5

161 5 3
                                    

Barın içersine girdiğimde büyük bir süprizle başbaşaydım iyiydi hatta oldukça iyi . Arda yanıma doğru gelirken kendimi toparladım.

-Dansçı kızlar içeride gelip bakabilrsinsiniz uygun görmediklerinizde eleme yapabiliriz.

Başımı sallayıp içeri ilerledim kızlar oldukça gösterişliydi . Babamın partisi için oldukça yeterli ve her erkek için oldukça cazipti. İstemeden gözlerimi Ardaya çevirdim . Bana bakıyordu ona baktığımı anlayınca kırmızılaşan yanakları ona gözlerini üzerimden çekmesini emretti. Ne vardı bu çocukta böyle ? 

Tüm hazırlıkları kontrol edip onayladım. Burda işim bittiğine göre babamı arayıp haber verebilirdim. Biran önce sahile atmak istedim  kendimi düşünmeliydim ve bana iyi gelen tek yer denizin pis dünyamızla kavuştuğu sınırdı ...

Samsundaki barların kapıları sahile açılıyordu . Deniz hergün her gece barların pisliklerine gürültüsüne göz göğüs geriyordu. Bu pislikler içinde masumluğu korumak oldukça zordu ama deniz bunu başarıyordu . Onca pislik yetmezmiş gibi hergün bana katlanıyordu üstelik çoğu zaman denizi kendimle pisletmeye hakkım var mı diye düşünmeden edemiyordum. 

Bankta oturken yanımda hissettiğim bir nefes beni kendime getirdi . Arda yanımda oturmuş denizi izliyordu . Gözlerinin mavisi sanki denize bakarken dalgarın içinde kayboluyordu .

-Huzur arayan insanlar için sahil oldukça idealdir. Ama hayatımızdaki huzuru sağlamak sadece bizim ellerimizde ..

Denizi andıran gözlerine baktım aklıma annem , babam , Nazlı , kendi kendime yaptıklarım geldi. Gözlerim yakalandın pes et dermişçesine saklamıyordu yaşlarını . Birşey diyemedim , ne diyeceğimide bilmiyordum zaten.

Ellerimi tutup gözlerimin önüne getirdi .

-Bak ellerine huzur avuçlarının içinde . Ellerini yumarak huzuru gömmekte senin elinde açıp huzuru yakalamakta .

 Beni tanımadan yine beni tanıması tuhafıma gitsede  söyledikleri hoşuma gitmişti. Ellerime dokunması içimden birşeylerin kayıp gitmesine yol açıyordu , tersine çevrilmiş kum saati misali. Sanki biraz daha konuşsa içimdeki çocuğu açığa çıkaracaktı . Onunda kirlenmesine izin veremezdim . Kendimi kaybetmiş olduğum için sadece kızgındım tüm bunları hissetmeme neden olan hormanlarıma . Bayraklarımı indirmeyecektim indirmemeliydim .

Ellerimi avuçlarından usulca çektim , sağ elimi havaya kaldırdım :

-Bak buda benim sağ elim yüzüne inmesinede ramak kaldı şimdi beni yalnız bırak.

Bi çırpıda ağzımdan dökülüvermişti tüm bu saçma sözcükler. Bir yanım gitme kal desede diğer yanım gitmesini emrediyordu . Bir yanım ona ihtiyacı olduğunu söylerken, diğer yanım bir erkeğe muhtaç kaldığım için ne kadar aciz olduğumu haykırıyordu .

Söylediklerimi duymamıştı sanki hala gözleri denizin üzerindeydi. 

- Babam iyi bir iş almıştı. Batmak üzere olan holdingimizi kurtaracak bir iş . Kutlama yemeği organize etti hemen . Annem benden bir yaş küçük kardeşim ve bende oradaydık, babam için çok önemliydi , ve ona destek olmalıydık . Yemekten sonra eve dönerken direksiyonda babam vardı . O kadar neşeliydi tüm dünya ona bahşedilmişti sanki . Ve annemin çığlıkları o neşeyi yerle bir etti büyük bir gürültü koptu . Gözlerimi zorla araladığımda babam kanlar içindeydi annem ve kucağındaki kardeşim babamın üzerine yatmış baygındılar . 

Duyduklarım karşısında ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemiyordum . Adaletsiz dünyanın canlı tanığı karşımdaydı haketmeyenler hayatta hakedenler toprak altında, onun yerinde ben olmalıydım dünyadan annem ve babam eksilse kimsenin bir kaybı olmazdı yaşayan ölülerdi sonuçta benim için.

Gözlerini denizden ayırmadan devam etti .

-O günden beri tek başımayım . Bu yaşıma kadar ordan oraya savruldum . Hep kendimi suçladım hayatta kaldığım için . Nefret ettim çoğu zaman . Hergün denize döktüm içimi huzur aradım . Dalgarın sesi tek tek alıyordu acılarımı ta ki başımı yastığa koyana kadar. Ertesi gün yine gidiyordum , gece yine aynı kabus. Değişmeyen bir döngü ...

Kalbim delik deşik olmuştu. Gözlerimi açıp baktığım zaman sıcacık ve titreyen ellerinin üzerinde buldum terlemiş ellerimi . Çekmeyi istemiyordumda. Benim kadar yaralı , benim kadar yalnız , benim kadar nefret ediyordu kendimden sanki yüreğinin bir parçası kalbimde atıyordu , hissediyordum yaşadıklarını.

Hiç birşey demeden kalkıp gitti . Arkasından bakarken gözyaşlarım sicim gibi akıyordu. Ben kendimle yüzleşemezken o sırrını , acısını paylaşmıştı benimle benim gibi değildi ke acılarıyla yüzleşebilecek kadar cesurdu . 

   

''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''

Tv keyfi yapmayalı uzun zaman olmuştu . Koltuğa uzanmış kanalları geziyorken kapının kilidi çevrildi . İçeri giren babam yüzünde kocaman bir sırıtmayla içeri girip anahtarı salladı . Yeni kan kırmızısı porchemin anahtarları gözüm önünde sallanıyordu. Anahtarı alacakken babam ani bir hamle ile geriye çekti anahtarları . 

-'' Akşam ki partide vericem anahtarları canım kızım . '' dedi imalı imalı . Tabi arkadaşlarına gösteriş yapmak için iyi bir fırsattı ne kadar tatlı baba kız diyeceklerdi . O anı düşününce lanet okudum defalarca . Ardanın yerine benim anne babamın ölmesi fikri daha iyi yerleşmişti içime . 

Babama kızsamda Ardayı görecek olmak... Şuan gerçekten saçmalıyorum gerçekten. 

Hiç birşey demeden odama çıktım partide tam zamanda olmalıydı canım cici babamın gelenleri karşılaması için yanında yer almam gerekiyordu dimi . Straplez mini kırmızı elbisemi giyip kırmızı rujumla kombinledim. Düz olan saçlarımı tepemde topuz yaparak yüzümün tüm hatlarının açıkta kalmasını sağladım. Zümrüt bir kolye ve küpelerimi taktığımda hazırdım muhteşem partiye.

Bara vardığımda babam kapıda bir kaç adamla sigara içiyordu. Beni görünce yanıma gelip belimden tuttu . Neredeyse itekleye itekleye arkadaşlarının yanına götürdü. Babam gibi üç pislikle daha tokalaştıktan sonra içeriye girdik. Kulaklarımın içini dolduran müzik , sahnedeki dansçı kızların üzerinde dönen renkli toplar , etrafı daha gizemli kılan sisler , direkten aşağı yukarı inen stripizci kızlar midemin bulanmasına oldukça yardımcı olmuştu . 

Mekanın nerdeyse yarısını dolduran takım elbiseli pislikler gözlerini ayırmadan kızları izliyordu bir baba kızını buraya getirebilecek kadar iğrenç olmamalıydı. Arabasına da lanet okudum babama da . Daha fazla kalmak istemiyordum . Babamla gözgöze geldim yanına gitmemi emretti. Anahtarları alıp burdan kaçmak daha mantıklıydı. Yanına gittiğimde kulağıma fısıldadı ondan daha çok tiksinmemi sağlayacak sözcükleri '' Gitmeyi aklından bile geçirme beni rezil etmen senin zararına '' dedi. Bir baba kızını tehtid ediyordu he ? '' Arabayada başlarım senin arkadaşlarına da. Kalsın istemiyorum '' dedim. Bu onu daha çok kızdırmıştı . neredeyse birbirimizi yumruklayacaktık ikimizde gözünü hiç birşey görmüyordu konuştukça daha da hiddetleniyorduk. 

O an kolumu tutup çekti. Başkası olsa sislerden tanıyamazdım ama denizin rengini çalan gözleri sislerin içinde bile parıl parıldı.

-Yürü !!! 

 Ne olduğunu anlamamıştım kalbim yerinden çıkacaktı. Belkide hikayem asıl burda başlıyordu....

 

KALBİME DOKUNMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin