January 01: Eden's Letter

23 4 3
                                    

"Yeni yıla girdik. Kar yağıyor. Evlerin ışıkları hiç bu kadar parlak olmamıştı.

Yeni yıla girerken ilk defa kendimi boş hissediyorum. Nedense yapayalnız. Oysaki misafirlerimiz yeni gitti...

Bu gireceğimiz yıl bence o kadar iyi olmayacak. İçime öyle doğuyor.

Emily 3 gündür hasta. O yüzden misafirlerle tek ben ilgilenebildim.

Robin, mental olarak kendimi berbat hissediyorum. Boşlukta. Depresyonda olmak böyle miymiş? Şuana dek bunu yaşamış mıydım? Evet. Sanırım bir kez yaşamıştım. Lise, birinci sene.

O sene seninle geçireceğim son sene olduğunu bilseydim kesinlikle o şekilde davranmazdım.

Lisenin havasından gözlerim boyanmıştı. Herkesin fiziksel özellikleri ile yargılandığı bir dünya idi lise. Benim ise o zamanlarda sonunda uzayan boyum ve gelişen çene hatlarım ile öne çıktığım dönemlerdi.
Mavi olan gözlerimi, beyaza yakın sarı saçlarımı artı bir özellik olarak gördüğüm zamandı. Daha doğrusu benim doğuştan sahip olduğum özelliklerin başka insanlar tarafından imrenilmesi hoşuma gitmişti. Aynı zamanda hiç ulaşamadığım popüleritenin kapımı çaldığı...

Senin ise fiziksel özelliklerin, insanları
tatmin etmemesi sebebiyle dışlandığın...

Okulun ilk yarısı seni zorbalardan korumakla geçmişti. Her gün zor durumda kalman beni de geriyordu. Çoğu arkadaşımla senin yüzünden (!) aram bozulmuştu. Zor durumda kalmıştım. Ortaokuldan daha felaket bir şekilde saldırıyorlardı. Üstelik Olivia ve diğerleriyle farklı okulda olduğumuz için sen, benim becereksiz ellerime kalmıştın. Kim bilir molalar da okulun arkasında, tuvalatte kaç kez dövüldün?

Bu da yetmezmiş gibi okul başladıktan kısa süre sonra amcan hastalanmıştı. Uzun bir süre restoranı açamamıştınız. Sen bazen amcana bakmak için gelmiyordun. Gelir gelecek bir yer olmadığı için elinden geldiği kadar abin dükkanı götürmeye çalışıyordu. En azından kolay yemekleri yapabiliyordu.

Gözünü  altında günden güne artan mor halkalar sebebiyle çok sevdiğim benini bile göremiyordum. Buna rağmen sen etrafa gülücükler saçıyordun.

Sen güçlü müsün, zayıf mısın anlayamıyordum.

Dağınık çoğunlukla yukarıya uzanan saçların bu sıralarda uzamış ve önceden olmayan bir kakül  oluşmuştu. Boyun ise pek uzamamıştı yani benim o boyumla, kafan burnuma dayanıyordu.

Senin durumundan etkilenmiş olucam ki hayatımda hiçbir şeyi bu kadar salmak istememiştim. Bu ilk mahalledeki kavga ile başladı.

Hiç tanımadığımız adamlara yürürken yanlışlıkla çarpmıştık. Oldukça sinirli görünüyordu o adamlar. Bizim iki katımız olmaları göze batıyordu.

Sinirli bir şekilde bizi inceledikten sonra içlerinden birisi sana dönüp 'Sen şu restoranı olan çinlinin akrabası mısın?' diyerek kolundan çekmişti. Robin, sen ise 'Ben çinli değilim!' diye bağırmıştın. Bu olay başta komik gelsede sonradan canımı çok acıtmıştı.
İri adam ben müdahale edemeden seni kolundan çekiştirerek bilmediğim bir yere götürdüler.

Sonraki gün okula gelmedin.

Ve diğer günde...

Bir hafta boyunca seni bekledim.

Sonunda bir gün okula geldin. O gün benden kaçmaya başladın.

Seni hazırlıksız yakalamayı başardığımda ise yüzünün her miliminin mor ve şişik olması bana az çok neler yaşandığını anlattı.

Ama bu koca bir zincir değildi. Sadece senden uzaklaşmamın tekbir halkasıydı..

Benden şimdilik bu kadar. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Bu olayı hatırlamak beni yeniden büyük bir şoka sokuyor. Üzgünüm. Hazır olduğum da devam edeceğim. Senden niye ayrıldığımı her ayrıntısı ile yazacağım. Sonra ise ben bitmiş olacağım.

Seni sev...

Eden"

Eden's Letter     [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin