Enkaz(5) | Kurşun Yağmuru

153 10 14
                                    

Vera inanamıyordu yaptığı şeye. Onca acıdan, onca elinden yitip giden, ruhundan yitip giden şeyden sonra Alaçatı'nın ıssız bir sokağında öpüşüyordu ruhunda derin yaralar açan adamla. Hem de hiç durmadan. Soluk alma gereksinimi duymadan. Boran'ın ensesine dolanan ellerini mümkünmüş gibi daha da sıktı. Dilleri birbirinin dudaklarını aralamış ahenkle dans ederken Boran elini önce Vera'nın ensesine, oradan ipeksi saçlarını eline doladı ve canını yakmayacak bir sertlikle çekiştirdi. Vera Boran'ın dudaklarına doğru inlediğinde Boran daha da sert öpmeye başladı. Tek eli kadının bel çukurunu okşuyor, diğer eli gece siyahı saçlarını çekiştiriyordu.

 Tek eli kadının bel çukurunu okşuyor, diğer eli gece siyahı saçlarını çekiştiriyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Solukları karışarak çekilmişlerdi birbirlerinin dudaklarından. Vera adamın ensesindeki elini yavaşça gevşetirken adam asla gevşetmemişti tutuşunu. Aksine, bırakırsa kadın gidecekmiş gibi hissediyordu. Ellerinden kayıp tekrar gidecekmiş gibi... Boran başparmağını usulca kadının yanağına sürtmeye başladı. "Bu işkenceyi daha ne kadar çektireceğiz birbirimize... Ha? Söylesene.." Boğuklaşan sesi ve koyulaşan kehribarlarıyla cevap bekliyordu. "Seni düşünmeyi bir an bile bırakmadım."

Vera sanki söylenmesi çok ayıp bir şeyi söylemiş gibi bakmıştı adama. "Beni otele götür. Senin odana." Kanındaki alkolün kafasını karıştırdığı aşikardı yoksa asla o bal rengi gözlerin içine bakıp bunu söylemezdi. Adamın kehribarları şaşkınlıkla büyürken başını salladı sadece.

Otel yürüyerek yakındı zaten. Yol boyu hiç konuşmamışlardı. Vera ne Hale'yi düşünebiliyordu, ne de şu an ne yaptığının farkındaydı. Tek bildiği bir an önce kendini yıllar önceki gibi adamın kollarına bırakmaktı. Bu gece için buna ihtiyacı olduğunu biliyordu. Sarsak adımlarla karşılıklı odalarının olduğu koridora girmişlerdi. Boran odanın kartını okuturken Vera'nın duyamayacağı bir şekilde iç çekmişti. Ancak Vera'nın sabrı kalmamıştı. Odaya girer girmez adamı omuzlarından ittiği gibi duvara yapıştırmış dudaklarına kapanmıştı.

>>>>>>>>> Şarkıyı açabilirsiniz. (Cinsellik içerir.)

10 Ağustos 2012

Boran bacaklarının arasında uzanan kadının saçlarında gezdiriyordu parmaklarını. Bu kadının saçlarına dokunduktan sonra ipeğe dokunsanız bile sert gelirdi. Öyle güzel akıp gidiyordu gece siyahı saçlar parmaklarının arasından.

"Boran... Burası çok güzel değil mi? Hep burada kalsak ya..." Kadın başımı hafifçe arkaya doğru çevirmiş yumuşacık bir sesle mırıldanmıştı. Keşke, diye geçirdi içinden Boran. Haftasonu için Boran'ın Urla'daki yazlıklarına gelmişlerdi. Yani Vera öyle sanıyordu... Yarın altıncı aylarıydı ve Boran bu güzel kadını hayatına alışını kutlamak istiyordu. Burada herkesten, her şeyden uzaktalardı.

Sahil kenarında tek katlı bir evdi. Bahçe kapısı direk kumsala çıkıyordu... Beyaz duvarları olan, sarı panjurları olan tatlı bir evdi. "Seninle her yer çok güzel. Ama baş başa olmak diyorsan... Evet... Çok güzel." Boran yüzüne yerleşen muzip ifadeyi gizleyememişti. İşin şakasıydı tabii bu... Kollarının arasındaki küçük kadından hiçbir beklentisi yoktu. Sadece ömür boyu gözlerine böyle aşkla baksa yeterdi.

ENKAZ(TAMAMLANDI- KISA HİKAYE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin