Sirüs.

2.1K 193 141
                                    

Bölüm parçası: The Neighbourhood- Sadderdaze

Neyin pişmanlığını taşıyorsunuz?

Neyin pişmanlığını taşıyorsunuz?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Beni sırtımdan iten rüzgar mı getirecek tüm bu baharı?

*

Gece çöktüğünde, hüzün hükmünü verdiğinde çıplak ayaklarla attığım birkaç adımın sonu pencerenin önünde bitiyor. Önce tülü itiyorum sonra da krem rengi perdeyi. Camı hafifçe aralıyorum, camı aralamam ile birlikte bir acıyı aralıyorum. Işıkların titreştiği sokağa, apartmanlara bakıyorum. Işıklara bakmak bana kendimi özgür hissettiriyor. Belki de insanları özgür görüyor olmak daha önce hiç ziyaret etmediğim bir dükkanın önünden geçmek gibi; o dükkana daha önce gittiğimi düşünüyorum ama hayır, hiç uğramadım. Bir yanıp bir sönen ışıklara ısrarla bakıyorum, gözlerim acısın istiyorum. Dışarıdan bakan biri için ben de o ışıkların sahiplerinden biriyim. Ufak odamda, gecenin üçünde başkalarına pay biçtiğim özgürlüğün bir parçası da aslında bana ait. Öyle hissetmiyorum ama. Hem de hiç.

Hayatımdan biri eksildi diye düşünüyorum. Hiçbir şey yapamadım. Yapabilir miydim? Önünde durabilir miydim? Zamanın ipini bana verseler, tut tutabildiğin kadar deseler başarabilir miydim?  İhtimaller o kadar çok ki, tüm bu ihtimallerin arasında kendimi özgür hissetmiyorum bile.

Hayatımdan biri eksildi diye tekrar ediyorum.

Hayatımdan biri eksildi.

Artık bir kişi daha yok, bir kişi daha öldü. Bir kişi daha öldürüldü. Öldürülen kişinin cenazesini, mutfakta yemek yaparken açtığım televizyondan görmedim. Ailesine bakıp bununla nasıl mücadele edecekler diye düşünmedim. Sadece birkaç dakikalığına çorba yaparken gözlerim uzaklara dalmadı, çorba taşmadı ve öldürülen kişinin yası bu birkaç dakika içine sığmadı.

Bir kişi öldü ve bu benim arkadaşımdı. Cenazesine gittim. Parçalanmış ailesinden geriye kalanı gördüm. En yakın arkadaşının kendini kaybedişine tanık oldum. O yası görmedim çünkü yası tutan bendim. Arkadaşının hüzünlü gözleri ve sesi haberlerde konuşan bir adamdan ibaret değildi. Hemen gözlerimin dibindeydi.

Cenazeden beri o hüzünlü sesi çalıyor kulaklarıma. Hayatını mahveden bir adamı neredeyse öldürecek deli gözlerin sahibinin nasıl böyle hüzünlü bir sesi olduğunu düşünüyorum. En öfkeli anında bile acısının onu dizginlediğini görmenin verdiği garip bir ağırlık var kalbimde, bunu hissedebiliyorum. Elim aralık pencerenin pervazında gezinirken, gözlerim kapalı bir halde derin bir nefes alıyorum.

Odamın kapısı çalınıyor.

Cevap vermediğimde odaya giriyor annem. Gözlerimi aralayıp arkamı döndüğümde, elinde tuttuğu iki kupayla odamın köşesindeki yumuşak koltuğa ilerlediğini görüyorum. Odanın loş ışığına rağmen zarif adımları ve uzun boyu gözlerimin önünde. Bu genleri aktarabileceği bir kızı olsaydı onun şanslı olacağını düşünüyorum. O kız olmayı isterdim.

GÜNEŞİ KAÇIRANLARIN ÖYKÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin