerime,Berkan'ın yanına oturdum.
Hava kararana kadar sohbet ettik,hatta bir ara Berkan'ın Barış'a göndermeleri sonucu Barış Berkan'ı oturduğumuz yerden adeta denize fırlatmıştı,daha sonrasında Berkan Barış'a trip bile atmıştı.
Barış'ın,benim dediğim o laflardan sonra adadakilerle iletişim kurması gerçekten ama gerçekten değişikti.
Sanki,ders almış gibi davranıyordu.
Onu tekrar böyle görür müydüm bilmem ama,keşke hep böyle gülse.- 12.39