Medyayla okursanız hoş olur^^Konserin üstünden yaklaşık 2 hafta geçmişti, Jimin'in bacağındaki ağrı gittikçe artmıştı ve yürümesini engelleyecek boyuta ulaşmıştı. Hastaneye gittiğimizde acilen fizik tedaviye başlaması gerektiğini yoksa bacağını kaybedebileceğini söylemişti doktor.
Bizde bunu göze alamayarak Jimin'i bu tedavi için hazırlamıştık. Chae-rin bile Jimin'i desteklemişti.
"Dalgın görünüyorsun," dediğinde Chaeyoung'a döndüm.
Dalgın değildim aslında. Sadece Jimin'in bu durumda olmasının sebebi babamdı ve bu beni alaşağı ediyordu. Jimin; boks hayatımın dönüm noktasının içine etmişti, babam ise onun hayatını tamamen berbat etmişti.
Biz ise bir ilişki içindeydik. Ne ironi ama. Düşündüklerim ve yaptıklarım asla birbirini tutmuyordu. Jimin'i yerle bir edecekken ona kapılma ihtimalini göze almamıştım hiç.
"Üzgünüm dalgın değilim," dedim ve annemin verdiği lezzetli kurabiyelerin hamurunu yapmaya devam ettim.
"O, iyi olacak.," dediğinde hafifçe gülümsedim.
Kurabiyelerin hamuru hazır olduğunda gerekli işlemleri yapıp fırına atmıştım. Chaeyoung ile birlikte salona geçtiğimizde Jimin'in yanına oturdum.
Ortam sessizdi, kimse konuşmuyordu.
"Şuraya bak, herkesin suratı beş karış!" diye sızlandı Lalisa.
Şu anda bizi güldürmeliydi.
"İş başa düştü anlaşılan, size anılarımdan bazılarını anlatayım o halde de gülün azıcık.," dediğinde herkesin odak noktası Lalisa oldu.
"Lise 3 müydük tam hatırlamıyorum aslında. Neyse zaten zamanı da pek önemli değil. Dersimiz boştu, bizde kızlarla spor salonuna gidelim dedik. Belki top bulur voleybol oynarız diye..." dediğinde anlattığı anı gözümde canlandı.
O gün o kadar eğlenmiştik ki.. tam da anlatılması gereken bir hatıraydı. Lalisa, en sakin ve huzursuz bir ortamı bile mükemmelleştirebilirdi.
"Jennie'nin karnı ağrıdığından trübüne gidip oturmuştu. Biz de işte Jisoo'yla birlikte voleybol oynamaya devam ediyorduk," dediğinde Jisoo araya girmişti.
"Ay hatırladım!" Deyip bir kahkaha atmıştı.
Göz ucuyla Jimin'e baktığında keyfinin yerinde olduğunu görmemle gülümsedim.
"Bizim topumuzda sürekli filede olanların oraya gidiyordu. Tamam, kabul. Birkaç kez Jennie bilerek kızlara smaç atmıştı... neyse. Bizim topumuz onlara doğru gittiğinde bilerek bizim ters yönümüze doğru topa vurmuşlardı," dediğinde minik bir kahkaha attı.
"Tahmin edeyim Jennie hepsinin suratını dağıttı!" dediğinde Jimin'e baktım.
"Sende beni iyice vahşi bir şey yaptın ya," diye sızlandığımda gülüp yanağıma bir öpücük bırakmıştı.
"Yok, Jennie keskin bakışlarını kızlara dikmişti o zaman. Jisoo topu aldığında bu sefer onların topu bize doğru geldi. Topa öyle bir abandım ki kızın kalçasında şak etti," dediğinde hepimiz büyükçe kahkaha atmıştık.
"Durun durun gülmeyin, devamı var," dediğinde kendi de gülüyordu.
"Kız yere yapışacaktı... arkasını döndü bana bağırmaya başladı. Bende 'sen kimsin ki bana bağırıyorsun, senin ağzını yırtarım.' diye bağırdım," dedi ve gülmekten akmış birkaç damla gözyaşını elinin tersiyle sildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/213952106-288-k983290.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black ↬ Jenmin
Fanfic[kitap kapağı @lalipoesy'e aittir!] İnsanlar hiçbir şey olmamış gibi gülüyor, gerçeği saklayarak, gerçekten mutlularmış gibi... Aşk adının altında, yalanları sonsuza kadar sürecekmiş gibi... [jennie kim & park jimin] {ara shipler ve aşk üçgenleri bu...