"Teşekkür ederim,tekrardan."
Elif'in uzattığı kahvaltı tepsisini aldım.Masaya oturduğum an;
"Dün akşam,Barış'ı odanın kapısında gördüm." dedi ve hafifçe gülümseyip ağzına bir zeytin attı.
Gözlerimi devirip;
"Ah,evet.Melis'in verdiği bilekliği masada unutmuşum,onu getirdi.""Sadece,bunun için mi?" dedi ve tek kaşını kaldırdı.
Tam o an cevap verecektim ki omuzlarıma dokunan iki el ile arkamı döndüm.
"Günaydın." dedi ve yanımdaki sandalyeye oturdu.
Tahmin etmek zor değildi,tabii ki de Barış'tı.
Tepsimdeki peynirden bir tane alıp gözlerimin içine baktı.
"Sanırım sadece kadınlara yemek vermiyorlar,gidip sende kendine bir tepsi alabilirsin." dediğim laftan sonra
hafifçe sırıtışıyla;
"Peyniri bu kadar sevdiğini bilmiyordum."
Alayla sırıtıp;
"Hakkımda bilmediğin daha çok şey var."
Elif'e bir döndüm baktım da,gülerek bizi izliyordu."Komik mi,Elif?" dediğim şeyden sonra Barış'ta Elif'e dönmüştü.
Tepsimi Barış'ın önüne itip masadan kalktım.
"Sabah sabah,enerjimi sömürdüğün için tebrikler.Afiyet olsun." dedim ve karşıdaki L koltukta oturan kızların yanına ilerledim.Sohbetleri derindi ki,geldiğimi bile görmediler.
-
Kafama atılan bir topla yüzümü kapattığım şapkayı sinirle çektim yüzümden.Şaziye Abla,Ezgi,Mert,Ersin Abi ve Barış voleybol oynuyorlardı.
Barış topu almak için yanlarından ayrıldı.
Yanıma geldiğinde yerden tam topu alacaktı ki,ondan önce eğilip topu elime aldığım gibi karşıya,Mert'e attım.
Barış kafasını kaldırıp bir bana,bir de Mert'in elindeki topa baktı.
Gülerek;
"Eğer topla aran bu kadar iyiyse parkur bitiriciliğin çok yüksek olacak."
Ellerimi yüzüme güneş geldiğinden alnıma yasladım ve tıpkı onun gibi gülümsedim.
"Eğer,topla aran bu kadar kötüyse ki daha hızını bile bilmiyoruz,parkuru bitiremeyeceksin gibi geliyor." dedim ve yandaki küçük masadan portakal suyumu alıp adeta kafama diktim.Barış, Mert'e küçük bir el hareketi yaptığı an voleybol oynamaya devam ettiler.
Ben şezlongda dikleşirken o da yanıma oturdu.
Alayla gülerek;
"Ne oldu,bu sefer portakal suyunu mu eleştireceksin?" dememle kahkahayı bastı.
"Senin de benim hakkımda bilmediğin çok şey var,basketbolcuyum."
Bu dediğine şaşırmama izin vermeden lafına devam etti;
"Yani,atışlarım iyidir."
Tek kaşımı kaldırıp;
"Gördük canım baya iyi,kafamı isabet aldıysan baya iyi." dedim yüzüne yaklaşıp alayla gülümseyerek."Canım mı dedin sen az önce bana?"
"Evet,diyemez miyim?Yasak mı var?"
Koca bir kahkaha atarak;
"Yo,yasak masak yok."
Bu dediğine gülümserken Sercan'ı gördüğüm an yüzüm düştü,çünkü bize doğru geliyordu.
Barış yüzümün düşmüş olduğunu anlamış ki,arkasını döndü ve anında bana dönüp gözlerini devirdi.
Bu yaptığına hafifçe sırıtsam da Sercan'ın yanımıza gelmesiyle tekrar ciddileştim.
"Selam canım."
Sercan'ın dedigi laftan sonra Barış bir bana, bir de Sercan'a baktı.
Hafifte olsa gülümseyerek;
"Selam,Sercan Abi."
Bu dediğime ben içimden gülsem de Barış kendini tutamamış kahkahayı patlatmıştı.
Sercan morarmış bir halde birkaç saniye dursa da yine o sırıtışıyla;
"Dün gece öyle demiyordun ama?"dedi ve bu sefer kahkahayı bastı.
Barış'a baktığımda,ağzımdan çıkacak kelimeyi bekliyor gibiydi.
Sercan'a gözlerimi hafif kısarak bakıp yine gülerek;
"Yaştan dolayı sanırım bu unutkanlığın,anlıyorum seni abi.Dün gece de hiçbir şey olmadı.İki sohbet ettik,kapıya kadar eşlik ettim,ve gittin.Bence tedavi görmelisin bu unutkanlık için."
Dediğim şeyden sonra Barış, bana gülerek bakıp kafasını salladı.
Sercan ise yenilgisini anlayıp yanımızdan uzaklaştı.
Barış, o gittikten sonra;
"Dün akşam neden odandaydı?"
Sıkıntıyla iç çekip;
"Valizlerimi kapıya getirdi,sonra dedi ki içeri davet etmeyecek misin,öyle işte."
"Sende kabul ettin?" dedi tek kaşını kaldırıp.
"Nezaketen etmem lazımdı."
Bu dediğime gözlerini devirdiğinde ayağa kalkıp;
"Sana ne yani?Seni ne ilgilendirir?"Kafasını mahcup bir şekilde sallayıp o da ayağa kalktı.
"Pardon,sorduğum için.Aycan hanım." dedi ve Mertgilin yanına ilerledi.
Arkasından seslendim çünkü yanlış anlamıştı;
"Hey,sanırım yanlış anladın.Öyle demek istemedim."
Arkasını döndü ve gülümsedi;
"Boşversene,baksana anlaşamıyoruz seninle.Hiç yormayalım birbirimizi bence."
Dediğim şey ağır gelmiş olacak ki bu tepkiyi veriyordu.
Burukça kafamı sallayıp otelin girişine doğru yol aldım.
-
13.35