Güneş ışığının gözümün içine içine girmesini umursamadan tekrar uyumak için kafamı ters yöne çevirdim.
Tam uykuya dalacaktım ki Elif'in omzumu deşmesiyle(!) gözlerimi zor da olsa açmış,Elif'e bön bön bakıyordum ki;
"Kalk,antreman yapacağız Berkan,sen ben,Parviz." demesiyle gözlerimi tekrar kapattım.
"Barış'ta geliyor." dediği an gözlerim otomatiğe bağlamış gibi tekrardan açıldı.Ne ara ayakkabılarımı ayağıma geçirdim,ne ara ceketimi omuzlarımın üstüne attım,ne ara Elif beni adeta sürükleyerek Ersin abinin yaptığı atış yerine getirdi bilmiyordum ama gözüm yarı açık,yarı kapalı şekilde Berkan'ın yaptığı-pardon yapamadığı-atışları izliyordum.
Berkan,oflaya oflaya atış yaptığı yerin kenarına attı kendini.
"Sıra sende,Aycan."
Elif'in sesiyle kendimi toparlayıp Berkan'ın yere bıraktığı çürümüş hindistan cevizlerinden bir tanesini elime aldım ve gram isabet ettirmek için uğraşmadan karşıya fırlattım.
Devirmiştim tabaklardan yapılan küpün birini.
Uzun bir nefes alıp diğer hindistan cevizini elime alıp bu sefer hedefe odaklanarak attığımda,yine devirmiştim.
İki tane daha attım,dört atıştan sadece
bir tanesini ıskalamıştım."Annenin karnından atış yaparak falan mı çıktın sen?" diyen Berkan'a ben dahil hepimiz gülmüştük.
"Sıra sende" diyerek elimdeki hindistan cevizini Barış'a fırlattım,tekte yakaladı.
Benim olduğum yere geçip atış yapmaya başladı.
4/4.
Tüm atışları tamamlamıştı,maşallah."Bingo!" diye bağırıp Berkan'ın yanından zıplayıp Barış'a çakmak için ellerimi uzattığımda,ellerimden çekip kendine sardı.
Bir an,şaşırsam da kendimi toparlayıp kollarımı daha da sıktım çünkü ona sarılmaya ihtiyacım vardı,sanırım.
Tam ondan çekilecekken kulağıma fısıldadı;
"Kamelyaya gel."Vay,buluşuyoruz da(!)
___________"Neden çağırdın?" diyerek kamelyanın içerisine girdiğimde orası sanırsın yatak(!)oldukça rahat bir şekilde kamelyaya uzanmış,ellerini kafasının altına yaslamıştı.
"Canım istedi.""Allah allah?"dediğimde olduğu yerde doğrulup dikleşti.
Çenesiyle yanını gösterdiğinde -ki zaten iki üç adım kalmıştı-ikiletmeden yanına oturdum."Otelde,buraya gelmeden önceki gün,atışlarımı beğenmemiştin.Yine aynı fikrin geçerli mi?"
"Kendi egon için buraya oturmamı istedin mi cidden?"dediğimde kafasını onaylamazca salladı.
"Soruma soruyla cevap verme.Sence hala atışlarım kötü mü?"
"İdare eder." dediğimde kahkaha atarak iki saat beni sinir etmeyi başardıktan sonra nihayet konuştu;
"İddiaya girelim mi?"
Yanaklarımı şişirip onaylamazca kafamı sallarken;
"Bende öyle tahmin etmiştim." dedi ve gülmeye devam etti.
"Takım kuralım istediğimiz kişilerle.Üçer kişilik.20 yapan kazanır.Ama biz seçeceğiz kişileri.Acun abiye de söyleyelim,ödül koysun ister misin?
Bir basketbolcudan maç kazanmak çok zevkli olacak." dedim ve bu sefer ben kahkaha attım."Kimleri alacaksın?Kime güveniyorsun ki bu kadar anlamadım Aycan?"
Yerimden kalkıp oradan uzaklaşmak için hazırlanırken konuştum;
"Yer miyim ben numaraları sencee?"
"Söyleyecek misin artık?"
"Hayır,bu arada karşı takımdan da alabiliyoruz kabul mu?"
"Bana her şey kabul,sen düşün orasını."
"Ha bir deee,eğer kazanırsam kolyeyi bana neden verdiğini de söyleyeceksin."
"Yok canım başka?"
"Bana ne,ayrıca ne çabuk kabul ettin kaybedeceğini..."
"Tamam,kazanırsan anlatırım ama imkansız gibi sen öyle düşün."
"Hıı,kesin kesin."
Biz bu şekilde tartışırken Mert'in o güzelim sesiyle(!) konuşmamız sonlandı.
-15.18