Cemre'den
Gözlerimi araladığımda açıkcası kendi karanlık bir depoda bekliyordum gayet şık ve düzenli bir evin salonunda değil. Ağrıyan başımı ovalayarak ayağa kalktım ama tekrar koltuğa çökmem bir oldu. Neredeydim ben?
"Uyandın mı?" Karşımda elinde iki kupayla salonun kapısından içeri giren Özgür'e baktım. "Bende kahve yapıp seni uyandırmayı planlıyordum."
"Sen?" Anlam veremez bakışlarıma aldırmadan kahveyi sehpanın üzerine bırakıp hrmen koltuğun karşısındaki orta sehpaya karşıma oturdu. Dizlerimizin birbirine deydiğini yok saymaya çalışarak yutkundum. Gizli numara Özgür müydü?
"Esas sen Cemre hanım. Bana ne olduğunu güzellikle mi anlatırsın zorla mı öğreneyim?" Ben kaşlarımı çatarken başımdaki ağrı birden şiddetlendi. Ellerimi şakaklarıma koyduğumda benden önce elimin altında bi el hissettim. Özgür de şakaklarıma elini koymuş anlımı ovalıyordu.
Ve ne yalan söyliyeyim elleri büyülü gibiydi.
"Teşekkür ederim" teşekmürümü yok saydı.
"Bana ne olduğunu anlatacaksın Cemre. Aklım çıkıyordu. Geldin deli bi cesaretle okulun ortasında beni öptün tüm okul bizi konuşuyor." O bunları şakaklarımı ovalayarak söylemişti. Kaşlarımı çatıp ellerinin arasından kurtardım başımı.
"Tüm okul?"
"Evet Tüm okul. Sen farkında değilsin ama ben okulun sahibinin oğluyum. Önemli olan konu da bu değil zaten. Birden kayboluyorsun ve ben Allahtan peşinden geliyorum. Seni yerde baygın başında maskeli bi adamla görüyorum. Neler oluyor Cemre?" Dudaklarımı birbirine bastırdım. Bj sorgudan sonra birde Yarenle Mervenin sorgusu olacaktı anlaşılan. "Cemre bişey sordum." Sinirli gibi bi hali vardı. Benim için endişelenmiş olmalıydı.
"Bilmiyo-"
"Bana yalan söyleme!" Hiddetle ayağa kalkıp sehpaya bi tekme attı. "Gözlerimin içine bakarak yalan söylüyorsun. O it seni kaçırabilirdi farkında mısın? Şu an onun evinde olabilirdin. Ki bu en iyi ihtimal olurdu belkide ormanın birinde cansız bedenini bulurduk! Aklımı kaçıracağım sen ne yapıyorsun ha tek başına!"
O bunları bağırarak söylerken bencilliğim yüzüme çarptı. Sahi ya ben bunları hiç düşünmemiştim.
"Allahtan telefonunu kurcaladım. Bu şerefsiz her kimse numaranı değiştiriyorsun ve onunla irtibatını kesiyorsun Cemre!"
"Ya sen ne biliyorsun ki ha! Beni arkadaşlarımla sevdiklerimle tehdit etti kimseye söylemeyeceksin dedi. Sen her saniye izlendiğini bilmek güzel bişey mi sanıyorsun? Tamam bende hatalıyım haklısın tek başıma hareket etmemeliydim. Ama yine olsa yine arkadaşlarıma bişey söylemezdim. Ve evet seni öptüm ama onun dikkatini çekmek içindi. Altında bişey arama! Sen benim hiçbir şeyim değilsin." Evet size kolay sinirlemdiğimden ve ağzımdan her türlü sözün çıktığından bahsetmişmiydim. Özgür omuzları düşük bir şekilde bana bir süre baktıktan sonra konuştu:
"Eşyaların koltuğun arkasında kahveni içtikten sonra aşşağıda taksi durağı var binip gidersin." Sessizce odadan çıkışını izledikten sonra omuzlarımı düşürüp koltuğa çöktüm. Ne ara kalktığımj bile hatırlamıyordum sinirden.
"Aptal Cemre!" Saçlarımı çekiştirip ayağa kalkıp hırsla koltuğun arkasından kıyafetlerimi aldıktan sonra salondan çıkıp holün sonundaki çıkış kapısına ilerlerken gözüm aralık kapılardan birine takıldı. Özgür bi kum torbasına sertce yumruk atıyordu. Bir süre duraksadıktan sonra derince bir nefes verip çıktım evden. Dediğini yapmak yerine biraz daha ilerleyip aşşağıdaki otobüs durağına gidip oturdum. Çok ıssız bi yerdi ve ben kendime güvenerek oturmuştum ama otobüsün geldiğinden bile şüpheliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kır Papatyası
Teen FictionBir seviyor, bir sevmiyorsun. Ama bu oyun değil papatyam...