0.7

2.8K 138 70
                                    

Cemre'den

Şuan adeta bir yalan masasında oturuyordur. Daha doğrusu benim yalanlarım masasında. Cereni bi köşeye çekip şaka yağtığımı söylemem gerekiyordu ama sanırım ben söylemeden kürşat Cerene herşeyi açık edecekti. Çünkü gayet koyu bi sohbete dalmışlardı.

Bu arada Özgür de tam karşımda oturmuş telefona gülerek bakıyor ve bişeyler yazıyordu. Kesin o kızla konuşuyor?

Neyse ben önce doladığım yalanları toparlıyım.

"Ceren benle lavaboya gelsene." Ceren tek kaşını kaldırmış bana bakarken tebessüm ettim. Benim sesim çok mu yüksek çıkmıştı herkes bana bakmıştı da masada.

"Tabii," ceren şaşkınlık barındıran sesiyle ayağa kalkarken birlikte lavaboya girdik. Çok geçmeden Yaren de arkamızdan gelmişti. Meraklı civciv.

"Ceren benim sana bişey itiraf etmem lazım." Aslında birkaç şey de sormam lazım da neyse konumuz bu değil.

"Ne itirafı?" Yaren kahkaha atmaya başlayınca Ceren rahatsızca kıpırdandı. Sanırım bizim bu halimizden rahataız olmuştu.

"Ya şey...ben kürşat hakkında sana yalan söyledim. Ama yemin ederim espirisineydi yani düzeltecektim de benim şansıma kafede karşılaştık."

"Anlamadım ne yalanı?"

"O evli değil. Doğal olarak çocuğu da yok. Yani sevgilisi felan hiçkimsesi yok. Ama sana aşık olur maşAllah güzel kızsın tam onun tipi!" Evet kendimi açıklayacam diye iyice rezil etmiştim. Allahım ben niye böyle allı başında kurduğu cümlesini düşünen bir insan değilim ki?

"Yaa gerçekten mi? Ay çok sevindim. Bende kendime hüzünlü şarkı listesi ayarlamaya başlayacaktım. Ayy çok mutlu oldum."

"Nasıl yani? Bana kızmayacak mısın?" Gülerek eliyle kolumu sıktı. "Hayır tabii ki şaka kaldıramayan bi insan değilim."

"İşte bu da Cemre. Sana daha başka türlü anlatamazdım zaten." Yaren'in gülerek söylediğine tebessüm ederek kafamı kaşıdım. İyi bari kurtulmuştum.

"Ha gidelim." Yarenin teklifini ceren onaylarken onlara elimi yüzümü yıkayacağımı söyledim. Onlar gittikden 1 2 dakika sonra kapı tekrar açıldı ve içeriyi onun kokusu doldurdu. Yok artık kızlar tuvaletine mi girmişti? Çok geçmeden kapının kapanma ardından kilitlenme sesi gelirken aynadan ona baktım. Ellerini önünde bağdaş kurdurmuş bana bakıyordu.

"Burası çok sana uygun değil gibi?" Alayla konuşmama göz devirip birkaç adımda tam arkama geldi. Hiç konuşmamasına şaşırsam da sesimi çıkarmadım. Bana doğru yaklaşıp burnunu saç diplerime yaslayıp derince bir nefes çektikten sonra elimi tutup avcuma bir tane çakıltaşı bırakıp gitti.

Ben olayın şaşkınlığıyla elimdeki çakıl taşına anlam veremeyerek tekrar masaya gittim. Ama gittiğimde Özgür yoktu. Bu benden önce çıkmadı mı lavabodan?

"Özgür nerde?" Kendimi turamayıp sorduğum soruya Kürşat cevap verdi.

"Senden hemen sonra telefonu çaldı acil bişey için gitti."

Nasıl ya? Ama az önce lavabodaydı. Bana bu çakıltaşını verdi.

"Şey benim bi işim var yurtta buluşuruz kızlar. Küküm görüşürüz" onlar bana şaşkınlıkla karşılık verirken düşünmek için çok vaktimin olmadığını bilerek hızlıca bi taksi çevirip özgürün adresini verdim. Bu iş bugün bitecekti. Sabah günlük güneşlik hava Özgür'ün evine yaklaştıkca kara bulutla kaplanırken derin bir nefes çektim içime. Şimdi sırası değil cemre. Söz veriyorum burdan sonra güzel bir yerde kafanı dinleyeceksin.

Kır PapatyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin