CEHENNEM PRENSİ

118 84 3
                                    

Marcus'tan;

Kaleye gizlice girmek için plan kuruyorduk..... Karen'a güvenmiyorduk ama başka çaremiz de yoktu.. Karen Anthony ve beni kara büyü ile iblis kılığına sokacaktı... Biz içeriye gizlice sızıp kapıda ki muhafızları etkisiz hale getiricektik... Planı tamamen gözden geçirdikten sonra uygulamaya başladık... Karen bizi iblis kılığına sokmuştu... Ve kapıya doğru ilerledik hiç bir şey demeden muhafızlar bize kapıyı açtı... İçeri girdik içerisi dışarıya rağmen çok daha güzel ve bakımlıydı... İlerliyorduk yanımızdan İblisler geçiyordu... Çevreyi süzdük ay'ı bulmadan kapıda ki muhafızları öldürmeye çektik fazla ses çıkarmadan kalede ki odaları inceliyorduk... Ve bir anda girdiğimiz oda da ay'ı bulduk.... Kapıya merakla baktı ve gözlerini ağırtıp iç çekti... Anthony olduğu yerde durdu ve bana baktı... Ben ise AY'IN yanına gittim "Ay" dedim... GÖZ göze geldik ne var dercesine kafa salladı "Benim Marcus seni kurtarmak için bu kılıktayız" dedim... Beni baştan aşağı süzdü.. İnanmamış gibiydi.... "anneme ne oldu?" diyerek bir karşılık verdi... Benim olup olmadığımı anlamaya çalışıyor gibi bir hali vardı... " o yaralandı ve onu ısırdı" dedim... Bir anda gözleri parladı... "Marcus sensin" diyerek gözleri doldu ve o an dışardan bir ses geldi.... Kapıya yaklaşan adımlarım sahibi Kapıyı açtı.... Ay bir anda rolüne büründü.... "ne istiyosun?" diyerek konuşmayı başlattı..."bir çok şey istiyorum ve istediğimi almadığım bir durum olmadı dua etmelisin ki seni öldürmek istemiyorum...." dedi.... Sert bir sesle yüzünde zerre mimik yoktu... Geri de dikilmiş onları süzüyordum... " adın ne senin?" diyerek sordu karşısında ki iblise .... Ve iblis bize dönerek kapıyı gösterdi çıkın diyordu.. Başka çaremiz yoktu ve bizde çıktık.... Kapıda beklemeye başladık...

AY'DAN ;

Sorduğum soru üzerine derin bakışlar beslemişti bana... "Parker Anderson" diyerek iç çekti.... Ve sözlerine devam etti "iblis değilim senin soyunu kurutan Omega lideriyim.." dedi.... Dikkatle onu dinliyordum... "yıllar önce alfalar yeryüzünde ki en güçlü varlıklardı sonra melekler ve daha sonra bir çok alem bu sıraya giriyordu... Alfaların soyunu kurtuğumuzda geriye zavallı melekler kaldı... Onlarında soyları tükeniyor... Artık dünyayı savunucak güçte bir alem olmıcak "dedi.... Gülerek... Gözlerin deki karanlık yüreğim deki karanlıktan daha keskindi.."neden alfa..?" diyerek bir soru attım ortaya " Alfalar saf kanlı Ay kanı taşıyan varlıklardır onlar bir nevi komutandır... Meleklerden üstün varlıklardır...." diyerek yanıt verdi... Aklında bir çok soru olduğu belliydi... Ana yanıtları belki de bende değildi...
Bana dikkatlice baktı ve arkasını dönüp kapıya yöneldi..." sana gönderdiğim elbiseyi giy bizimle yemek yiceksin "dedi ve kapıdan çıkıp gitti... Aradan beş dakika geçti parker ve Anthony içeri girdi.. Ellerim bağlıydı ve ipleri büyüsü ile çözdü.... Oldukça sessizdik.....ellerim ve ayaklarımı çözdükten sonra küçük adımlar ile kapıya yöneldik ve fazla ses çıkarmadan kapıyı açtık.... Karanlık bir kalenin içinde gri saçlarım ışık saçıyor ve çok dikkat çekiyordu ki kaçmaya çalıştığımızı fark ettiler... Birden bağırdılar tüm kalede ses yankılandı... Çıkışa doğru koşmaya başladık Anthony büyüsüyle kapıyı açtı... Ve iki iblis bizi gördü tam üzerimize atlıyacakken... LİSA ve Paul onları mızrak saplayarak öldürdü.. Hemen dışarı çıktık kim olduğunu bilmediğim bir kız oturmuş bizi bekliyordu... Beni gördüğü anda ayaklandı... "güzelmişsin alfa..." dedi ve diğerlerine bakarak "güzel işti aferin hadi gidelim" diyerek sözlerine devam etti...Anthony'e ismini sorduğumda isminin Karen olup Anthony'ninin kız kardeşi olduğunu öğrendim.... Karen bir anda simsiyah bir geçit açtı... Ve tam içine giricekken "Daha yeni gelmiştin... Nereye böyle yoksa yeterince misafir Perver değil miyiz" diyerek bağırdı.. Bağırışının ardından gelen kahkahası cehennemde yankılandı... "Fazla bile durdum başka zaman daha fazla konuşuruz" dedim.... İçimde ki korku güce dönüşmüştü ve bir anda içimde ki gücümü dışarı vurduğum da ellerimden çıkan güç topu savaşçı İblisleri hedef aldı.. Ve birden benliğimi kaybetip bazı sözler söyledim... Ve birden ellerimden çıkan güc koyu bir yeşil rengini aldı... Bu Kara büyüydü birden geçit açtım ve "sonra görüşücez" sestike arkama baktım ve herkes geçitten geçtikleri zaman ben de geçtim ve tüm olanları arkamızda bıraktık..... Geçiti açttığım bölge büyük meclise çok yakın bir ormandaydı... "Neden açtığım portlardan geçmedin?" diye bağırdı Karen bir anda ayaklandım ve yanında bitip boğazına tırnaklarımı geçirdim "sen lanet büyücü bizim için kalenin içine portlar açtın kara büyü geçitlerinin nereye gittiğini bilmediği için Anthony bizimle oynadın..." dedim hırıltılı bir sesle o anda meclisi koruyan iki melek geldi... Yüzlerine bile bakmadan" atın bunu zindana " diye hırıltılı bir sesle konuştum.. Melek biraz durdu ve" sizden izin almıyoruz efendim "dedi... Sözleri karşılığında arkamı döndüm ve gözlerinin içine baktım bir anda gözleri faltaşı gibi açıldı ve" afedersin hemen zindana götürüyoruz "dedi.. Ve Karen'ın alıp gittiler diğerleri yeni uyanmaya başlamıştı kara büyü onları farklı etkilemişti...."iyi misiniz?" diyerek sordum telaşla herkes kafasını salladı... üstümü silkeledim mi meclis merkezine doğru yürümeye başladım son birkaç günde Başıma Gelenler gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti 1 yıl önce bu tür şeyler yaşayacağımı anlatmış olsalardı Karşımdakinin aklını sıyırmış olduğunu düşünürdüm hiç inanmadığım sadece vakit geçirmek için izlediğim filmlerdeki vampirlerin kurtların peri ve şeytanların Dünya üzerinde olduklarına inanmazdım lakin şu anda izlediğim filmlerin başrolündeyim Her kitabın iyi kötü sonu vardır Lakin bunu okumadan bilemeyiz ve ben kaderimin sonunu bilmiyorum Bu kitabın sonunu Yazacak kişi benim çok zorlu yollardan geçerek çok kayıplar vereceğim hissediyorum insanlara ve diğer canlılara karşı çok soğuğum ne kadar çok sert biri olsam da yardım severdim şu an ise ne yardımseverlik ne merhametten nede vicdanımdan iz yok.. Merkeze vardığımda tüm melekler gözlerini dikmiş bana bakıyorlardı az önce yanınıza gelen meleklerden biri yanıma geldi benimle birlikte yürümeye başladı "mahkum sorgu için zindana atılmıştır" dedi sert bir sesle yüzüne bakmadan kafamı salladım ve yanımda ki melek beni zindana götürdü merdivenlerden aşşağı inerken karışımıza asil görünüşlü şık giyinmiş gözlerinde ki parlaklığı ile yolunu aydınlatan bir melek çıktı tam karşımda duruyor gözleri ile baştan aşağı süzüyordu "ne hakla askerlerime emir verirsin!" diyerek bağırdı tüm gözler üzerimizdeydi asker tam konuşucakken melek elini kaldırdı ve asker sustu. "Atın bu kim olduğunu bilmediğimiz şahsı zindana" diyerek tiksinti bir bakışla emir verdi... " İlk tanışmamızın böyle tadsız olması beni gerçekten üzdü" diyerek söze girdim.. Sözlerimi bitirmemi beklemeden gözleri parladı üzerimde hakimiyet kurmaya çalıştığını anladım sanki bana kullandığı o güç damarlarımda ki kanda mevcuttu.... Bir kaç saniye hareket etmeden göz teması kurarak geçirdik" bendeniz ay alfa sizinle tanışma şerefini neye borçluyum bilmiyorum ama kim olduğunuz umurumda değil şu an zindanınıza arttırmış olduğum mahkumun sorgusuna giriceğim" dedim. Ortamda ki sesizlik bir anda kayboldu herkes bir ağızdan fısıldıyordu.... Karşımda duran melek çakın gözlerle bana bakıyor nasıl af dileyeceğini düşünüyor gibiydi.... Yavaşça yanından geçip gittim yolda orada çok bekleyecek gibiydik.... Bir kaç kat daha indikten sonra zindana ulaştım.... Karen kötü kahkahasıyla gürültü kirliliği yaratıyordu..
"merhaba Karen tanışmamız iyi bir başlıkta başlamadı yeniden tanışalım ben ay sen de hain büyücü Karen Word Abisi Anthony Showun üvey utanç kaynağı... Sana bir kaç sorum olucak bana yardımcı olman lazım"... Sesizlik kısa sürdü " çıkarım ne olucak?" diye sordu"ne istersen "dedin sakince" serbest kalmak istiyorum "diyerek yanıt verdi onayla kafamı salladım" kabul mü? Doğru söylediğinin Garantisi var mı?! "diyerek adeta yılan gibi tısladı" yok ama başka çarende yok"dedim... Zindanın karanlık köşesinden çıkarak bana göründi kafasını onayla salladı sakin bir tavırla "Parker kim?"... Diyerek sordum
"bilmiyorum" dedi... "yalana yer güzelim dürüst ol" dedim... Daha da yaklaştı "onun hakkında kimse bir şey bilmez ama ben sadece dedesini biliyorum Brian anderson
Parker onu vampir yaptı" dedi... Tarafını tuttuğu alemi hiç düşünmeden satmıştı zor olur sanmıştım ama kolay oldu "sana neden güvenim?" diye sordum gülerek "çünkü sadece özgürlük istiyorum" diyerek cidid bir tavırla yanıt verdi.. "dedesinin yerini parker hariç bilen var mı?" diyeg sordum. Bir kaç dakika sessiz kaldı düşünüyordu.. Olumsuz bir şekilde kafa salladı "Anthony biliyor" dedi... Gözlerimi kısarak gözlerine baktım sorna ayaklandım ve "özgür kalıcaksın ama bu iş bittiğinde diyerek zindan dan çıktım Karen arkamdan demediğini bırakmamıştı ama onunla uğraşıcak vakit yoktu... Yukarı çıkıp ... Revir bölümüne gittim. Anthony oturuyor lisa'ya bakıyordu" nasılsın Anthony? "..." bana pek bişi olmadı iyiyim " " iyi olmana sevindim umarım diğerleri de hemen toparlanır.. Fazla uzatmadan konuya giricem  o cehennemde gördüğümüz kişi parker dedesi varmış dedesinin yerini parker hariç biri daha biliyormuş onun kim olduğunu bilen sen mişsin Karen öyle diyor ona güvenmiyorum ama çok inanadırıcı her neyse söyler misin? ".. Anthony bir kaç saniye düşündü" Seni tehlikeye atmak istemiyorum ama itaatsizlik edemem  adı kelvin brian'nın en yakın arkadaşı  karanlık aleme mahkum olan kişilerden "..." karanlık alem nedir? "..." suçluların hiç bir zaman çıkmayacağı hapishane ".... "oraya nasıl geçebilirim?"... "oraya ancak kara büyü ile uğraşan büyücüler geçit açar" biraz bekledikten sonra zindanların yolunu tuttum karen ne isticeğimi anlamışcasına ellerinde ki kelepçleri gösterdi .... Karen diye mırıldandım"ay bunu yapmak istediğine emin misin? " onayla kafamı salladım"  "burdan çıkmak çok kolay kelepçleri açmak için anahtar gerek behçiden alabilirsin ay" sözleri korkutsana da kısa süre içerisinde yaşadığım korku şuan hissettiklerimi baskılıyordu sakince behçinin yanına gittim " karen sorguya alınıcak anahtari verir misin?" diye sordum behçi küçümseyerek baktı "kraliçe izni yok" dedi o sözler ve aşşalıyıcı bakışlar sinilerlenmeme sebeb oldu " ver diyorsam vericeksin inkar etme hakkını sana o kraliçen mi verdi" diyerek sitem ettim tedirginlikle gözlerime baktı ve anahtarı önümde eğilerek uzattı anahtarı alıp  arkamı dönüp hemen zindana girdim karen görünce gözleri ışıl saçıyordu içeri girdim "yap artık" dedim karen kafasını salladı ve kafasıyla birlikte yerde sallanmaya başladı " İnchide dere deshide, deshide usa da-mi cheia...." fısıldadı hapisanede yankılandı Ve bir anda karanlık bir duman bizi çevrediledi ve herşey düzeldiğin de "İad si rai intumerical meu, lımia mea da-mi untunarical o ula deshisa...!!!"   bu nasıl bir geçit harlanmış ateşli bir geçitti.. Ateş etrafımızı çevrelemişti ama yakımıyordu ve birden kendimi kapkaranlık sonsuz bir yerde buldum ilk başta bir kaç adım attım etrafı inceledim ama hiç bit şey yoktu simsiyahtı" Bay kelvin Gerek beni duyuyomusınuz..... kelvin..... Ben ay ..... lütfen beni duyuyor musunuz...?

Bağırıyorum ama sesim yankılanıp bana geri dönüyor . ilerliyorum ve ilerlediğim yer benimle birlikte aydınlanıyor. Annemle bu konuyu konuştuğumuzun gecesinde gördüğüm rüya gibiydi her adım attığımda bir ışıl çevreliyor beni ışığın kaynağını bakarken birden saçlarımın ay gibi patladığını fark ettim adete pusula misali yol gösteriyordu bana birden sesler gelmeye başladu o sesler ürpermeme sebeb oldu biri koşuyor gibiydi ve hırıltılı sesler vardı sürekli etrafıma dönüp bakıyor sesim sahibinin Nerden geldiğini arıyordum ve birden üzerime bir şey atlattı! Beni ısırmak istiyor gibiydi  ama ışığıma giremiyordu ve bir anda eli boynuma geldi birden elim boynuma gitti ve o anda orda dövmenin varlığınu hissettim ..... aman Allah'ın demek rüyalarımda da buraya geldim ya da geleceği gördüm "Demek beklenen zaman gelmiş. Ne istiyorsun evlat"  dedi az önce bana saldıran o değilmişte başkaaymış gibisine
"Brian anderson nerede?"dedim saldırmasını uzatmadan"  cevap vermedi baktı sadece bakıp acıyla tebessüm etti".." neden düştün buraya? " gözlerime uzunca baktı çirkin burnu çürük dişleri ve simsiyah gözleri canavarı aratmıyordu
Bu yaşlı vampir buraya cezalandırılmalı içim gönderilmiş ama kim tarafından...... Melek meclisi....... MEGA meclisi mi......." 
Sana yerini söylicem ama  Parker 'ı öldür"
"neredeler?" Cehennemin 7. katında Haviye katında..... yüzyıllardır orada yanarak cezalandırılıyor...... biz birlikte tutsak edildik ve Parker nasıl cezalandırılıcağımızı gülerek anlatmıştı....... umarım hala oradadır.
"Haviye katı nedir? "dedim
"O mulhitleri, zımdıkları, yalancıları ve münafıkları kucaklayandır. onun ateşi Harareti azap ve şiddeti hepsinden üstündür." dedi anlatırken gözlerinde büyük bir korku san ki görmüş gibiydi"O cehenneme nasıl giricem?"
" Tek yol onları onlardan olduğuna ikna etmek bunu diğer alemlere birlik yaparak bile yapamazsın en büyük ordunun kur yine yapmassın.Çok güçlüler..."dedi anladığım kadarıyla dokunulmazlardı meclis oraya o yüzden saldırmıyordu tek çarem buydu.. Arkamı dönüp tam gidecekken" o ışığını kaybedip karanlıkta kayboldu  sen ise ışıksın asla ışığını kaybetme ayın karanlık yüzü gibi olma ...!"  dedi o kimdi neyden bahsediyordu... Merak edip sormak isterkem bir anda geçit daraldı bende veda bile edemeden geçitten geçtim bir gün onu ordan kurtarıcaktım
Geri döndüğümde karen bitkin bir halde yerde oturuyordu yüzüne kötü bit tebessüm takıp" paslanmışım " dedi.. Göz devirdim kendlme geldiğimde" parker'ı görmek istiyorum " dedim karen" taraf değiştirmek istiyorsun " dedi..." Nerden çıktı? "
Gözlerinden belli süphecisin" dedi... Tam cevap vericekken yer sallandı ve birden ikimizde kendimizi bir mezarlıkta bulduk...." herkesi kandırabilirsin ama beni asla ilk oyunun tuttu ama bu oyunun asla ay madem bizden olucaksın aramıza hoşgeldin"
Duyduğum erkek sesine yabancıydım ama bildiğim bir şey vardı ölümleri benim elimden olucaktı.

LÜTFEN OKUMAYA DEVAM EDİN HER KİTAP BİR ŞANS HAK EDER LÜTFEN GELECEK BÖLÜM ÇOK YAKINDA🖤🌠

yukarıda ki müziği dinleyerek okumanızı tavsiye ediyorum. 🖤🌠🌠

TUTULMA (SON VARİS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin