Sıcaklık

469 60 19
                                    

Oyun alanı bugün çok sıcaktı, 35 derece üstünü görmüştü ve aşırı nem vardı. Bu yüzden yarışmacılar baygınlık geçirmek üzereydiler.

Simon benchin arkasına geçip başına sürekli olarak su döküyordu. Raphael biraz ileride onu izlerken kendisini kötü hissetmişti.

"O iyi mi?" Deyip Jace'e bakmıştı Raphael.

"Sana ne."

"Bir soru sordum."

"Bak zaten gerginim ve hava çok sıcak, hıncımı senden çıkarırım."

Alec Jace'i geriye doğru çekerken Magnus da Raphael'e aynısını yapmıştı.

"Ben gidip öğrenirim durumunu." Deyip Raphael'i benchte bırakarak karşı tarafın benchine gitmişti. Sonrasında arkaya geçip Simon'ın yanına çöktü.

"İyi misin Simon?"

"Ben... iyiyim. Ama hava çok sıcak ve biz birkaç gündür oyun alamıyoruz. Açlıktan bayılmak üzereyim."

Magnus kendisini kötü hissetmişti. Birkaç gündür yükselen bir grafikleri vardı ve bu yüzden sürekli oyun kazanmışlardı. Ama bugün skorda geridelerdi.

"Ama bugün siz öndesiniz, kazanırsınız diye düşünüyorum."

"Alec de öyle diyor ama benim oyuna çıkacak halim bile kalmadı."

"Metin abiye söyle ve oynama o zaman."

"Sizin takımdan laf edenler olacaktır. Bugün oyunda kötüydüm."

"Kimsenin laf etmesine izin vermem, sen gidip Metin abi ile konuş. Ben de bizimkiler ile konuşurum tamam mı? Zaten bize ekstra seçme hakkı verirler en kötü, sen canını sıkma."

Elini onun omzuna koyup sıktığında Simon ona teşekkür etmişti. O sırada Magnus onları dinleyen Alec ile göz göze geldi.

"Onu Metin abinin yanına götürürüm ben. Ayrıca bunun için cidden teşekkürler, biz de Simon'a aynısını söyledik ama yapmayı kabul etmedi."

"Bu bir yarışma Alec, rakibiz diye insanlığımızı kaybedecek değiliz."

Alec onu küçük bir gülümseme atıp Simon ile birlikte Metin abinin olduğu yere doğru yürümeye başlamıştı. Magnus da kendi takımının yanına dönüp olayı izah etti, kimse de zaten itiraz etmemişti. Raphael zaten endişesi yüzünden hiçbir şey diyecek halde değildi.

"Yanına git hadi." Dedi Magnus Raphael'e yaklaşarak. "Seni görünce mutlu olur."

"Unuttun mu Magnus, biz ayrıldık onunla. Beni görünce mutlu olacağını sanmıyorum."

"Bence hala seni seviyor ama ben susuyorum. Sonra olay bana patlıyor."

"Oyuna çok asılmayacağım." Dedi Raphael Magnus'u süzerek. "Sen de çok asılma. Zaten gerideyiz ve ödül de pek büyük değil. En azından bir şeyler yesinler. Bizim erzağımız da var nasıl olsa."

"Katılıyorum ama kaybedersek Jace'in dilinden düşmeyiz."

"Jace ile çıkan sayıyı alsın ama Jace harici kişilere yenilebiliriz."

"Anlaştık."

...

Dedikleri şeyleri yapmışlardı ve sonuçta oyunu ünlüler kazanmıştı. Alec olayı çakmışa benziyordu bu yüzden Magnus'a bakıp oyun sonunda bir an kollayarak onun yanına gelmişti.

"Oyunu bilerek bıraktınız gibi hissettim."

"Kim? Biz mi? Niye oyunu bilerek bırakalım?"

"Ben de onu merak ediyorum işte."

"Oyun 10'a 8 bitti Alec, oyunu bıraksak böyle bir skorla mı bırakırız?"

"Son oyunda bana karşı pek hırslı değildin ve kaybettin. Ki ilk 2 sayını almana rağmen. Bu da tuhaf geldi biraz."

"Gücümü yarınki dokunulmazlık oyununa saklamak istemiş olabilirim." Deyip gülmüştü Magnus. "Size şimdiden afiyet olsun."

Magnus göz kırpıp uzaklaşırken Alec de arkasından öylece onu izlemişti.

Siz de duydunuz mu? Evet evet, kesinlikle düşme sesiydi bu. Bence hepimiz bu sesi duyduk...

Acun: Hoop kardeşim o ne, yarısını bana ver hemen.

...

Survivor -Malec-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin